brightbookmagicc adlı kullanıcının Okuma Listesi
41 stories
YARALI HAYALLER by ElisyaRoyal
ElisyaRoyal
  • WpView
    Reads 7,479,299
  • WpVote
    Votes 315,302
  • WpPart
    Parts 65
Nüket Kozcu, kendi halinde üvey annesinin yaptıklarından hoşnutsuz bir üniversite öğrencisidir. Bir gece bara gider ve tanımadığı bir adamla beraber olur. Ah, yanlış oldu; adamı çok iyi tanıyordur fakat sarhoşluğundan kim olduğunu anlamamıştır. Yakın arkadaşının abisi olduğunu farkettiğindeyse çoktan olayların akışına istemeden de olsa sürüklenmiştir. Nüket Kozcu bu geceyi aklından çıkarmayı planlarken, planları Savaş Akduman'ın planlarına toslar. Savaş Akduman, o gecenin etkisinden kurtulamaz ve Nüket'i beklenmedik bir şekilde kendi dünyasına davet eder. Nüket tarafından aldığı olumsuz yanıtlar ise Savaş'ı durdurmaya yetmeyecektir. Savaş için her şey 'Şehvetten' ibarettir, Nüket ise 'Aşk' istemektedir. Ya şehvet kazanacaktı, ya da aşk. Arası yok! "Sen satranç oyuncusu gibisin Savaş, hedefi değil hedefe giden yolu seviyorsun." (Nüket Kozcu) "Sen etrafına at gözlüğüyle bakarken birinin de çüş demesi bir zahmet zoruna gitmesin, güzelim." (Savaş Akduman) NÜKET KOZCU & SAVAŞ AKDUMAN ??? İlk Yayınlanma Tarihi | 10.Ekim.16 / Pzrt Saat | 23:00 Kitabın Türü | Yetişkin Genç Kurgu Yazan | Elisya Royal
BRONZ SERİSİ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 13,284,699
  • WpVote
    Votes 881,077
  • WpPart
    Parts 102
Kitap oldu. Dört kitabı basıldı. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,141,112
  • WpVote
    Votes 2,069,405
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Zemheri | Tamamlandı by yericeryazar
yericeryazar
  • WpView
    Reads 4,783,162
  • WpVote
    Votes 261,522
  • WpPart
    Parts 67
Yaşadığı travmalar yüzünden ailesi tarafından şımartılarak büyütülen Ahsen'in, yolu diktatör bir yüzbaşı ile kesişir. (Hikayede adı geçen bütün kişiler, kurumlar ve olaylar hayalimin ürünüdür. Gerçeklikle bir alakası yoktur.) 18.03.2023 #GençKurgu 1.
ÖZGÜR KÖLELER | K.K.S. by gokrengi
gokrengi
  • WpView
    Reads 51,838
  • WpVote
    Votes 4,194
  • WpPart
    Parts 46
Hikaye, günümüz dünyasının farklı bir boyutunda yaşanıyor ve bu şekilde yaşadığımız dünyayı eleştiriyor. Aynı zamanda hem soğuk hem de sıcak savaşın ortasında kalan gençleri ve onların burayı yönetme hükümlerinin getirdiği zorlukları anlatıyor. Amaçları, artık yok olmuş olan demokrasi ve insanlığı geri getirmek. Bazı distopik yaklaşımlar bulunmakta ve gerçek kurum ya da kuruluşlarla hiçbir ilgisi yok. O, hiç sevilmemiş hırslı bir prensti. Ben ise sevmeyi bilmeyen bencil bir prenses. Kim bilir, belki de gerçek aşktan kaçmak için aşık olduğumu zannediyordum. Ben Alina. Adımdan da anlaşılacağı üzere asil biriyim. Yoksul, yoksun, daima bir beklenti içinde olan ve yönetilmeye yüz tutmuş bir halkı; yönetmekle hükümlü biri. Yoksunluğu yok etmek için kurulmuş ama yoksunluğun içinde kaybolmuş, tehlikeyi anasının bağrında uyuyan kuzu yapmış ve yıllar önce acının içinde bir umut olmak için kanların içine doğmuş bir bölgede yaşayan kimliksiz biri. Sağanak yağmurun yere düşen ilk damlasının sakinliği ile bakan ama içinde bu damlanın ardından koparacağı kıyameti taşıyan tehlikeli biri. Biriydim işte, yıllar önce yaptığı hata ve yüreğindeki söyleyemediği yara ile terk ettiği bu topraklara geri dönmek zorunda olan biri. "Burası farklı, burada sevmek zayıflık. Ve zayıflığa yer yok. Şimdi söyle bana, cesaretin var mı gerçek aşkı bulmaya?"
FERAH by glayol
glayol
  • WpView
    Reads 811,000
  • WpVote
    Votes 28,862
  • WpPart
    Parts 33
Bir mahalle hikayesidir.🕊 {Yayınlanma tarihi 26 Şubat 2022} "Wattpad" de #1 ❤️ "Hikaye" kategorisinde #1 "Eski" kategorisinde #1
+14 more
FİRUZE by _Mehsa_
_Mehsa_
  • WpView
    Reads 417,267
  • WpVote
    Votes 21,536
  • WpPart
    Parts 17
𓇚𓇚𓇚 "Kaçma!" dedi Ezra yakarır gibi. " Bir kere de beni yakma, iki gözüm." Firuze kolunu kurtarmaya çalıştı. İzin vermedi Ezra. "Gitmem lazım." dedi Firuze titreyen bir sesle. Oysa sert çıkarmaya çalışmıştı sesini ama artık olmuyordu. Yıkılmıştı tüm duvarları, tutamıyordu bu enkazı. Bir kez daha gitmeye çalışınca Ezra'daki bütün ipler koptu. Şu Midyat hep sessizliğine mahkumdu ya! Sevdasını haykırınca göğe şimşekler çaktı sanki yer yüzünde. "Kahrolmayasıca! "dedi onu kollarına alarak. Bir kolu Firuze'nin ince belini sardı. Boşta kalan ise güzel gözlerini kaçırmasın diye Firuze'nin yüzünü kavradı. Bir kere daha isyanını haykırdı ona. "Kahrolmayasıca! Ben daha sana nasıl anlatayım seni sevdiğimi! " Firuze onun kollarında sarsıla sarsıla ağlamaya başladı ama Ezra bunu bile görmüyordu. "Senin sevdanı demire söyledim, boynunu büktü. Taşa fısıldadım, yükümden dağıldı. Şu dağa bağırsam yıkılır ama bir sen anlamadın Firuze!" Bir kere daha sarstı onu. Dudakları arasında sadece Firuze'nin göz yaşları, Ezra'nın ise haykırışları kadar bir mesafe vardı. Aşılsaydı bu uçurum, sönerdi belki bu hasret ama bir nefeslik bu mesafe kaybolmuş yıllar kadar uzundu işte. "Keşke kör kalsaydım!" dedi ona doğru." Keşke kör kalsaydım da senle kör olmasaydı şu gönlüm!" Firuze'nin gözlerine değdi gözleri. Ağladığını fark etti. O da yıkıldı karşısında. Saman alevi yandı sarı renginde. Söndü Firuze'nin kara gözlerinde. "Neden?" dedi yıllardır dilinin ucunda tuttuğu, boğazına düğüm ettiği soruyu sonunda sorarak. "Neden kaçıyorsun benden?" 𓇚𓇚𓇚 19.09
MIH by _Mehsa_
_Mehsa_
  • WpView
    Reads 9,153,987
  • WpVote
    Votes 380,742
  • WpPart
    Parts 68
İntikamın kıyafetini hiç merak ettiniz mi? Peki ya bedenini? İntikam,nefretle kararmış lacivert gözlerdi. İntikam,bir kafesin ardına gizlenmiş saldırmayı bekleyen bir bedendi. İntikam, ruhunu kasıp kavuran ateşten, uçsuz bucaksız bir buz kütlesiydi. İntikam, karanlığa ait dünyada Siraç Vuslat demekti. Yer altı dünyasının Azrail'i olarak adlandırılmış bir genç adam . Bir kulübe,bir masumun intikamı. Bir kurul, suçsuz insanların günahkar kuklacıları. Ve karanlığın intikamına boyanmış kör kuyularına düşen, küçük narin bir ışık; Elif! O bir anahtar. Kalbine hiç nefret uğramamış bir umut. İntikamın ilk aydınlığı; Günışığı! Onun bir görevi var. Seveceği adamın tek hedefi olan intikam onu yok etmeden, kalbini açtığı bu adamın cehennemden uzaklaşmasını sağlamak. Cehennem, bir ışık için kör karanlığı affedecek miydi? Yoksa bir türlü Azrail'i azad etmeyen intikam, onu anahtarsız kapılar ardında saklamaya devam mı edecekti? Oysa Allah'ın ol demesiyle bütün kapılar açılırdı! İntikamın ölümü, Günışığının baharını getirecekti...
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,193,301
  • WpVote
    Votes 722,841
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.