m's favs.
10 stories
Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek by AnitaFelipova
AnitaFelipova
  • WpView
    Reads 1,269,945
  • WpVote
    Votes 74,142
  • WpPart
    Parts 47
Bir şeyi çok isteyince, sahiden olur mu?
BANA ANILAR VER by ceyzabel
ceyzabel
  • WpView
    Reads 253,162
  • WpVote
    Votes 21,718
  • WpPart
    Parts 29
"Bana anılar ver, unutmak mümkün olmasın." (01.01.2024)
Boya by AnitaFelipova
AnitaFelipova
  • WpView
    Reads 1,945,483
  • WpVote
    Votes 87,206
  • WpPart
    Parts 42
Parmaklarımın doğuştan yetenekli olduğunu çok duydum. Yeter ki bir kalem ya da bir boya verin bana. Başka bir şeye ihtiyacım yok. Ama kalbim sevmeye yetecek mi bilmiyorum. Onun müziğini işiten parmaklarım titremeye başlıyor. Korkuyorum.
Çocuk Ruhum by AnitaFelipova
AnitaFelipova
  • WpView
    Reads 1,066,234
  • WpVote
    Votes 46,285
  • WpPart
    Parts 46
Yoksa siz çocukken yaşadığınız şeylerin öylece geçip gittiğini mi sanıyorsunuz?
Ederlezi by profeysinil
profeysinil
  • WpView
    Reads 1,846,402
  • WpVote
    Votes 85,371
  • WpPart
    Parts 47
"Sabaha kadar konuşmanın sabaha kadar sevişmekten daha tehlikeli olabileceğini kim tahmin ederdi ki? Her gece çiftliktekiler uyuduktan sonra Elif gizlice odama gelip yatağın diğer ucuna geçiyordu. Işıkları yakmayı hiç teklif etmemiştim, o da durumdan şikayetçi değildi. Binbir gece masallarındaki gibi karanlıkta başlayıp aydınlıkta son bulan gece buluşmalarıydı bunlar, ve nedense gizli kalmasını istemiştik. Oysa ortada gizlemeyi gerektirecek bir şey yoktu, onca gece yanımdaydı fakat elim onun eline bile değmemişti. Biz sadece konuşuyorduk... Sadece konuşuyorduk ve sanırım tüm sorun buydu. Belki konuşmak yerine sevişseydik bu kadar kök salmazdık birbirimize. Ben bile anlatacak bu kadar çok şey biriktirdiğimden habersizdim. Konu konuyu, kapı kapıyı açıyor ve konuştukça söylenecek daha fazla söz açığa çıkıyordu aramızda. Bazen attığımız kahkahalar duyulmasın diye ellerimizi ağzımıza kapatmak zorunda kalıyorduk. Bazense Elif mutfağa inip gizlice yiyecek bir şeyler getiriyordu ikimize. Biri duyar diye ekmeği bile sessizce böldüğüm, çocukluğumdan bile daha çocuk olduğum, hayatımda ilk kez bir kadının yüzünde kaybolduğum gecelerdi. Bir erkeğin neden binbir gece boyunca masal dinlemek isteyebileceğini ilk kez o gecelerde anladım. Ve tarihteki onca adamı eline kalem almaya iten, tüm bunları bana yazdıran şeyi ilk kez o gecelerde buldum. Bazen bir kahkahanın ortasında, bazen birbirine çarpan iki bakışta, bazense saçını kulağının arkasına sıkıştırmasını izlerken ansızın beliriveren o sızıyı... İçimdeki edebiyatı uyandıran bir ağrıydı bu. İnkâr edip kaçsam da, durup kapılsam da gözlerine bakarken hissettiğim gerçek hiç değişmiyordu. Elif bir Balkan ağıdı gibi göğsümde büyüyordu."
Maça Kızı 8 by dpamuk
dpamuk
  • WpView
    Reads 174,302,530
  • WpVote
    Votes 7,378,091
  • WpPart
    Parts 221
"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlanma Tarihi: 21 Mayıs 2017 Maça Kızı 8, üç kısımdan oluşan bir seridir; hepsi bu kitap altında toplanacaktır.
Güneşi Yakala by misamigoss
misamigoss
  • WpView
    Reads 1,267,421
  • WpVote
    Votes 111,604
  • WpPart
    Parts 52
"Bu senin düğün istemeyen halin miydi?" diye sordu Yavuz duruşunu bozmadan. Nefesini düzene sokmaya çalışan İnci "Sana nikahı bastım diye dans ettim bu kadar, evet." dedi dalga geçerek. Bir şey söylemedi Yavuz. Önündeki su dolu şişeye uzanıp bardağına doldurdu, fakat doldurduğu suyu eline alamadan İnci'nin bardağı kapıp kafasına dikmesiyle sabırla yutkundu. "Sen nasıl bir manyaksın ben anlamadım ki!" Güldü İnci. "Nasıl bir manyak olduğumu çözebileceğin kadar kalmamayı umut ediyorum hayatında." diye yanıtladı Yavuz'u. Bedeninin duruşunu bozmadan boynunu çevirip kıza kısa bir bakış attı Yavuz. "Bir yerde kalabilmen veya ayrılabilmen için orada olman gerekir. Sen benim hayatımda değilsin." dedi ters sesiyle. Kıkırdayarak bardaktaki sudan biraz daha içip "E süper o zaman." diyerek ayağa kalktı İnci. "Hadi burada uslu uslu oturmaya devam et sen."
Arabesk Pavyon by AnitaFelipova
AnitaFelipova
  • WpView
    Reads 40,236
  • WpVote
    Votes 4,240
  • WpPart
    Parts 11
Aile gazinoları vardı bir zamanlar. Kadınlı erkekli, sazlı sözlü eğlencelerin yuvası. Çoluk çocuk bile dahildi masalara. Hep birlikte eğlenmenin adresiydi buralar. Assolistlerin dev sahnelerine sahipti. Şimdi bir avuç kadardı sayıları. Demek ki aileler beraber eğlenmeyi terk etmişti. O zaman tavernalar vuku bulmuştu. Sahnesi küçük ama dans pisti kocaman olan tavernalar. Millet artık şarkı dinlerken, şarkıcı seyretmekle yetinmiyor, deli divane dans ediyordu, sokakta yapamayacağı gibi. İçinde biriktirdiklerini dökercesine... Yetinmek insan oğlunun tabiatında yoktu. Yedikçe fazlasına göz dikilirdi. Zira bir yerden sonra müdavimlere dans etmek de az gelir olmuştu. Nasıl ki sokak ortasında edilmeyecek danslar için tavernalar vardı; dizginlenen bütün arzuların tatmini için başka başka diyarlar türemeye başladı. Arz talep diyordu buna iktisat kitapları. Dünyanın biyolojisine bakılacak olursa; evrim yasası demek de mümkündü. Tavernalar ve gazinolar dönüşüm geçiriyordu. Tırtıl kelebek oluyor, gazinolar ise pavyon doğuruyordu. Çankırı Caddesinin gözbebekleriydi onlar. İçlerinden yalnızca biriydi Arabesk Pavyon.
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR by ceyzabel
ceyzabel
  • WpView
    Reads 875,812
  • WpVote
    Votes 63,681
  • WpPart
    Parts 54
"Ve unutma Zümrüt; tüm çiçekler yavaş yavaş, kırmızı güller çabuk solar." *** 1980 yılının Mayıs ayında, Dilektaşı Mahallesi'ndeki aylardır boş olan daireye genç bir adam taşındı. Tek başınaydı, bir karısı veya çocukları yoktu. Kimseyle konuşmazdı ve soğuk çehresi, tenindeki yanığa benzer farklı renkte izleri, şüpheli hareketleri nedeniyle kimsenin de onunla konuşmaya niyeti pek yoktu. Mahalleli, bu suskun ve gizemli adamın dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak bir Amerikan ajanı olduğuna karar vermişti ve adama kendi aralarında 'Dilsiz Ajan' diye sesleniyorlardı. Zümrüt Ayten Özsoy ise henüz yirmisine yeni basmıştı. Altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Hayat hakkında bilgisi bu aileyle ve bu mahalleyle sınırlıydı. Liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı, hayata en büyük kızgınlığı da buydu. Hayallerini baltalayan şey yoksulluk ve yoksulluğunun sebebi ise başlarındaki sorumsuz babalarıydı. Çoğunlukla bu kalabalık mahallenin cıvıltısında ömrünün çürüyeceğini ve ailesine rağmen yapayalnız öleceğini düşünürdü. Onun için hayat, ışıltılı bir oyun sahnesiydi ve bu sahne, akşam babası eve geldikten sonra perdelerini kapatarak karanlığa bürünürdü. Ve bir gün Dilsiz Ajan nihayet konuştu. Zümrüt Ayten Özsoy ise hayallerine çok yakın olduğunun henüz farkında değildi. (30.03.2021)
İmrozlu by EsraCanlii
EsraCanlii
  • WpView
    Reads 890,663
  • WpVote
    Votes 83,707
  • WpPart
    Parts 67
Bir ada ve ortada duran iki kişi. Biri Türk biri Yunan. Biri isyancı biri işgalci. Birinde steteskop birinde künye. İkisi birbirine her şey olur. İkisinden birbirine hiçbir şey olmaz. . 1 Eylül 2039'da, kimine göre Gökçeada kimine göre İmroz'dayız. Kimi için acımasız distopya kimi için kaçınılmaz bir sondayız. . İlk bölüm yayın tarihi 5 Temmuz 2023. . Kitapta anlatılan tüm konu, kişi ve olaylar hayal ürünüdür.