yangına vurgun suyum.
27 stories
Canım Aliye, Ruhum Filiz by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 4,532
  • WpVote
    Votes 340
  • WpPart
    Parts 53
Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali'yi yakından tanımamızı sağlıyor. BASIM YILI: 2019 YAYINEVİ: YKY
sevgilim biz ayrıldık || •texting• by boynunayaslabeni
boynunayaslabeni
  • WpView
    Reads 10,579
  • WpVote
    Votes 624
  • WpPart
    Parts 32
kadir: bir ara nüfus müdürlüğünde çalıştığın için ayrıldıktan sonra beni nasıl öldü diye gösterirsin? seda: sürpriz sürpriz askimmmm seda: doğum günü, affedersin ölüm günü hediyen :D ⚠️ rica ediyorum, bu hikâyede başka bir hikâyeden bahsetmeyin ve aynı nezaketsizliği diğer insanlara da yaşatmayın. ⚠️ az da olsa küfür içerir! * tümüyle texting değil bazı bölümleri düzyazı şeklinde yazdım. 🎶 emre fel - sevgilim biz ayrıldık. 🌻 ilham denen perim uyukladığından mütevellit bölümler yavaş yazılıyor^^
İçimizdeki Şeytan by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 96,339
  • WpVote
    Votes 3,742
  • WpPart
    Parts 28
İçimizdeki Şeytan; birbirini severek evlenen, hayata bakış tarzları, kişilikleri farklı olan iki gencin anlaşamayarak ayrılmalarını konu edinen bir romandır. Nitekim iki genç birbirlerini tanımaya fırsat bulamadan dünya evine girerler, fakat kişiliklerinin zıtlaşması ve biraz da geçim derdinden dolayı birbirlerinden uzaklaşmak durumunda kalırlar. İçimizdeki Şeytan; realist akıma dayanarak realist bir üslupla yazılmış, kentte meydana gelen bir aşk romanıdır.
Kuyucaklı Yusuf by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 122,789
  • WpVote
    Votes 2,626
  • WpPart
    Parts 19
İlk Basımı 1937 yılında "Yeni Kitapçı" tarafından basılan roman, Sabahattin Ali'nin roman türünde ilk eseridir. Kuyucaklı Yusuf konusu itibariyle ailesinin katledilmesiyle sahipsiz kalan dokuz yaşındaki Yusuf'un olayı soruşturmak için Kuyucak'a gelen Nazilli Kaymakamı Selahattin Bey tarafından evlatlık alınması ve çocuğun daha sonraki hayatı anlatılmaktadır. Edebiyat eleştirmenlerine göre Yusuf karakteri, köyden şehre göç edip şehir hayatına uyum sağlayamayan insan tipinin habercisi olarak değerlendirilmektedir.
Dönüşüm by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 63,556
  • WpVote
    Votes 1,794
  • WpPart
    Parts 7
Gregor Samsa, bir sabah, huzursuz edici rüyalarından uyandığında, devasa bir böceğe dönüşmüş olarak kendini yatağında buldu. Bir zırh kadar sert sırtının üzerine uzanmış, öylece duruyordu. Kafasını biraz kaldırıp baktığında, kahverengi bir kubbeyi andıran, boğum boğum olmuş ve tıpkı sırtı gibi sertleşmiş karnını gördü. Üzerindeki battaniye ha düşmüş ha düşecek gibiydi. Devasa vücuduyla kıyaslandığında acınacak derecede ince olan çok sayıda bacak, gözlerinin önünde umutsuzca çırpınıyordu. Bakışlarını pencere yönüne çevirdi. Kasvetli hava(metal pencere pervazına çarpan yağmur damlalarının sesini duyabiliyordu) Gregor'u melankolik bir ruh hali içerisine sokmuştu. "Neden uyumaya devam edip tüm bu saçmalığa bir son vermiyorum," diye düşündü. Ama bu son derece mantıksız bir düşünceydi, zira o, hep sağ yanının üstünde uyurdu ve içerisinde bulunduğu durum göz önüne alınacak olursa, kendini döndürebilmesi pek mümkün gözükmüyordu. Sağa dönmeyi ne kadar denerse denesin kendini hep aynı sırtüstü pozisyonda buluyordu. Herhalde gözlerini kapayıp (böylece kımıl kımıl hareket eden bacaklarını görmek zorunda kalmayacaktı) yüz kere denemiş olmalıydı. Ve yan tarafında daha önce hiç hissetmediği hafif bir sızı hissettiğinde daha fazla denememeye karar verdi.
İTİBAR UĞRUNA by boynunayaslabeni
boynunayaslabeni
  • WpView
    Reads 484
  • WpVote
    Votes 68
  • WpPart
    Parts 3
Kül Kedisi masalını biliyor musunuz? Prens'i kendisine aşık etmek için baloya giden Kül Kedisi. Masalı değiştireceğiz. O gece baloya Prens'i kendime aşık etmek için değil, Kraliçe olmak için gideceğim. Ben Kül Kedisi. Babamın kirpikleriyle kaburgamın içine süpürdüğü yanan ölülerin küllerinden doğdum. Kan yudumlayarak büyütüldüm ve babamın ölüm kokan kanlı parmaklarındaki kana bulandı saç tellerim. Ben yanıp sönmedim, kül olmayı tercih ettim. Yanıp kül oldum ve küllerim zindanlara karışıp, ölümlerle tanışan sayısız insanın göz kapaklarına gömüldü. Gözlerim kanadı. Kanım dondu, tenim yandı. Ben, itibarım uğruna şehirleri yaktım; sayısız kalp kırdım. Kalbimi hislerimle kirlettim. İtibarım hislerimle katledildi. Ruhum parçalandı ve kırıkları kana bulanan saçlarıma dolandığında geçmişimi makastan geçirdim. Ben Dicle Feryal. Kırık bir kalemin ucundaki kelebeklerin leşleri ölüm kokan sayfalara dökülürken, babamın kanlı parmakları hâlâ benim ensemdeydi. Kaburgamın içinde yeşeren umut çiçeklerinin üzerine ölü bedenlerin külleri döküldüğünde ben daha doğmamıştım. •kapak | boynunayaslabeni• × düzenlenecek. instagram: eskimisprangalar ©Tüm hakları saklıdır. rica ediyorum, bu hikâyede başka bir hikâyeden bahsetmeyin ve aynı nezaketsizliği diğer insanlara da yaşatmayın.
çöpçatan || •texting•✔️ by boynunayaslabeni
boynunayaslabeni
  • WpView
    Reads 111,690
  • WpVote
    Votes 5,068
  • WpPart
    Parts 51
zehra: çabuk anneme "zehra yeni işten geldi, yorulmuştur, çayı ben koyarım" diyorsun yoksa bir daha asla sana kek yapmam (18.03) zehra: ANSKMMALSNSBSKKSJSBSB (18.05) zehra: annem mutfağa geldiğinde zehra bana koysana diye bağırdın HSKSKSKSBSBBS 🐘 ⚠️eglence amacli yazilmis bir kurgu. ne beni ne de karakterleri ciddiye alin ciceklerrr rica ediyorum, bu hikâyede başka bir hikâyeden bahsetmeyin ve aynı nezaketsizliği diğer insanlara da yaşatmayın. dolu kadehi ters tut - çöpçatan. ⚠️küfür içerir! 🌻
YASAK DENEY by iremtopan
iremtopan
  • WpView
    Reads 286,102
  • WpVote
    Votes 22,205
  • WpPart
    Parts 43
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki yıl önce de teşebbüs edilmişti. Çok büyük bir prodüksiyonla, tüm dünya devletlerinden alınan izinle gizli bir proje başlatılmıştı: Dil yoksunluğu deneyleri. Diğer bir adıyla, yasak deneyler. *BU HİKAYEDE GEÇEN OLAYLAR, KİŞİLER VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEKLİKLE HİÇBİR BAĞLANTISI BULUNMAYIP BÜTÜNÜYLE KURGUDAN İBARETTİR.*
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 51,107
  • WpVote
    Votes 2,189
  • WpPart
    Parts 10
Zweig bu novellası'nda bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatırken, insanda içkin saplantıların ve dayanılmaz arzuların sınırlarında gezinir. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikâyesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde olağanüstü bir anlatıya dönüşür. Yapıtı için mekân olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera'sını seçen Zweig, 1920'li yılların sonlarında Avrupa'nın "kibar" tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla dikkat çeker.
İki Şehrin Hikayesi by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 40,294
  • WpVote
    Votes 1,139
  • WpPart
    Parts 45
Dünya edebiyatının en önemli klasik yapıtlarından biri olan İki Şehrin Hikâyesi, Paris ve Londra arasında gelişen olay kurgusuyla, tarihin en hareketli anlarından birinin, Fransız Devrimi'nin ekseni etrafında biçimlenir. Edebiyat dünyasının "Dickens'ın en büyük tarihî romanı" olarak, yazarın kendisinin ise "Yazdığım en iyi hikâye" diye tanımladıkları yapıt, Fransız Devrimi ile Terör Dönemi kargaşasında yaşamak zorunda kalan bir grup insanın özel yaşamlarını aktarırken, dönemin acımasız toplumsal koşullarını da irdeler. Hapsedildiği Bastille zindanından kurtarılan Doktor Manette ile iş işten geçmeden İngiltere'ye göndermiş olduğu kızının on sekiz yıl sonra buluşmaları ve Londra'da yeni bir yaşam kurmaları; sevgi, dostluk, özveriyle örülmüş bu yaşamın Paris'te gelişen devrim dalgasının haberleriyle gölgelenişi, iki şehri yansıtıyor okuyucuya. Paris'teki karanlık günlerin karşısında Londra'daki aydınlık ve dingin günler yer alıyor. Ancak her iki şehir de karanlığın içinde umudu, aydınlığın içinde hüznü taşıyor. Yazar: Charles Dickens Çevirmen: Meram ARVAS Yayınevi: Can Yayınları İlk baskı yılı: 2011