SeymaYabanc's Reading List
19 histoires
KÖYGÖÇÜREN par servestizm
KÖYGÖÇÜREN
servestizm
  • LECTURES 4,998,265
  • Votes 420,869
  • Parties 80
Hasret köyden uzakta bir dere kenarındaki küçücük evinde hem hayatla hem de annesiyle mücadele eden başı dik, dili sivri bir kızdır. Yaşadığı yerin yazı kurak, kışı çorak, baharı biraz rahattır. Ama babası olmadığından evin direği sürekli gıcırdar. Annesinin zoruyla gittiği bir düğünde gözü bir Külhanbeyine çarpar, ama başı diktir, pek yüz vermek istemez. Düğün boyu bakışırlar, tek kelime etmezler. Adam da pek bir hoşuna gitse de Hasret bunca bakışı hayra yormaz, yine de içi kıpraşır. Beyaz gömleğine, yanık tenine, kara kaşına, üstünden ayrılmayan kara gözüne... Sonra nasıl olduysa düğünün gecesinde evine gitmiş, saçılmış dökünmüşken penceresinden bir ses işitir, akşamki adamı daha görmeden tanır. Penceresinin köşesine siner, perdesinin arkasına saklanır. Sesini duyar adamın, sonra sesini duyurur. Onca yıllık Hasret bir toz olur bir duman. Sonrası dere kenarı, dut ağaçları, üzüm bağları.. Geçmişten gelen bir Köygöçüren lafı, Hamza'nın Görgülü belası... ..... Tarihi bir hikayedir.
AŞK ESİN'TİSİ (Tamamlandı)  par ebruuu90
AŞK ESİN'TİSİ (Tamamlandı)
ebruuu90
  • LECTURES 733,868
  • Votes 30,033
  • Parties 64
"Şimdi kim olduğumu öğreneceksin tatlım. Ama siz benim kim olduğumu öğrenmeden önce Alper'in bir bilmece çözmesi gerekiyor." Alper'in dibine iyice girdim. Herkesin duyabilmesi için yüksek sesle konuştum ki buna gerek bile yoktu. Herkes pür dikkat bizi izliyordu. Salonda kimse nefes bile almıyordu! "Evet Alper! Soruyorum iyi dinle." Salondaki kalabalık bana karşılarında deli görmüş gibi bakarken onları takmamaya çalışıp şu anda fazlasıyla şaşkın, ne yapacağını bilemeyen kocama yoğunlaştım. Bunun hesabını ödeyecekti, hem de fazlasıyla! "İzmir'den aldın bir tane İstanbul'a geldin iki tane! Nedir bu?" Alper'in maviliklerini, sinirden alev alev olmuş gözlerimle oyarken yutkunduğunu adem elmasının hareketiyle fark ettim. Gözlerimi yanındaki kıza çevirdim. Nişanlısı olacak kıza! "Ve süren doldu!" derken parmak uçlarımda yükselip, elimi kızın kuş yuvası halinde topuz yapılmış saçlarına götürdüm ve topuzuna butona basar gibi bastım. Kız bana kıpkırmızı olmuş bir suratla bakarken "Gong!" dedim. Kız sinirli bir hareketle saçlarındaki elimi iterken otuz iki diş sırıtıp gözlerimi ilk önce etraftaki kalabalıkta gezdirdim. Daha sonra bana öldürecekmiş gibi bakan kızda... Ve en son Alper'de bakışlarımı sabitledim. "HAMİLEYİM!" #1 bebek = 23.01.2020 #2 gençkurgu = 14.03.2020 #1 genelkurgu= 18.11.2020
ZELEL par GulsumBlgn
ZELEL
GulsumBlgn
  • LECTURES 341,503
  • Votes 23,666
  • Parties 46
"Sen bana şifa olmak istiyorsun," dedim, ellerimi yanaklarına koyarken kirpiklerimden süzülen bir damla yaş yanağıma düştü. "Acılarıma merhem olmak istiyorsun ama bende açılan yaralar asla kapanmayacak." Alnını alnıma yasladı. "En karanlık gecenin bile bir sabahı olur, Sonay. Her yara kabuk bağlar." Gözlerim kapandı. "Ben o karanlığı yaşarken doğan güneşi hiç görmedim ki." "Görmemen var olduğunu değiştirmez." Dudaklarım acı bir tebessümle kıvrıldı. "Geçmişi tekrar yaşamamam, bana yaşadıklarımı unutturamadığı gibi mi?"
Zehra. par DamlaKaraas
Zehra.
DamlaKaraas
  • LECTURES 2,724,048
  • Votes 139,459
  • Parties 33
Doğu Anadolu'ya bağlı Kaledağ köyünde , dedesi ve kardeşiyle yaşayan Zehra'nın hayatı, bir gece ansızın onlara sığınan yaralı bir askerle değişir. 5 yıl sonra kaderin tekrar bir araya getirdiği Zehra ve Murat'ın hikayesi İstanbul'da devam eder . Kaledağda başlayan hikaye İstanbul'a kadar uzanırken aşk , tutku ve değişim bizimle olsun. - Not/Uyarı:Bölümler ilerledikçe hikayenin libidosuda yükseliyor. Bebeleri pistten alalım.😊 🤭
KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ "Haziran ayında dizi olarak TRT1 ekranlarında" par aysegulcicekoglu
KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ "Haziran ayında dizi olarak TRT1 ekranlarında"
aysegulcicekoglu
  • LECTURES 1,681,721
  • Votes 9,200
  • Parties 7
Şımarık ve güzel prenses Alize ile görgü kurallarından habersiz, kaba saba ama bir o kadar yakışıklı tamirci Serkan'ın aşkına şahit olmaya hazır mısınız? "Alize yarı açık penceresinden arabasını tamir eden adama bakıyordu. Bu adam tamirciden çok motosiklet kullanan yakışıklı züppelere benziyordu. Kirli atletinin içinde bile kendisini gösteren kasları dikkat çekiciydi. Dağınık siyah saçları, hafif sakallı kemikli yüzü ve bu yüze çok yakışan kemerli burnuyla değme mankene taş çıkartacak kadar yakışıklıydı. En güzel yeri ise kesinlikle mavi gözleriydi." Alize'nin boğaz kıyısındaki yalısından İstanbul'un arka sokaklarında yer alan döküntü bir gecekonduya taşınmasının nedeni aşk mı yoksa intikam mı? Ünlü işadamı Nurettin Hıfzızade kızının şirket arabalarını tamir eden adamla evlendiğini öğrenince delirecek mi yoksa görmezden mi gelecek? Mahallenin dilberi Asuman bir zamanlar yüz vermediği Serkan'ın peşine tekrar düşecek mi yoksa uzaktan izlemekle mi yetinecek? Susmayı bilmeyen kaynana Şaziye yalıdan gelen gelinini kabullenecek mi yoksa canından mı bezdirecek? 'Kendi Düşen Ağlamaz' sıradışı bir intikam hikayesini tutkulu bir aşkla harmanlayan çarpıcı bir roman.
YARAMAZ ÇOCUK par DilekTrnc
YARAMAZ ÇOCUK
DilekTrnc
  • LECTURES 22,949,567
  • Votes 489,575
  • Parties 80
"Ve ateş kül oluncaya dek yanmaya devam etti. Su ise buhar olacağını bilmesine rağmen savaşından vazgeçmedi.'' Masal on sekiz yaşını doldurduğunda kaldığı yetimhaneden ayrılmak zorunda kalmıştı. Bu arada eski yurt müdürü tarafından ona İstanbul'da bir kolejde burs ayarlanmıştı. Kendine kalacak bir yer bulması gerekiyordu artık. Bir yandan da İstanbul'a geldiğinde etrafında ilgiyle dolaşan insanlar ve karşısında köle olacak bir beyaz atlı prens hayal ediyordu. Ancak ne yazık ki hayat masallardaki gibi değildi. Zaten "Bir varmış bir yokmuş" yerine "Lanet olsun!" ile başlayan bir masaldan ne beklenirdi ki? Masal, karşısına çıkan, sırlarla dolu, karanlık Rüzgar'ın gizemini çözmeye çalışırken kendini ona âşık buluverecekti. Bu kitap 2015 yılında Epsilon Yayınevi ile raflarda yerini aldı.
Sen'li (Kitap) par mandalinagibi
Sen'li (Kitap)
mandalinagibi
  • LECTURES 266,708
  • Votes 13,004
  • Parties 36
Bu defter, beraber yaşadığımız her şeyin anısına övgüyle yazılmış, hatırlanmaya değer her şeyi içeriyor. Hayır, bu bir günlük değil, bu senli bir anılar geçidi olacak. Senin ve Benim... Karan ve Bahar'ın... Sevgin içimde büyüyen bir çığı anımsatsa da, o çığın üstüme devrilip sonumu getireceğini adım gibi bilsem de yine de yanında olduğum için, varlığını hissedebildiğim için hep binlerce kez şükrettim. Seni sevmek daha değerliydi, kendimden daha çok...
Aşktan Kaçarken (Kitap) par seymaendless
Aşktan Kaçarken (Kitap)
seymaendless
  • LECTURES 6,093,960
  • Votes 116,192
  • Parties 43
Çikolatam Olur Musun? par DilekTrnc
Çikolatam Olur Musun?
DilekTrnc
  • LECTURES 4,543,425
  • Votes 13,827
  • Parties 5
Adel, hayatın yükünü taşıyamadığına karar verdiği bir günde, kendini bir uçurumun ucunda geride kalan her anısıyla vedalaşırken buldu. Gözleri daha fazla gözyaşlarını taşıyamazken kollarını iki yana açtı. Bir adım ilerledi ve rüzgâr saçlarını savurdu. Her şeyin bittiğini düşündü. Ona karşı sevgisini hiç gösterememiş annesinin tavırlarının, babasının yabancılığının, her gece başını yastığa yalnız koyuşlarının, soğuk odasının o kasvetli havasının... Her şeyin. Rüzgâr tekrar bedenine saldırırken bu sefer savrulan tek şey saçları olmadı, dengesini kaybederken kendini boşluğa bıraktı... Ve tam son anda beline dolanan ellerinin sahibiyle hayatı hiç olmadığı kadar değişti. O adam, ölüme meyilli bir kızı onu yaşatacak kadar çok sevdi. Yıkık bir ailenin, prenses ve kurbağa masalının, her an varlığını sonlandırmak isteyen bir kadınla onun için her şeyi göze alabilecek adamın gri hayatlarının deniz kokan hikâyesi... "Genelde küçük adımlar atan kadınımın bana koşarak gelmelerini sevdim ben." Bu kitap Epsilon Yayınevi ile 2016 yılında raflarda yerini aldı.
SESSİZLİK SENFONİSİ par MatildaEsteban
SESSİZLİK SENFONİSİ
MatildaEsteban
  • LECTURES 1,057,432
  • Votes 2,482
  • Parties 1
Bir adam; yüreğinde yalnızlık ve ruhu siyahlara mahkûm... Dünyaya karşı duran ama yüreğine mağlup olan... Her şeye sahip olan bir adam Yusuf Turan Miralı... Bahar kokulu, kırmızı bir kadın yüzünden yitirebilir miydi eşsiz mantığını, şanını, şöhretini, dostunu? Bir kadın; İstanbul kadar kalabalık, İstanbul kadar hüzünlü ve aşk kadar kırmızı... Aza tamah eden, dili aşk şarabını hiç tatmamış, gözlerindeki ırmaklara ruhunu saklayan Hale Soydan... Her şeyin fazlasına sahip gibi görünen, siyahlara bulanmış bir adam yüreğini adayabilir miydi? Farklı yüreklerin, farklı dillerin ve farklı yaşamların ortak notasıydı aşkları. İmkânsızlıkların can bulduğu ateş kadar yakıcı, su kadar duru bir masal... Kocaman bir adamın, ufacık bir kadına muhtaç olması mıydı aşk? Ateş, suya dokunabilir miydi peki? Su, ateşe can verebilir miydi? Ateş ve su birbirlerini tüketmeden bir arada kalabilir miydi? Tüketen, yaralayan, eşsiz melodilerle taçlandırılmış bir ateş kadar yakıcı ve su kadar şeffaf bir aşk... İmkânsız bir aşkla bestelenmiş, duyulmamış bir senfoni... Kırmızı ile siyahın Sessizlik Senfonisi.