Ens
44 stories
Dilhûn by gamzeiyy
gamzeiyy
  • WpView
    Reads 14,462
  • WpVote
    Votes 877
  • WpPart
    Parts 17
Avuçlarım yalvarırcasına bakıyor gökyüzüne. Gökyüzü gürlüyor. Yanaklarım kıvrılıyor içim soğuyacak diye. Rüzgar çıkıyor. Yağmur yağıyor sanıyorum ve ellerimi biraz daha açıyorum. Elime düşen sıcaklıkla irkiliyorum. Çekinmiyorum ellerimi geri çekmekten. Bekliyorum. Ve sonra farkediyorum. Gökyüzü avuçlarıma yanan anıların küllerini savuruyor. Küllerin üzerine onun resimleri beliriyor. Avuçlarımın içi korlanıyor ellerimi serbest bırakmadıkça. Acıdan dizlerim tutmuyor. Çöküveriyor daha da acı olan sıcak ateşin üzerine. Çığlıklar atıyorum cayır cayır yanmaya başlarken. Avuçlarım daha da sıkıyor içindeki alev alan külleri. Hafızam onu bırakmak istemiyor. Sonra gözlerime bir karanlık çöküyor. Önce avuçlarıma bakıyor sonra yanan diz kapaklarıma. Yalan söyleyerek kaldırıyor dizlerimi ayağa. Ellerimdeki korları ellerine basıyor. Benim gibi bağırmıyor fakat gözleri doluyor. "Nasıl dayanıyorsun" Diyor." Nasıl hala bırakamıyorsun onu..." Dudaklarım büzülüyor. "Özlüyorum. Küllerini bile özlüyorum..." Diyorum içime düşen ateşin göz yaşlarıma yansımasıyla. Artık gözyaşlarımın izleride yanıyor. Fakat o gocunmadan göz yaşlarımı siliyor. Ateş gibi yanan bene kollarını sarıyor. Artık o'da yanıyor. Fakat ses etmiyor. "Keşke yakmasaydım gökyüzünü." Diyor. "O zaman anılarınız küle dönmezdi..." .. Sevgiler..
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,355,360
  • WpVote
    Votes 694,262
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,346,813
  • WpVote
    Votes 2,252,192
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."
Maça Kızı 8 by dpamuk
dpamuk
  • WpView
    Reads 174,256,412
  • WpVote
    Votes 7,377,228
  • WpPart
    Parts 221
"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlanma Tarihi: 21 Mayıs 2017 Maça Kızı 8, üç kısımdan oluşan bir seridir; hepsi bu kitap altında toplanacaktır.
Benden Kaçamazsın! by gumballpsikopat
gumballpsikopat
  • WpView
    Reads 14,919,224
  • WpVote
    Votes 572,220
  • WpPart
    Parts 75
"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu görebiliyordum. İlk defa duygu duvarlarını indirmişti. "Aşığım sana! Sana deli gibi aşığım" dedi bağırarak. "Seni her yerde görüyorum, kafamdan atamadığım tek şey sensin" Duyduklarım gerçek değildi, kafamı iki yana salladım, "İstemiyorum seni!" dedim ve birkaç adım geriledim. Duygu duvarı tekrar oluştu, en son gördüğüm şey kırgınlıktı. Soğuk ifadesi geri dönmüştü. Arkama bakmadan boş sokakta koşmaya başladım, nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu. "Benden kaçamazsın!" dedi eğlenen sesiyle. Sesi boş sokakta yankılanırken koşmamı durdurdum ve hızlı bir şekilde nefes almaya çalıştım. Nefesimi düzenlediğimde doğruldum. Arkama hafifçe döndüm, yavaşça bana doğru geliyordu, yanındaki lamba bozuktu, ışık hafifçe titriyordu. Durdu, ayaklarını iki yana açtı ve ellerini cebine soktu. Yüzündeki yara izi daha belirgindi. Gözlerini kıstığını gördüm, "Kendini yorma, hangi deliğe saklanırsan saklan seni bulurum" bacaklarım kendiliğinden hareket etmeye başladı. Koştum, yorulmuştum ama yine de koştum. Dar bir sokağa girdim, önüme bakmasaydım duvara çarpacaktım. "Lanet-" diye mırıldandım. Sokak bomboştu. Duvara yapıştım, beni bulmaması için dua ediyordum. Ayak seslerini duyabiliyordum, buraya doğru geliyordu. Sokağın sonunu göremiyordum ama hızla oraya yürüdüm. Çıkmaz sokaktı. Arkamı dönecekken elleri belimi buldu. Vücudum kaskatı kesildi, sıcak nefesi kulağıma değiyordu. Yavaşça fısıldadı, "Ne kadar uğraşırsan uğraş, benden kaçamazsın! Gölgeden kaçamazsın"
3391 Kilometre by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 27,579,209
  • WpVote
    Votes 1,485,652
  • WpPart
    Parts 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''
Karanlığın Efendisi by AysunAltnbas
AysunAltnbas
  • WpView
    Reads 10,755,490
  • WpVote
    Votes 472,059
  • WpPart
    Parts 105
"Kaç benden, uzak dur. Ben katilim, Azrail'im. Azrail'in bir insana sunabileceği tek şey ölümdür. Bu yüzden git Beren" "Ben elindeki kandamlaları ile sevdim seni. Gözlerin kararıp, Azrail'e büründüğünde bile sevmeye devam ettim. Atmayı unutan kalbin ile kalbimi un ufak ettiğinde dahi sevdim ve sevmeye devam edeceğim. Ben sen oldum Ares. Her tarafım sen kokuyorken nasıl kaçabilirim? Nasıl gidebilirim senden?"
EŞSİZ (KİTAP OLDU) by e_gece
e_gece
  • WpView
    Reads 3,690,431
  • WpVote
    Votes 181,337
  • WpPart
    Parts 62
-Yarım kalmış bir hikâyedir. Bunu bilip ona göre başlamanızı tavsiye ederim. "Belime dolanmış kolları hareket ettirmemeye çalışarak tek hareketle döndüm usulca. Kalbimin kanatları gösterişli bir şekilde çırpındı. Güzel yüzü tam karşımdaydı işte şimdi. Altı yıldır hiç bıkmadan izlediğim, bedensel olarak asla yaklaşmaya cesaret edemediğim.. En acısı da gözlerinin rengini bile bilemediğim adam şimdi yanımda alıyordu en derin nefeslerini. Gece mavileri yanımda kapanmıştı sakince. Oysa ki şimdi gözlerinin içinde dönen her tonu, ara sıra arasına serpiştirdiği siyahları en iyi ben biliyordum. Onun kirpiklerini bile tek tek sayacaktım ben hayatımdaki en büyük uğraş buymuş gibi."
KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA) by msmarvi
msmarvi
  • WpView
    Reads 15,188,040
  • WpVote
    Votes 172,041
  • WpPart
    Parts 39
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini. "Saçların kadar uzun ve güzel olsun ömrün Küçük Yalancı." Dedi adam, ama kesti kadının saçlarını kendi elleriyle, kıydı sevdiğinin ömrüne. "Hiçbir yere gitmeyeceğim sevgilim..." Dedi kadın, ama tutmadı sözünü, kıydı sevdiğinin aşkına. Sevdiği kadınları bir bir kaybeden acımasız katil, Akın Korel. Sevgiden yoksun kurak bir kalp ve o kalpte açan beyaz bir papatya. Kendi döktüğü göz yaşlarıyla büyüdü, getirdi baharı. Kimse fark etmedi onu. Güllere ulaşılmak isteyenlerce ezildi, yine döktü göz yaşlarını. Adam fark etti solan papatyayı, aldı ellerine. Ama öldü beyaz papatya. Muhteşem bir koku sardı etrafı. Ölü bir çiçek hiç böyle güzel kokar mıydı? Yaşadığını sandı, sevindi adam. Ama bilmiyordu papatyaların ölünce koktuğunu. Öğrendiğinde ise artık çok geçti...
DİKKAT KATİL VAR!! by gumballpsikopat
gumballpsikopat
  • WpView
    Reads 8,186,826
  • WpVote
    Votes 309,754
  • WpPart
    Parts 70
"BUNU YAPAMAZSIN!" diye bağırdım karşımdaki adama doğru. Bi katile bağırmak ne kadar mantıklı onu da siz düşünün,ne kadar salak olduğumu anlayın. "Haklısın, aileni öldürmek kolay olur. Hm... Ailene acı çektirmek? İşte bu daha mantıklı" dedi adam ve oturduğu yerde daha da yayıldı. "Aileme acı falan çektiremezsin" dedim ağlamaklı sesimle. En iyi arkadaşımla kavga ettiğimde bile ağlamamıştım ama bu... fazla ağırdı. "Babanı işinden kovsam aslında olur, zaten işe senin sayende girdi" dedi adam ve sırıtması yüzüne yayıldı. "Babamı işinden kovsan ne olur? Yeni iş bulur" dedim içim hafifte olsa rahatlarken.Karşımdaki adamdan korkuyordum bunu inkar edemem ama o yara izi... Beni dehşete düşürüyordu. "Biliyor musun bilmiyorum ama çoğu şirket bana bağlı, bu yüzden babana iş verdirtmem" dedi, ben daha ağzımı açamadan oturduğu yerden kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. "Hadi diyelim bana bağlı olmayan bi şirket buldu- tabi bu çok zor, bi iki tehditle ailen sefalet içinde sürünür" dedi adam. Sonunda yanıma gelmiş ve bana bakıyordu, ya da eğilmiş bana bakıyordu. Adam 1.95 di ben ise 1.63, evet 1.63. "Benden ne istiyorsun o zaman?" dedim gözlerim dolarken, bu fazlaydı. "Sadece benimle evlenmeni istiyorum" dedi ve yüzüme daha da yaklaştı, geriye kaçamadım çünkü şuan şoktaydım. "Beni kendine fena bağladın küçük cadı" dedi ve yanağıma bi öpücük kondurdu.Öptüğü yerin yanması iğrençti, bu duyguyu hiç sevmedim. "Ben daha 17 yaşındayım, reşit bile değilim, seninle evlenmem git kendine başkasını bul... Hem bi daha bana dokunma!" diye isyan ettim. Bi iki adım geriye kaçtım.Bunu kendisinden 9 yaş küçük birisinden istiyordu. "Reşit işini hallederim ama aileni dilenci olarak bulabilirsin" dedi adam ve bana yaklaştı. "Bende onlarla birlikte-" "Yo, hayır" dedi ve kahkaha attı. "Sen istesen de istemesende benimle kalacaksın zaten" Kitap kapağı