Bebek'teki lüks bir sitenin ev sahipliği yaptığı bu gerilim romanı, gizemli bir ölümü ve beraberinde cereyan eden ızdıraplı cinayetler silsilesini ele almaktadır. Bu site içerisindeki her bir dört duvar sayısız sırrı barındırırken hakikate ulaşmak hiç de kolay olmayacaktır. Üstüne üstlük maskeli bir katil ortada cirit atıyorsa... • ... Sinan'ın ıslak bedeni çakıl taşlarından oluşan zeminin üzerine serili hâldeydi. Sağ yanağının üzerine yatıyordu. Çarpmanın etkisiyle kafatasından kopan parçalar beyninin çeşitli yerlerine saplanmış, alt çene kemiği kırılıp sola kaymış ve sağ azı dişlerinin kökleri de yerlerinden oynayarak içeriden yuvalarını parçalamıştı. Hâlâ açık olan sol gözünü yağmur suları okşamaktaydı şimdi. Aralık dudaklarından süzülen ılık kan da yağan yağmurla iyice kıvam kaybedip ivme kazanmıştı ve hızla çakıl taşlarının arasına yayılıyordu. Sitenin diğer sakinleri, ilgili ekibin Sinan'ın cansız bedeninin çevresini sarı şeritlerle çevirdiğinin seyrindeydi. Ayaz gözlerini Sinan'ın kan basmış gözlerinden ayıramıyordu. Titreyen dudaklarını kontrol altına almaya çalışırken hemen yanı başında dikilen erkek kardeşi Kerem kulağına eğildi. "O bunu çoktan hak etmişti." ... • -Bu uygulamada okuduğum en güzel ölüm sahnesi betimlemesi olabilir -Agatha Christie kitaplarını anımsattı bana -Wattpad'in saman içinde aranan iğnesi -Keşfedilmeyi bekleyen bir kurgu

chris: felix, bana ped getirmene ihtiyacım var.

~Bangchanʼnın sürü lideri olması için Bi eşe ihtiyacı vardı~

acı çeken bir melek Onu bu acıdan kurtaracak bir şeytan

"Bacağım kırıldı diye bana bakıcı mı tuttunuz? Oldu olacak altımı da bezlesin."

Chan'ın kimseye itiraf etmek istemediği bazı sırları vardı.

Changbinie bara gidip karşısına dünyanın en büyük şirketin sahibi Christopher Bang chan çıkar ve ona aşık olur

Oğlum insan brosunu siker mi

İdol olmak onların aşkına engel değil : ) [Tamamlandı] Ships: chanbin, hyunlix, minsung, jeongmin [Gerçek hayatlarından kesitler şeklinde yazılmıştır.] [Düz yazı + text] [Birkaç bölüm dışında full geyik bu arada.]

Hangi çiçeğe değer verdiysem sarardı soldu ellerimde. Ellerime değen her bir köşesi önce ısındı çiçeğin ardından buz gibi oldu rüzgarla sonrasında tamamen göçtü bu diyardan... 'Varsayımsal bir gerçeklik'