OKUYACAZ
15 stories
1919 | DÖNÜM NOKTASI by MrsStarlice1
MrsStarlice1
  • WpView
    Reads 82,132
  • WpVote
    Votes 6,357
  • WpPart
    Parts 31
| FANTASTİK KİTAPTIR / SERİ ADI: YANSIMA SERİSİ | | KİTAP HİÇBİR ŞEKİLDE 1919 YILINDA GEÇEN SIRADAN BİR YUNAN VE TÜRK KIZI ARASINDAKİ AŞKI ELE ALMIYOR. | | OLAYLAR TAMAMEN FARKLIDIR. | | BU KİTAPTA TANRI VE TANRIÇALAR VARDIR, ONA GÖRE OKUMANIZ TAVSİYE EDİLİR. | | İLK DÖRT BÖLÜM OKUNMADAN KURGUNUN ANLAŞILMASI ZORDUR. | Firuze, 1972 yılında; alımlı, azimli, güçlü ve milli duygularını doruklarda yaşayan gençlerden sadece biridir. Zorlu yaşam koşullarının getirdiği azim ve hırsla bulduğu her işte çalışan Firuze, yirmi beşinci yaş gününden sadece birkaç gün sonra bir yaşlı bakım evinde işe başlar. Yirmi beşinci yaş gününün hayatının dönüm noktası olacağına inanan Firuze, girmiş olduğu işte yaşlı bir adamdan sorumlu tutulmuştur. Herkese karşı soğuk, mesafeli ve bunaltıcı olan adam ona gelince daha ılımlı ve hoşgörülü olmuştur. Zaman geçtikçe ihtiyar adamla daha da yakınlaşan Firuze, bir gün onunla birlikte gittiği mezarlıkta hayatının olması gerektiğinden yanlış ilerlediğini ve yanlış zamanda doğan doğru insan olduğunu öğrenir. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi değildir. Zira Firuze, yanlış zamanın kelepçelerinden kurtulmuş ve kendi zamanı olan 1919'a kelepçelerin ezici izi ile ulaşmıştır. ____ 1919 yılında bir Türk'e yardım ettiği için idam kararı verilen Yunan subayı Andreas, dönüm noktası dünyaya geldiği zaman tarih çizgisinin yeniden şekilleneceğini ve o zaman her şeyin farklı olacağını söyler ve kimse inanmaz... İdam ettrilmeden birkaç gün önce ise gizemli bir Türk kızıyla karşılaşır ve tarih çizgisi yeniden şekillenir. [Bu kitap 2019 yılında kurgulanmış ve yayınlanmaya yeni cesaret edilmiştir. Aksilik çıkmadığı takdirde yeni bölüm haftada bir geliyordur. Bölüm haberlerinden ve kitap hakkında spoilerden haberdar olmak için instagramda @mrsstarlice1 hesabın
FIRTINANIN İÇİNDE by KadifeKelimeler
KadifeKelimeler
  • WpView
    Reads 2,306
  • WpVote
    Votes 417
  • WpPart
    Parts 2
Leyla Aktan'ın tek istediği sığınabileceği bir çatı ve bir parça huzurdu. Yeniden inşa ettiği hayatında daha fazlasını istemiyordu. Kan lekeleri ve silah sesleriyle dolu eski hayatını geride bırakmış, Alzheimer hastası bir kadının bakıcı hemşireliğini yapmaya başlamıştı. Yeni dünyası Ahsen Hekimoğlu'ndan, yaşadığı çiftlikten ve özgürce dolaştığı kırlardan ibaretti. Yıldırım Hekimoğlu ise, son birkaç yıldır ilmek ilmek işlediği bu düzenin en büyük tehdidiydi. O sert gri bakışları, acımasız sözleri ve ürkütücü varlığıyla Leyla'nın kaçtığı her şeydi. Birbirlerinden nefret etmişlerdi. Birbirlerine kapıldıkları için dehşete düşmüşlerdi. Leyla uzaklaştıkça Yıldırım yaklaşıyor, biri baktıkça diğeri yanıyordu. Bazı yangınlar zamanla sönerdi ancak onlarınki sadece harlanıyordu. Ve gecenin içinde sinsi bir yılan gibi bekleyen, kovalayan o düşman her ikisini de sarsmak için geliyordu. Leyla, Yıldırım Hekimoğlu'na sırtını dönebilir miydi? Ya da kaçtığı hayatın tam içine düştüğünü bilerek ona güvenebilir miydi? Güvendiği bir başka adamın ona bıraktığı izi sonsuza dek taşırken, bir başkasına daha kalbini açabilir miydi?
İTİBAR PALASI by Elif_Kiriscii
Elif_Kiriscii
  • WpView
    Reads 295,622
  • WpVote
    Votes 12,636
  • WpPart
    Parts 36
Yatağın baş ucundaki küçük bir kağıt parçasına yazılan iki cümlenin içerisinde kalem delikleri vardı; harfleri bir araya getirirken kâğıdı parçalamaktan son anda vazgeçen bir saldırganlıkla yazılmıştı. Saldırganlığı yazdığı sekiz dokuz kelimeyle veda eder gibi değil, Alara'nın kalbini nefretin kollarına bırakır gibiydi. ❝Hesaplaşmamız gerekenleri şimdi hesaplaşmayacağız Alara. Geceyi de yaşanmamış say.❞ Yiğit Uygar Palaslı'nın satırlarında ihtirasa karışan bir öfke ve Alara'nın ihanetine duyduğu inanç vardı. Ve Yiğit kadar kimse, ihanetle körüklenerek yakıp yıkamazdı. Büyük bir kumpas. Palaslı'ların sergisinden çalınan değerli antikalar. Ve suçlanan Alara Yücesoy. Onların tehlikeli, 'itibar palası' oyununa ortak ol.
FARKLI ZAMANLARA AİDİZ by cinemaceviri
cinemaceviri
  • WpView
    Reads 433,568
  • WpVote
    Votes 26,717
  • WpPart
    Parts 41
Bedenim tir tir titremeye başlamıştı. Gözlerim dolmuş neredeyse ağlayacaktım. Etrafta yeni yeni fark ettiğim geçmişe ait şeyler vardı. Tabelalar, arabalar, insanların üzerindeki kıyafetler bile... Kaza yaparken duyduğum gibi bir korna sesi duydum, acı bir fren sesi. Bu sefer gerçekten öleceğimi düşündüm. Ta ki belimden tutulup çekilene kadar. Kalbim daha önce hiç deneyimlemediğim kadar hızla atıyordu. O kadar hızlıydı ki göğüs kafesimde bir delik açacağını düşündüm. Avuç içlerimin arasında az önce beni ölmekten kurtaran adamın gömleği vardı. Gözlerim kapalı, başım ise göğsüne yaslıydı. Burnuma dolan sigaraya karışmış çam kokusu beni sakinleştirirken adrenalinin etkilerinin yavaş yavaş bedenimi terk ettiğini fark ettim. İnsanların bağırtılarını duydum. Sanırım az önce beni neredeyse ezmekte olan adama bağırıyorlardı. Göğsüne yaslandığım adamın sesi de onlara karıştı. Başımı kaldırarak ona baktım. Göz göze geldiğimizde zamanın durduğunu hissettim. Hayatını ve gerçeklerini araştırmak için aylarımı harcadığım adamın kollarındaydım. Kenan Mollaoğlu'nun kollarındaydım! * Araştırmacı gazeteci olan Liya Meryem Başer, üzerinde çalıştığı makalesini teslim etmesi için yirmi dört saatten az bir süresi vardı. Ancak aklına oturmayan ufak bir nokta, onu o makaleyi yayınlamaktan alıkoydu. Ofisinden ayrıldığı o fırtınalı gecede bir kaza yaparak geçmişe gittiğinde ise onu bekleyen kaderinden tamamen habersizdi. +18 içerik mevcut
ZEHİR'E BULANMAK by mapetiteviie
mapetiteviie
  • WpView
    Reads 93,778
  • WpVote
    Votes 2,781
  • WpPart
    Parts 7
❝ Alageyik, Alaca geyik...avuçlarıma düştün, toprağıma çamur oldun. Ben şimdi seni nasıl avlamayayım? ❞
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,321,625
  • WpVote
    Votes 539,423
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
AZAZİLİN İNİ by ebyide
ebyide
  • WpView
    Reads 739,005
  • WpVote
    Votes 48,739
  • WpPart
    Parts 17
Tesadüfün üç kurşunu vardır. İlk ikisinden kaçsan bile üçüncüsü tarafından vuruluyorsan, kaderin orada yeniden yazılıyordur. Bazen isabet eden bir kurşun, sıyıran iki kurşunun açabileceği darbeden fazlasını tek seferde açıp, hiç edebilir emeklerini ve kaderin doğan güneşi yakabilir tenini. Belçin Darya Tekin, bir gece vakti her zaman bildiği yollardan geçerken sonunun farklı olacağından, o gece kayan bir yıldızın tesadüfün ateşini yakacağından habersizdi. Hazar Cihangir Soykan, bir gece vakti ilk kez bilmediği yollardan geçerken sonunun aynı olacağından, o gece kayan bir yıldızın yaktığı tesadüf ateşinin onun ocağında söneceğinden habersizdi. Azazilin ini o gece Azazel'in kalbinde, bir kapının arkasında gizliydi. Belçin Darya, kuzeni ile eğlenmek için çıktığı gece o kapıyı aralamak ve ardındaki yabancıya yardım etmek zorunda kalırken, çevresi tarafından umutsuz gözlerle bakılan kaderi bir çift göze değince değişecekti. Hazar Cihangir Soykan'ın yolları, Belçin Darya'ya çıktı; denizde olmayan iz, onun gözlerinde saklıydı. Bir gece vakti kader yeniden yazıldı, gündüz tesadüfle yazılanı kabul etti.
AR by emiiircanakin
emiiircanakin
  • WpView
    Reads 9,887
  • WpVote
    Votes 461
  • WpPart
    Parts 22
Ar. Kirpiklerine dağılan o yaşlar. Buzdan adam. Zaman yanıyor, biz kaynıyoruz aradan. Sığınak diye beni bilir miydi? Bakışları haykırıyordu git diye. Kimsin sen artık? O adamı ben yarattım. Kıra döke, aşkımla. Yok etti sığınak. Öldüren bir alçak.
Göğe Kadar Sen by gizyildirim
gizyildirim
  • WpView
    Reads 735,189
  • WpVote
    Votes 38,841
  • WpPart
    Parts 32
"Fırtına ve Memleket gözlü kadın" Yedi yıl... Yedi sene boyunca bir kere bile adını anmadım, bir kere bile görüşmedik Ama her gece sesini duydum içimde. Şimdi karşımdaydı. Rüzgar aynıydı, dağlar aynıydı Ama biz başka bir şey olmuştuk. "Elinde ne varsa sık," dedim. "Sessizliğinden daha az yakar." Aşk, intikam ve vatan öyküsüdür. ******* Dağhan İdris Tüfekçi & Zülal Arga (Yetişkin içerik)
Yıldızlar Şahidim Olsun  by elakaramela
elakaramela
  • WpView
    Reads 84,653
  • WpVote
    Votes 4,236
  • WpPart
    Parts 16
"Ne dediğinin farkında mısın sen?" dedi tüyler ürperten sesiyle. "Ne demek seviyorum?" Beklenmedik tepkisi cesaretimi zedelerken şaşkınlığına vererek direncimi yitirmeden sözlerimi yineledim. "Duydun işte" dedim güç bela yutkunurken. "Seni seviyo-" "Kes saçmalamayı" diye gür sesiyle bağırmasıyla yerimde sıçrayıp dudaklarımı birbirine bastırarak bir adım geri gittim. Alt dudağım ağlayacağımın sinyalini verircesine titrerken bedenime inat güçlü duruşumdan taviz vermedim. "Benim için kolay mı sanıyorsun?" dedim benden bağımsız titreyen sesimle. "Bana asla o gözle bakmayacağını bilmeme rağmen her yeni güne bugün beni fark edeceksin umuduna tutunarak uyandım ben." "Yıllarca kardeşim dedim ben sana. Şimdi karşılık mı bekliyorsun?" Sesi öyle ürkütücü çıkıyordu ki bağırsa bu kadar etki etmezdi. Başını iki yana salladı. "Asla karşılık alamayacaksın duydun mu beni? İçinde yaşa bitir bunu." Kalbime kor ateşler düşerken görüş açım puslandı. "Üç günlük heves değil benim duygularım" dedim hayretle. "Nasıl bitirmemi beklersin? "Bana ne lan duygularından, bana mı sordun aşık olurken?" Onu ilk defa bu denli sinirden çıldırdığını görmek ruhuma ızdırap dolu acılar yüklüyordu. "Aşık olacağım kişiyi seçseydim sence seni mı seçerdim?" Sözlerimi umursamadan "bu konuşma aramızda hiç geçmedi Aysima" dedi her bir kelimeye zihnime kodlarcasına vurgu yaparak. "Anladın mı beni? Ne sen bunları söyledin ne ben duydum." Kalbim acıyla sıkışırken hemen öylece kestirip atmasına izin veremezdim. "Ama Alparslan ye-" "Alparslan deme lan bana!" Yeri göğü inleten sesiyle kirpiklerimde asılı kalan yaşlar yanaklarıma süzüldü. Kalbimi daha ne kadar ufalayabilir diye düşünürken öldürücü darbeyi en sona saklamıştı. "İki cihan bir araya gelse yine olmam seninle."