GÜNBATIMI +18
janeinloves
- LECTURAS 17,636
- Votos 822
- Partes 27
"Bana insanları nasıl bu kadar kolay öldürdüğümü sormuştun, hatırlıyor musun Günbatımı?" hatırlıyordu. Onunla geçirdiği her saniyeyi beynine işlerken sorduğu bu basit soruyu hatırlıyordu. "Onların bana yaptıklarını gözlerimin önüne getiriyorum. Ardından diğer insanlara yaptıkları günahlarını. Eğer birini öldürmek istiyorsan," dudaklarını kadının kulağına yasladı. Sıcak nefesi artık her taraftaydı.
"Günahlarını hatırlamak zorundasın, Günbatımı."
"Neden?" kulaklarına sürtünen dudaklarından gülümsediğini anlamıştı. Onu ne zaman görse gülümsüyor olurdu zaten. "O zaman kendimi bir günahkar değil de bir kurtarıcı gibi görüyorum. Senin dediğin gibi, Tanrı tarafından görevlendirilmiş bir Azrail."
"Kendine Azrail demeyi kes!" vurmamak için uzatmak istiyordu. Kavga edelim de unutalım istiyordu. Karşılarında ona yalvararak bakan erkeği görmezden gelerek birbirlerine bağırmalarını istiyordu. "Diğerlerinin değil, senin Azrail'inim. Unutma Günbatımı." belindeki eli sıklaştı.
"Şimdi vur onu, Günbatımı."
Tetiği çekti. Artık o da günahkardı. Gözlerinin önünden geçen anılarının ardından karşısındaki beden yavaşça yere düştü. Göğsünden akan kan yerde küçük bir göl oluşturdu. "Bu onu öldürmez, Günbatımı." kulaklarında yankılanan diğer sözleri. Ardından kulaklarını her duyduğunda tıkamak istediği ses tekrar yankılandı. Yerde yatan beden hareketlendi.
O anda bedenini saran el çekildi. Cesedin önüne yığılan bedeniyle elindeki silahı sıkı sıkı tuttu. "Cehennemine hoş geldin, Günbatımı."