"Ben o adamdan kız falan istemem! Son kez söylüyorum, çıkarın bu fikri aklınızdan!" Babamın öfkeyle arşınladığı salon zeminini izlemeye devam ettim. Babama rağmen sakinliğini koruyan annem uzun sarı saçlarını tek eliyle geriye atıp bakışlarını bana çevirdi. "Can'ım, nereden çıktı şimdi bu kız isteme fikri? Neler oluyor anneciğim?" "Ben söyleyeyim," diyerek konuya atlayan kız kardeşim oturduğu yere yerleştikten sonra elinde tuttuğu geniş kaptan bir parça cips alıp ağzına attı. "Oğlunuz kudurmuş." Mahiru'ya ters bir bakış atıp babama döndüm. "Baba, ne alıp veremediğin var senin bu adamla?" Kısa bir an için birbirlerine dönen annemle babama anlamsız bakışlarımı yolladım. Babam kendine gelir gibi silkelendikten sonra yeniden kaşlarını çatıp bana döndü. "Geçmişte kalan bir mevzu ama emin ol hâlâ canımı yeterince sıkıyor Can. O kızla bir an önce münasebetini kesmeni istiyorum." Sinirli bir tavırla ayağa kalktığımda annem hızlı yerinden kalkarak aramıza girdi. "Benim hayatımı, ilişkilerimi kendi geçmişin için bu şekilde kısıtlayamazsın baba!" "Ne ilişkisi, ne hayatı?" diyen babam da öfkeli bakışlarını yüzüme dikmişti. Çocukluğumdan beri ilk kez bana bu denli sinirle baktığını görmüştüm. Kısa bir an afallamıştım. "Daha iki gün öncesine kadar hayatımda biri yok diye geziniyordun, bu kız ne ara peydah oldu da evlenmeye karar verdin?" "Babam haklı abi, sevgilim diye getirsen neyse sen direkt evleniyorum diyorsun. Söylesene ne zamandır tanıyorsun bu kızı?" Mahiru sözlerini bitirir bitirmez bakışlarımı yere çevirdim. "Oldu işte biraz zaman." Herhangi bir tartışmaya mahal vermemek adına babamla aramızda duran annemin gözleri kısıldı. Sırtımdan akan soğuk teri hissettiğimde istemsizce iç yanağımı ısırmıştım. "Yalan söylüyorsun sen," diyerek durum tespiti yapan annemin dedektif havasında konuşmasıy

Adımlarımı hızlandırıp artık ezberlediğim yolu takip ederek yürüdüm. Kafamı kaldırıp büyük lacivert kapının yanındaki sarı tabelayla göz göze geldiğimde aynı saniyelerde kapı büyük bir gürültüyle açıldı. Daha önce defalarca kez karşılaştığım takım arkadaşı Samet düz bir ifadeyle odadan çıkarken kafasını sola eğmesiyle bakışları beni buldu. Yüz ifadesi anında neşeli bir hal alırken kapatmakta olduğu kapıyı yeniden aralayıp içeriye doğru seslendi. - Fatih! Yenge seni görmeye gelmiş oğlum. İçeriden yükselen gülüşmeler eşliğinde kapıya doğru yaklaşan adım sesleri keskinleştikçe göğsüm hızla inip kalkmaya başladı. Sonunda üzerindeki formasıyla kapının önüne çıktığında kısa bir an nefesimi tuttum. Onu böyle görmenin verdiği heyecanı hiçbir zaman atlatamayacaktım. Gülümseyen yüzüyle bana yaklaşıp belimi kavradı. Samet çıktığı odaya yeniden girip kapıyı ardından kapatırken kafamı kaldırıp göz göze gelmemizi sağladım. "Gelmişsin," dedi. Sesli bir şekilde gülüp sağ elimle özenle düzelttiği saçlarına dokundum."Dikkatini dağıtıp gol yemen riskini göze alarak geldim hem de." Bakışları dudaklarımı bulurken kalbimin sesini duymaması için dua ediyordum. Üzerimde bıraktığı etkiden korkarak omuzlarına tutundum. Nefeslenerek güldüğünü duydum. "Merak etme," dedi kısık sesiyle, "Tek golümü, bir altmış boyunda tek bakışıyla beni etkisiz hale getiren bir kadından, tam sol tarafıma yedim." (Kapak: Cover by; Leyl Graphic and @thealisss)

Sinan Tümer; başarılı, insanın içini eriten ses tonu ve kusursuz diksiyonu olan bir spor spikeridir. Yurt dışında çalıştığı kanalda Beşiktaş'ına laf ettiği için canlı yayına gelen konuğuna kafa atıp, istifa eder ve Türkiye'ye dönmeye karar verir. Bütün spor camiası şerefli davranışıyla onu bu dünyaya kabul etmeye hazırken; aynı şeyi abisi, yengesi ve yeğeninin bakıcısı başarabilecek miydi? Resmi instagram hesabımız; @vurduveaskwattpad ⚫⚪