Bilinmeyen numara: Allah'ım beni kuş et. Niloya: Niye kuş lan ? Bilinmeyen numara: Kafana sıçmak için.

Kitabın yazarı yerine kitabın okuyucusu olarak söylüyorum ben bu kitaba *B A - Y I L- D I M * Bizim hikayemize ortak olun . Eee hadi ne bekliyorsun .

Bade ve Gökalp... Ne aşkları yalan ne hikayeleri sıradan. Gökalp gök gözlü yiğit demekti. Gerçekten de yeşillerinde kaybolduğu Bade'nin gök gözlü yiğidi idi Bade ise Aşktı. Kutsal sevgiydi. O da mavilerinde boğulduğu adamın AŞKI idi. Artık Bade değil Gökalp'in BADE'Sİ; Gökalp değil Bade'nin Gökalp'i vardı. Onlar bir bedende bütün olmak ifadesinin kalıplarından çıkıp can bulmuş halleriydi.

Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti. " Bak bakalım burada ne yazıyor?"dedi sesindeki alaycı tınıyla. " Arslan."dedi karşısındaki adam kısık çıkan sesiyle. Ardından Eylül'ün yaka kartını gösterdi Toprak parmak ucuyla. "Peki burada ne yazıyor." "Eylül Arslan." "Aynen öyle." dedi Toprak başını aşağı yukarı sallayarak. Ardından elini kaldırıp yüzüğünü gösterdi. " Bu."dedi sorgulayan sesiyle. " Yüzük." Eylül'ün elini tutup kaldırdı. " Bu."dedi tekrar. Aynı cevabı aldığında ellerini indirip birbirine kenetledi. Ve tekrar kaldırıp herkesin gözüne sokarcasına konuştu. " Birleştir bakalım ne çıkacak ortaya."dedi. Ardından masaya göz gezdirip karşısındaki adama dikti bakışlarını. Birkaç saniye cevap vermesini bekleyip adamın omzundaki elini sıktı. " Evlisiniz."dedi adam fısıltıdan farksız sesiyle. " Doğru cevap." dedi Toprak alayla. Adamın omzundaki elini çekip yüzünü Eylül'e çevirdi. Birkaç saniyeliğine yumuşayan bakışlarını tekrar buza çevirip masaya döndü. Birbirlerine kenetlenmiş ellerini gösterip: " Duyduğunuz gibi biz evliyiz. Daha öncesinde bilmiyordunuz çünkü bilmenize gerek yoktu. Şimdi öğrendiğinize göre herkese afiyet olsun." dedi. Masadan yükselen hayret nidalarını umursamazken masadaki yerine ilerledi. Eylül'ün elini bırakmadan yanındaki sandalyeyi çekip:" Geç güzelim." dedi. Yanlarındaki birkaç kişi duydukları ile küçük çaplı bir şok yaşarken onların gözü sadece birbirleri üzerinde idi.

Kız kardeşinin hatası yüzüden ceza alan ve ailesinden veto yiyen Rojbin, parasız pulsuz bilmediği bir şehre sürgün edilir. Tabi bu sürgüne ek deli dolu sınırsız kardeşi Fidan'a da katlanmak zorunda kalır. Mega şehirden, Karadenizin ufak bir kasabası olan Amasra'da, Deniz Kuvvetleri Birliklerinin yaşadığı mahallede başına gelen her olayın ustalıkla altından kalkan Rojbin'in heyecan dolu aşk hayatı ise hepimizi büyüleyecek.. Küçük yaşta babalarını kaybeden bu iki kız kardeş zengin yaşamlarından bir ceza yüzüden vazgeçip rüyaları kıskandıracak bir mahalleye misafir olacaklar işte asıl hikaye tam da burada başlayacak!

🌼🌼🌼🌼 Soluklanmam bitince kalan son katın da ilk dört merdivenini çıkmışken ayaklarım birbirine dolandı ve kendimi yerde bulmayı planlıyorken bir çift el belimden tutup kendine çekti.Ben hala olayın şokundayken beni tutan kişinin söylendigini duydum. "Önüne neden bakmıyorsun kızım beynin mi yok gelirken evde mi bırakayım dedin. Etrafa bakarak yürümekte neyin nesi "diye sordu.Ben onun sordugu soruya cevap vermeden "Bırak beni "dedim.Hala çocugun yüzüne bakmamıştım sadece elinden kurtulmaya çalışıyordum. "Sana diyorum kendime değil neden önüne bakmıyorsun ben olmasaydım ayagın takılıp merdivenlerden düşecektin "dedi. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım koyu kahve gözlü, kahverngi saçlı ve uzun boylu bir çocuktu beni tutan çocuk, gözlerimi gözlerine çıkarınca göz göze geldik ve ben hemen gözlerimi kaçırıp "Bende Sana diyorum bırak beni ,nasıl bana dokunursun sana bu hakkı kim veriyor,sapık mısın bıraksana beni , bırak dedim bırak bee-"cümlemi tamamlamama izin vermeden araya girdi. "Kızım senin susma butonun yokmu bi susta motorun sogusun senin yüzünden herkes başımıza toplanacak,görende birşey yapıyorum sanacak, bir de salak mısın görmüyor musun bıraksam düşeceksin "dedi Ben onu aldırmadan elinde kurtulmaya çalışıyordum. "Sana ne be düşersem düşerim sana mı kaldı beni tutmak çek o ellerini dokunma bana " diye onun tek duyabilecegi bir şekilde bagırdım.Gerçi etrafta bizden başka kimse olmadıgından kimse bizi duymuyordu. "Bunu sen istedin bıraktım oldu mu ?"dedi ve ellerini belimden çekti. Ellerini birden çekince dengemi kuramadım ve ayagım merdiven boşluguna denk gelip ayak bilegimin üstüne düştüm.Beni bırakan çocuga döndüm ve " bırakmadan önce bir haber verseydim dengemi kurardım en azından "dedim. "

"Sadece bir kere anlatabilirim ve bana soru soramazsın. O yüzden iyi dinle, başlıyorum." "Başla." "Kim olduğunu söyleyemeyeceğim bir kişi başka birisiyle konuştu. Ve bu başka birisi senin için çok önemli, yani senin hakkında kararları veren, evin reisi. Neyse şu kişi bu kişiyle konuştu ve ondan bişey istedi. Oda zamanı gelince görürüz dedi." Bu çocuk ne diyor? "Ne?" "Soru sormak yok. Hadi ben kaçtım!" Dedi ve gitti. Bu neydi şimdi?

🌿İslami Aşk Romanı 🌿 Çökmüş hayatının emareleriyle nefes almaya çalışan fakat aldığı nefesi ona haram kılan bir kadın yüzünden çocukluğu mahvolan bir adam. Duygularının kaybolduğunu düşündüğü karanlık kuyudan onu çekip kurtaran bir kadın. Adam ilk defa sevildiğini yüreğinden gelen bir hevesle karşılarken kadın ona yeni duyguları bahşediyor. Berfin Akman ve Demir Karademir 09.02.21 "FİGAR" isimli ilk kitaptır.

05*********/ Bu mahalle sensiz olmaz 05*********/ Ne vardı da Duru'lu eczanenin karşısına taşınmak istedin ki 05*********/ Sen böyle bir kız değilsin Duru/ Ben de biliyorum öyle olduğunu ama mahalle mahalle değil evlenme teşkilatı sanki Duru/ Yani sanane de mi? Duru/ Evde kalırım SANANE!!! Duru/ Yaşlı olduğumu düşünmüyorum. 28 yaş gayet normal. Hem ben kendimi daha genç hissediyorum Duru/ Bi dillerini tutamadılar Duru/ Aman banane Duru/ Yakınca işime gider gelirim. Mis Duru/ Bu arada sen kimsin ya Mesajlara göz gezdirmeye başladım. Ben dolmuşum da haberim yok. Neyse konumuz bu değil. Kim ki bu? 05*********/ Beni boşver. Kararlı mısın gitmekten Duru/ Bir de kalayım istersen Ben ne diyorum ya! 05*********/ İyi olur Duru/ İyisi miyisi yok! Bir hafta sonra yüzlerini dahi görmek istemiyorum 05*********/ Bir hafta mı? Duru/ Aynen öyle Duru/ Sen kim olduğunu söylemedin 05*********/ Soruma cevap vermedin Duru/ Ne 05*********/ Bir hafta mı dedim Ne saçmalıyor bu be! Duru/ Bir hafta! 05*********/ Sanmıyorum Duru/ SEN ÖYLE SAN!