Güneş ve Ay'ın Dansı'na ait olan üç kitap bu çalışma içerisinde yer almaktadır. İlk kitap olan 'Tutulma' yayındadır. I. Tutulma II. Şafağın Kefareti III. Gece'nin Hükmü

"Sana hiç söylemedim ama sana aşıktım. Bunu yüzüne karşı söyleyememek de benim ayıbım olsun." 070822 ☁️

Kural tanımaz bir genç kadın olan Metis, sizlere adrenalin yüklü hikayesini anlatmaya geliyor! Okuduklarınızda, sıradanlığın dışına çıkmaya cesaret eden asi bir ruhla tanışacaksınız. Metis, ayrılık kararı alan ebeveynleri arasında sıkışıp kalmış, bir yandan okulun karmaşasında boğulurken bir yandan da kadınlığını keşfetmenin sancılarıyla yüzleşmektedir. Ruhunda yankılanan isyan çığlıkları, Metis'i sıradanlığın zincirlerinden koparır ve bu genç kadın, dışarıdaki yeni dünyayı keşfetmek için yüreğini ateşe verir. Sınav stresiyle dans edip, popülerlik tuzağına meydan okuyan ve aşkın yıpratıcı oyunlarına karşı dik durmaya çalışan Metis'in içsel isyanı sizlere de ilham versin. Bu hikaye; sert ve kusursuzluğa meydan okuyan dilinin yardımıyla sizleri heyecanın doruklarına çıkarmaya kararlı bir hikaye. Yolunda yürüyen dikbaşlı bir kadının benzersiz serüvenine tanıklık ederken sınırlarınızı zorlayacak ve ekstrem anlara şahitlik edeceksiniz. Hazır olun, çünkü Metis'in enerjisi ve kendine has duruşuyla hayata karşı açtığı bu savaş, sizi de içine çekecek. Bu zirvede Metis'le birlikte gençlik ateşinizi yakın ve etrafında delice dans edin!

"Dahası sen bir rüyasın," dedi çocuk, "neden kendine yardım etmeyi denemiyorsun?" Emily herkes kadar sıradan biri olduğunu düşünüyordu. Herkes kadar sıkıcı ve alışılagelmiş bir adı, sürekli rastlayabileceğiniz türden bir görünüşü ve bisiklet sürmek gibi yavan hobileri vardı. Ne var ki bu genç kız bir gece yarısı yatağından zıplayarak uyandığında hiçbir şeyin bir daha asla aynı olmayacağından habersizdi. O artık kendini uykuların çok ötesinde ve hayallerin ulaşamayacağı kadar muhteşem bir dünyada bulmuştu. Fakat Emily'nin bu rüyadan uyanıp hiçbir şeyin göründüğü kadar harika olmadığını fark etmesi uzun sürmeyecekti. "Hayatlarımızı bir rüyayla karşılaştıranlar haklıymış. Uyanık uyuyor, ve uykuda uyanıyormuşuz." -Montaigne

On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke kalmıştı; Ocria. Reena, geçmişinin sır perdesi aralamaya çalıştıkça kendisini daha büyük bir çıkmazda buldu. Neden bu yeni ülkede kimse sorularını cevaplamaya yanaşmıyordu? Hükümet doğru mu söylüyordu? Gerçekten Ocria'nın dışında hayat yok muydu, yoksa bu, onları içerde tutmak için uydurulan bir yalandan mı ibaretti? Ocria'daki dengesizlikler kısa sürede Reena'nın gözüne çarpmaya başladı. Kendisi gibi sorgulayan insanları bulması zor olmayacaktı. Gençler başlarına geleceklerden habersizdi. Peki sonunda Ocria'dan çıkmanın bir yolunu bulabilecekler miydi?

{Dikkat! Bu kitapta kendinizi göreceksiniz.} Bir harf... Sadece bir harf hayatınızı ne kadar değiştirebilir? Her şey, alfabenin masum gibi görünen o 22. harfinin başının altından çıktı. Ne mi yaptı? Daha ne olsun? Hayatımın altını üstüne getirdi. Ama olsun. Size klişe bir şey söyleyeyim mi? Hayatımın altı, üstünden daha hayırlıymış... Bu arada, bu hikayede görebileceğiniz tek klişe, bu kısım... Öyleyse buyrun benim klişelere meydan okuyan, bu kadarı da olmaz dedirten hikâyeme.. Demeyin efendim. Bu kadar da olmaz demeyin. Ne demiş Sezen Aksu? Olur, olur, olur. Bal gibi olur...

Hikaye tamamlanmıştır.🎈 @otantikkitap bünyesinde artık raflarda! Ön okuma olması açısından ilk altı bölüm bırakılmıştır. Diğer bölümler sözleşme gereği kaldırılmıştır. Özlemek sadece bir duygudan ibaret değildi. Geçmişinde ciddi travmalar yaşayan Baria, yeni başlangıçlar için göl kenarında bir eve taşınır. Başta her şey olması gerektiği gibidir; hayatında kolilerden taşan eşyalar, sık sık ziyaret eden dostlar ve yoğun iş saatleri vardır. Eskimiş bir tasmada bulduğu adrese yazdığı mektupla bir anda her şey tersine döner. Baria artık güvende değildir ve bunu düzeltebilmesinin tek bir yolu vardır: Kimi özlediğini bulmak zorundadır.