🖤
5 stories
Fabrikatörün Kızı by hqlivelly
hqlivelly
  • WpView
    Reads 1,869,621
  • WpVote
    Votes 104,529
  • WpPart
    Parts 45
"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime sarılan kol bana mani olmuş ve aşinası olduğum o ses varlığını belli etmişti. Gözlerim, yanımda beliren Cihangir'e kaydığında o hiç bana bakmadan karşımızdaki adamın omzuna sert olabilecek şekilde iki kere vurmuş ve ölüm bahşeden tehditvari bir sesle konuşmuştu. "Yok koçum, bekar değil..." Lacivert gözleri bir savaş habercisi gibi bana döndüğünde, varlığımı ahraz kılmak için yemin etmişti. "Kendisi adını söylerken, yanına soyadımı eklemeyi unuttu." ~Tüm hakları gözü kara, kalbi yara olanlarda saklıdır.
LİLİUM by yarim_ay
yarim_ay
  • WpView
    Reads 214,188
  • WpVote
    Votes 13,370
  • WpPart
    Parts 31
Gece kadar karanlık gözler, yıldızların günahlarından yaratılmış irisler. Zed Decrus... Bu onun adıydı, kanlı sözcüklerle kazınmış bir isim. Bu... İnine indiğim şeytanın adıydı. Cehenneme hükmedebilen tek kişi, Tanrı'ya meydan okuyan tek Tanrı. Cehennemin ona muhtaç olduğu, kötülüklerin var oluşuydu o. Şimdi ise bir meleğin kanatlarında sıkılıp kalmıştı özgürlüğü ve intikam, gözlerindeki alevi kor bir yangına çevirdiğinde tek bir şansı vardı. ... "Ait olduğun cennet, İnine indiğin bu cehennem vadisinden çok uzak. Artık benden, şeytandan kaçamazsın." "Ait olduğum yer cennet değil, hiçbir zaman olmadı."
GÜL KUYUSU by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 3,822,118
  • WpVote
    Votes 254,937
  • WpPart
    Parts 20
"Kaburgam acıyor," diye fısıldadı, gül kuyusu. "Kaburgamı çaldın benden." Adam kızın yüzünü tam kaburgalarının üstüne bastı. "Burada, gül kuyusu," dedi ifadesiz bir sesle. "Burası senin sürgünün. Buradayken ne ölüme kavuşabilirsin, ne de kendini geri alabilirsin artık." Kız, adamın kazağını kavradı, yüzünü kaburgalarının arasına gömdü ve kaşlarını çatarak başını iki yana salladı. "Ölüme kavuşturmayacaksın beni," diye fısıldadı. "Bana beni geri vermeyeceksin." "Asla." Kızın, göğsünün ortasında bir yarası vardı, o yaraya bir isim bile vermişti. Adam, o yarayı ondan çalmıştı. O yaranın adı, "çocukluğum"du. Artık yeryüzüne yağan gül yapraklarının rengi, kan kırmızısıydı. Zehirli kırmızı gül sarmaşıkları bağladı bizi, Birbirimize zehirlendik. O kâinat kadar eşsizdi, Ben basit bir gül kuyusu. Tutulmamız gerekiyordu, Tutulduk. Ben Gül'düm, O, içine düştüğüm Kuyu, Benim Kuyum. Gül Kuyusu.
ARIZALI by seh-naz
seh-naz
  • WpView
    Reads 6,254,622
  • WpVote
    Votes 274,117
  • WpPart
    Parts 87
Arızanın ta kendisi olan adam DOĞU ÜZEYİROĞLU! Ne çok iyi ne çok kötü. Onu acımasızlaştıransa kardeşinin bir başka kıza ondan habersiz nakil edilen kalbi. Batu'nun kalbini geri almaya ant içtiği günlerin azabını ise yaşam çiçeği yeni oksijen almış İnanç Gürmen çekecekti. Sessizliğin içinden doğmuş Ekinezya. Bütün sessizliğini Doğu Üzeyiroğluna karşı bozmuş hazırcevap bir dişi. Kızılperestin acılarına göğüs geren, Her darbesinde dimdik ayakta duran, İblisin cazibesine kapılan Gürmen kızı. Nakil edilen kalbi ARIZALI geri alabilecek mi? Peki ya bu savaşta ölüm olsa? Kalbi aldıktan sonra pişmanlıklar sarsa? Geri dönüşümü olmayan yollara direksiyon çevrilecek mi? COPYRİGHT © TÜM HAKLARI SAKLIDIR
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 2,494,749
  • WpVote
    Votes 221,376
  • WpPart
    Parts 49
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.