,
5 stories
PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚ by bsrarikan_
bsrarikan_
  • WpView
    Reads 169,409
  • WpVote
    Votes 12,835
  • WpPart
    Parts 62
Dudakları dudaklarına değdiği an hayat boyunca beklediği anın bu olduğuna karar verdi.Vücudu alev alev yanıyordu ve içindeki alevin kıvılcım misali adamı da kavurduğunu görebiliyordu.Kollarını boynuna dolayarak inledi.Ona dokunmak dışarıdaki soğuk havaya inat yanmaktı.Dudaklarını acemi bir tavırla açarak adamın dilini içeriye davet ettiğinde Brendan büyük bir hazla dudaklarını ezmeye devam ediyordu.Tanrı aşkına, ona ihtiyacı vardı üstelik onu gördüğü ilk andan beri bu anı düşleyen kendisiydi ve itiraf çemberinin etrafını kuşattığını hissediyordu. Dudaklarına karşı iç çekti ve adam öpücüğün şiddetini arttırdı. İçine bir haz dalgası gönderen sert bir öpüşle dudaklarını istila etti.Öpücükleri giderek daha sert ve yoğun bir kıvama geldi.Her biri bir öncekinden daha cesurdu.Artık sınırlar yoktu, sınırlar kayboldu.Arada uzun uzun bakıp Bahar'ın adını kutsal bir şeymiş gibi fısıldıyordu. Bir duygu selinde boğuluyordu.Tanrım, binlerce parçaya ayrılıp aynı zamanda yeniden bir bütün olmanın anlamına ilk kez varıyordu.Güçlü elleri her yerindeydi, bir an için hassaslaşan teninde dolanıyor bir an için ruhunu sıvazlıyordu.Sonunda düşlerindeki bahar kokulu mevsimi kendini ona dolamaktan başka seçeneği kalmayana kadar havaya kaldırdı. Brendan uzun süredir yapmak istediği şeyi yapmak üzere cebinden çıkardığı çelik grisi kelepçeleri büyük bir tutkuyla kaldırarak "Tanrım, seni her şeyinle istiyorum." dediğinde ne olacağını içgüdüsel bir şekilde biliyordu.Cevaben başını salladığında Brendan önce sağ bileğine taktığı kelepçeyi sol bileğinde eşitleyerek yatağın demir başlığına kenetledi. "Benimsin," diye fısıldadı soluk soluğa. "Bunu sen bile değiştiremezsin." ♠ Portola Valley'in 2.kısmıdır! Final Tarihi; 14.08.22
SUSKUN 2  by Nur-Sungmin
Nur-Sungmin
  • WpView
    Reads 33,976
  • WpVote
    Votes 1,955
  • WpPart
    Parts 5
- Kumaştan bir kitap. Uçları tüm o hüznü çekmiş, sararmış bir kanser. Ruhu vücudunun hissetmeyeceği en ağrısız boşluğuna çekilmiş gibiydi. Yaralar onu hapsetmiş miydi? Yoksa bu onun kendisine ördüğü hapsi miydi? Çekilen son nefesten sonra dudaktan kopup soğuk kül tablasında boğulan duman, gri gözlerinde kurak bir ülke kurmuştu. Milletini kaybetmiş, toprağını, çiçeklerini, hatta kendisini. Söğütün altına sırtını değil, omurgasını yaslamış beş yaşında ki kız çocuğu, O bu hayatı bir kere, ama yıllarca yaşayıp beş yaşında ki mezarlığına gömülüvermişti. Taşı yoktu. Toprağı bir hiçliği kucaklıyormuşçasına dümdüzdü. Yalnızdı. Benim gibi. Yanına vardığımda acı çekiyordu. Benim gibi. Ayak altında ezdiğim yapraklardan sonra gelen bedene doğru gözleri bir takip başlatırken açığa çıkan o ufak yüzü, yüz hizama bir çerçeve gibi oturmuştu. Göz göze geldiğimiz ilk an, çekilen ilk fotoğraf karesiydi. İlk çerçeve. Söğüt Ağacı, Okyanus ve Bulut. Aytaşı Ve sonra bir Roman.
LAL by hikayelerindeyasar
hikayelerindeyasar
  • WpView
    Reads 28,216,932
  • WpVote
    Votes 1,403,744
  • WpPart
    Parts 81
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işaret dili öğrenen bir adamın hikâyesi...
TAKINTI by suheda_zsy
suheda_zsy
  • WpView
    Reads 3,822,462
  • WpVote
    Votes 142,966
  • WpPart
    Parts 81
Ona hiç sarılamamıştım mesela. Hiç elini tutamamıştım. Hiç öpememiştim. Hiç koklayamamıştım. Hiç sevdiğimi söyleyememiştim. Hiç dokunamamıştım. Hiç beraber uyuyamamıştık. Hiç saçlarıyla oynayamamıştım. Hiç dizlerine yatamamıştım. Hiç özlediğimi söyleyememiştim. Hiç, hiç bu kadar değersiz hissetmediğimi anlatamamıştım. Bu kadar hiçin arasında, her şeyim olmayı nasıl beceriyordu? Çünkü bir gülüşü yetiyordu bana. Sayılı sayıda görsem de, yetiyordu. Kıvrılan dudakları hiçliğe meydan okuyup, her şey hâlâ benim elimde, diyordu adeta. 'İstersem bütün hiçliği, çivileri ile beraber tabanından söküp, yerine istediklerimi dikebilirim. Hiçi hep, zerreyi zirve yapabilirim. Her şey hâlâ benim elimde.' Umut var, sadece biraz naza çekiyor kendini. Tutarsam bırakmayacağımı, benim onu dibine kadar harcayacağımı ve ortalığın tozunu attıracağımızı biliyor. Hâliyle gelmiyor. Çünkü küçücük bir umut ile bütün dünyayı karşıma alacağımı bilen herkes gibi, o da korkması gerektiğini biliyor.
YABANCI by oz_yildirim
oz_yildirim
  • WpView
    Reads 133,545,013
  • WpVote
    Votes 2,702,299
  • WpPart
    Parts 71
O insanın tenini ürpertecek kadar güzel. Tenine işleyen karanlığa rağmen. O ölümcül derecede soğukkanlı. Çimen yeşili gözlerinin derinliklerinde, karanlık bir kuyuya attığı acı dolu bir geçmişi var. Onun bir kalbi yok. O bir kimsesiz. O bir yabancı. O bir katil. O... Ediz Çağıran. Ve pençesine aldığı kurbanına aşık olmak üzere.