BERDEL -Düşünsene Mizgin seni Şanlıurfa kadar sevdiğimi; Çıldırırsın!- Duyduklarından sonra genç kadının dudaklarından dökülenler sonları olmuş gibiydi. -Ez qurbanete bıvım Şanlıurfa- (Kurban olurum sana Şanlıurfa!)

DİKKAT: Küfür ve Argo kelimeler içerir. ⚫ Henüz 17 yaşında bir genç kız olan İlkim, ailesi ile birlikte babasının isteği üzerine yeni bir kasabaya taşınırlar, burada tesadüfen karşılaştığı Göktürk'e aşık olur. Fakat Göktürk kirli geçmişi sebebiyle İlkim'den hep kaçar, çünkü o geçmişte uyuşturucu bağımlısıdır ve bir çok kirli işe bulaşmıştır. İlkim'in onun aksine tertemiz bir hayatının olması sebebiyle Göktürk kendisine 'Yasak' olduğunu düşünür ve ona zarar vermek istemez. ⚫ -İLERİDEKİ BİR KONUŞMADAN KESİT- En sevdiğim: Yine delirecekmişim gibi hissediyorum... Bu korkunç günleri atlatamayacakmışız gibi hissediyorum, ve zamanı geri çeviremeyeceğim. Sesler duymaya başlıyorum ve konsantre olamıyorum. Bu yüzden yapmam gereken şeyi yapıyorum. Bana hayatımda sahip olabileceğim en büyük mutluluğu verdin. Kimsenin yapamayacağı bir çok şeyi yaptın benim için. Bu kadar şeyden sonra iki insanın daha fazla mutlu olabileceğini sanmıyorum. Ben artık savaşamayacağım. Biliyorum senin hayatını mahvediyorum, bensiz daha mutlu olacaksın. Bana karşı inanılmaz sabırlısın ve iyisin, şunu söylemek istiyorum -aslında bunu herkes biliyor- eğer biri beni bu durumdan kurtarabilecek olsaydı bu sen olurdun. Herşey beni terk edip gitti ama senin iyiliğin hep benimle kaldı.. Artık senin hayatını mahvetmeyeceğim. Kimse bizim seninle mutlu olduğumuz kadar mutlu olamazdı. hoşçakal...

Bir insan nasıl kendi acısından zevk alabilir? Soruyu düzeltiyorum; Genç bir kız gölgede sürdüğü hayatına kendisinden daha karanlık bir insanı nasıl sokabilir? - "Şu akan kanı görüyormusun? İşte bu benim tek eğlencem." "Biliyorum, benimkide sen olacaksın.." - DİPNOT: Bu hikaye kötü çocuk/masum kız tarzı bir hikaye değildir. - KORKU #1 PARANORMAL#1

Henüz 22 yaşında üniversite son sınıfta okuyan deli bir kız. Azimli çalışkan ve asabi. Hayatı çok sevdiği kardeşi ablasının bir hatasından dolayı değişecekti Genç kızın telefonu çalıyordu arayan kız kardeşiydi "Abla hemen Mardine gel." " Ne oldu berivan" " Abla dicle ablam kaçtı..."

"Ben seni seviyorum zorunlu bir evlilik değil bu" demişti çaresiz bakışları ile evet ağaydı ama bu kendini zorla sevdirebileceği anlamına gelmiyordu sevgiydi bu gönül kimi sever belli olmuyordu. "Benim hayallerim var ağam yapmayasın" demişti genç kız ağlayarak... ♠"ZORLA EVLENDİRMEK KOLAY PEKİ ZORLA SEVEBİLİR Mİ İNSAN ?"♠

"Sevdiğin seni sevdi mi, dünyada cenneti görürsün."

Yıllardır düzenlenen bir evlilik müsabakası... Bu yarışa katılan geçmişi gizemli ve ruhu intikamla dolu bir İngiliz leydisi... Evlilikten köşe bucak kaçan genç bir dük... Onların gizemli ve bir o kadar da macera dolu yolcuğuna çıkmaya var mısınız?

Emma Miller ile tanışın, iyi fakat çekingen bir kız. Emma ve en yakın arkadaşı Amy Johnson çocukluktan beri arkadaşlar. Emma iyi notlar alan, ailesiyle iyi anlasan ve sadece bir tek arkadaşı olmasindan memnun olan biri. Ve biri daha; Jack Black, Jefferson Lisesi'nin kötü çocuğu. Emma ve Jack hayatları boyunca birbirleriyle konuşmamış iki yabancıyken birden bire dünyaları bir araya gelir. Şimdi asıl soru Emma ve Jack arkadaş olabilecekler mi? Ya da belki daha fazlası? Ya da Jack'in geçmişi onların ilişkisini daha başlamadan bitirecek mi?

Çok tehlikeli, ama o kadar da ukala. Ne hissettiğini anlayamayacağın kadar gizemli, bir o kadar da sevilmeye Muhtaç... Geçmişin karanlığına sıkı bir duvar örüp, artık kimseye güvenmeyeceğine yemin eden küçük bir erkek çocuk büyüdüğünde tüm bunların intikamını almaya ant içmiştir. Ta ki çok sevinceye kadar. "Önemli olan çok sevmek değil, güzel sevmek !" ** "Çok sevmek önemli değil, güzel sevmek önemli be güzelim. Ben güzel sevemedim, kabul. Canını yaktım, oradan oraya sürükledim, ağlattım. Peki güzel seven ağlatır mı ?" Dedi artık bana bakarken. "Sevilmek nedir ben ilk senden öğreniyorum, Masal. İlk defa bir insana güvendiğimde beni yüzüstü bırakmıyor, ilk defa bu kadar çok sevildiğimi hissediyorum. Ilk defa bu kadar çok seviyorum." Dedi ve sanki yerde gülünecek birşey varmış gibi başını yere indirip ruhsuzca Güldü. "Beni bırakma, senin sevgine muhtacım."

"Ve ateş kül oluncaya dek yanmaya devam etti. Su ise buhar olacağını bilmesine rağmen savaşından vazgeçmedi.'' Masal on sekiz yaşını doldurduğunda kaldığı yetimhaneden ayrılmak zorunda kalmıştı. Bu arada eski yurt müdürü tarafından ona İstanbul'da bir kolejde burs ayarlanmıştı. Kendine kalacak bir yer bulması gerekiyordu artık. Bir yandan da İstanbul'a geldiğinde etrafında ilgiyle dolaşan insanlar ve karşısında köle olacak bir beyaz atlı prens hayal ediyordu. Ancak ne yazık ki hayat masallardaki gibi değildi. Zaten "Bir varmış bir yokmuş" yerine "Lanet olsun!" ile başlayan bir masaldan ne beklenirdi ki? Masal, karşısına çıkan, sırlarla dolu, karanlık Rüzgar'ın gizemini çözmeye çalışırken kendini ona âşık buluverecekti. Bu kitap 2015 yılında Epsilon Yayınevi ile raflarda yerini aldı.