🧐🤓💞
5 stories
3391 Kilometre by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 27,579,437
  • WpVote
    Votes 1,485,665
  • WpPart
    Parts 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''
Enkaz Altındakiler by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 9,291,062
  • WpVote
    Votes 574,163
  • WpPart
    Parts 54
Gözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altı olacak. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameralarla çevrili, her yeri izlenen bir plato. Tek amacınız ise alandaki ipuçlarını takip edip evinizi bulmak. Tüm yarışmacılar evlerini bulduğu an, kazanan belirlenmiş olacak. Öyleyse, sizi kaybetmemizi ister misiniz?
KÜÇÜK MUCİZELER by visnelikapkekk
visnelikapkekk
  • WpView
    Reads 4,443,009
  • WpVote
    Votes 1,716
  • WpPart
    Parts 4
Hayat küçük mucizelerle doluydu; bazen küçük bir kalpte, bazen bir kar tanesinde, bazen yıldızların arasında... Bazen de tam yanı başımızda! Sahip olduğum küçük mucizenin adıydı Pamir Ege. Bana bir kez gülümsediğinde tüm dertlerim yok olur, geriye sadece onun sıcacık sevgisi kalırdı. İki deli arkadaşım vardı; hep yanımda olan iki tatlı baş belası... Mucizemizin büyümesine birlikte tanık olurken onun içinde büyüyen özlemi engelleyememek en büyük korkumuzdu. Babası tarafından terk edilen bir çocuğun kırılan minik kalbi nasıl iyileşirdi? Bir mucize daha bekliyordum. Geçmişte sustuklarımı duyacak, oğlumun minik kalbini ısıtacak, tüm yaralarımızı iyileştirecek bir mucize... O mucize bir kar tanesinin avucuma düşmesiyle gerçekleşti. Avucuma düşen kar tanesiyle içim bahara yüz tuttu. Üzerine kar yağarken de ısınabilirmiş insan; Doruk Ataoğlu, usul usul yüreğime konduğunda anladım. O tüm merhametiyle hayatımızdaki bütün boşlukları doldurabilecek kadar güçlü bir adamdı. O, bizim geç gelen mucizemizdi!
Orion | KİTAP OLDU by Alminanngg
Alminanngg
  • WpView
    Reads 374,137
  • WpVote
    Votes 7,123
  • WpPart
    Parts 2
Birer birer silindi hafızaları ve karaltılar görmeye başladılar. Gündüzleri ayak uçlarının dibinde bitiyor, düşüncelerinde kol geziyorlardı. Gölge dediler o karaltılara. Oysa pek çok şey denebilirdi. Toz bulutu, karanlık, silüet yahut cisimcik... Kimliklerini unuttukları gölgelerin esiri oldular. Tek tek anılarında kaybolan karartıları sevmeye kalkıştılar. Yoksa unuttuklarını, kendi gölgeleri mi sandılar? Bu, mutsuzluğun varoluş ve kayboluş hikayesi. Ölümün kapılarını aralayıp, unuttuğunu sandıklarına esir olmanın resmi. Bu Alphard ve Alnilam'ın hikayesi. Capella ve Polaris'in... Bir yerlerde unutulan herkesin hikayesi.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,359,364
  • WpVote
    Votes 694,377
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.