Chanyeol boşanmak istedi. Baekhyun ise bir hafta daha... 10080 dakika~

[_TAMAMLANDI_] bir tarafta illegal işlerin veliahtı jongin ile o'nun kıymetli kuryesi baekhyun diğer tarafta kaçakçılıkla mücadele eden polis, chanyeol ve kyungsoo hangi taraf galip, hangi taraf aşık öğrenmeye hazır mısınız? __ ‼️‼️ bu hikayede şiddet, uy*şturucu, silah kullanımı gibi zararlı durumlar vardır! lütfen bunu bilerek okumaya başlayın! _ başlama tarihi; 28.11.22 bitiş tarihi; 11.05.23

1967 yılının neredeyse en sıcak günüydü Sehun, on dokuz yaşındaydım ve onunla tanıştım. hippi baek - katolik cyeol ~ Woodstock 1969☮️🕊️✌🏻

Her akşam dairemizde buluşup boş yaptığım arkadaş grubumun en afili elemanı Oh Sehun'a göre garip gelen bir şey vardı. Bana göre hep bilgisayarını bozan komşu oğlundan ve patrondan öteye gidemeyen Park Chanyeol, Sehun'a göre buraların en iyi bilgisayar kullanan insanıydı. Tabii, ben buna inanmıyordum başlarda. O olay yaşanıncaya kadar da inanmayacak, bunu reddedecektim kendimce. İnanın bana kendimi, içine düştüğüm durumun ne kadar vahim olduğunu fark ettikten sonra dünyanın en süzme salak insanı ilan etmiştim. Abartıyorsun demeyin. Sonuçta her hayat kendince bir vahşi doğa belgeseli ve vahşi doğada her şey tahmin edilemez olaylar silsilesinden ibaret. Özellikle de işin içinde katil balinalar varsa. Bu da benim vahşi doğal belgeselimdi. Başrollerinde ben ve Park Chanyeol oynuyorduk. Ve o, bu hikayenin katil balinasıydı.

"Anne," dedi, sakin bir sesle. "Neden en sevdiğim tişörtüm bunun üstünde?" Size yemin ederim böyle sert bir çıkışı beklemiyordum. Böcekmişim gibi bakıp "bu" diye hitap edeceğini hiç düşünmemiştim. "Anne yani ben anlamıyorum," dedi gözlerimin içine bakarak. "Sırf eli yüzü düzgün ve güzel buldun diye sürekli sürekli eve kiracı oğlan mı getirilir? Bir de en sevdiğim tişörtümü vermişsin." #90s, zaman yolculuğu, chanbaek

elimdeki topu henüz karşımdaki çocuğa atmamışken, gözlerimi gözlerinden çekmemişken, diğer kulüpler hakkında hiçbir şey bilmezken ve en önemlisi ben toptan korkan salağın tekiyken. bu yaptığım en cesurca şey olabilirdi. "ben voleybol kulübüne üye olmak istiyorum." highschool&volleyball!au

[texting] 333: aşkım telefonumun şarjı bitmişti jongin'den yazacaktım ama inince yazarsın dedi biz de inmeden kaza yaptık duran arabaya vurduk polis falan derken herkesin şarjı bitti dağlık bi alandaydık polisi çok bekledik polis bizi en yakın kasabaya kadar götürdü orda da kalacak yer sıkıntı oldu sehun'un başına güneş geçince bayıldı hastane için kayıt yaptırmak gerekiyormuş kimliği de arabada kalmış kimliği almaya tamirciye gittim o da kimlik falan çıkmadı dedi orda da onunla kavga ettim çalmış cüzdanı sonra tekrar polis geldi bir ton ifadeyle uğraştım şimdi dönüyorum sen ne yaptın saçlarını boyattın mı bakıyım bi baekhyun: *fotoğraf* uff ya saçım istediğim gibi olmadı _ 08.07.23

"Ben var ya," diyor. "Koydum senin teşhisi." "Nasıl yani?" "Sürekli bir yerlere dalıp onu mu düşünüyorsun?" "Evet." "Onun varlığı seni etkiliyor ya da çaresiz bırakıyor mu?" "Evet." "Geçmiş olsun," diyor Sehun numarasız gözlüğünü bir doktor edasıyla çıkarırken. "İyiyi anlamlandırma safhasındasın."

Daha sonra onu gördüm; Baekhyun'un ta kendisini. Dudakları öpmekten vazgeçmediğim pembelikteydi ve esnemiş yarım bir gülümseme barındırıyordu. Gözlerinde mahçup bir ifade vardı, yanakları hafiften kırmızıydı ve saçlarında her renkten vardı.

İlkbaharı kıskandıran bir papatyaydı ve her bir zerrem aşıktı her bir zerresine.