Sevginin olduğu yerde sıcaklık vardır. Dürüstlüğün olduğu yerde ise rahatlık. Taehyung sihirli bir kurabiye yer ve Jungkook'un vücut sıcaklığına bağımlı olarak uyanır.

'Mingyu, kim intihar etmiş?' 'Taehyung, Kim Taehyung...' 210319

kim taehyung ailenin en sevileni olmak istiyordu fakat jeon kardeşlerin gelişi buna engel oluyordu.

Bazen nefret, karanlığın esir aldığı derin okyanuslardan çıkmak için yetersiz kalırmış. Ben o karanlığın kollarına düşeceğimi ve tüm bedenimi sarabileceğini düşünmezdim. Boğulacağımı düşünürdüm. Hayır, boğacağını düşünürdüm. Hiçbiri gerçekleşmedi.

[düzenleniyor] "Bu gördüğümüz yıldızın adını Taekook olarak değiştiriyorum, tamam mı çocuk?"

Hayat çok boktandı. Serum şişesinin her damlasında bu kelimeyi tekrarlıyordum. Hayat çok boktandı. [Sanırım herkes mutlu Bana bakabilir misiniz? Çünkü ben mavi ve griyim...]

(30 Aralık 1995.) *pacific rest Ocean/dinlenmesi gerek.// "Jeon Jeon-gguk'a;⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ Kuzeybatı Pasifik'in Haida Kızılderililerinde "şiir yazmak" için kullanılan fiille "nefes almak" için kullanılan fiil aynıdır. Yani eğer sana yetişmek istiyorsam Jeon Jeon-gguk; Atlantik ve Pasifik beş kıta, hepsini koşmam gerekecek.⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀sevgilerle, Kim Tae-hyung."

"Buldum seni."

Taehyung, yıllar önce evinden ayrılmış olan Jungkook'u bulup ailesine geri dönmesini sağlamak amacıyla Jungkook'un babası tarafından görevlendirilir.

Bu mektuplarda yazacağım şey ise, seni on iki yıl öncesine götürmekle başlayacak. 2008 güzüne. Sana bizim hikayemizi anlatacağım. En başından. Hatırladığım tüm detaylarıyla, en önemli kısımlarıyla. Yaşadıklarımızı bir de benim, o çaresiz ve belalı çocuğun ağzından dinlemeni, bana o anları yaşarken nasıl hissettirdiğini anlamanı istiyorum. Amacım kendimi sana affettirmek veya bana olan nefretini azaltmak değil, omzumdaki bu ağırlıktan kurtulmak sadece. Çünkü zaten burada her gün, birbirinden kötü onlarca hikaye dinliyorum. Zırvaladığımı düşünebilirsin, ama hapiste olmak beni öylesine değiştirdi ki... o tanıdığın hırçın Jungkook yok artık. Bunu da ben yazdıkça anlarsın zaten, her şeyden bahsedeceğim çünkü. Ben henüz on yedi yaşındayken tanıdığın, büyüttüğün, sevdiğin, sevmeyi öğrettiğin, bağlandığın, kendine bağladığın, yaraladığın ve ruhen öldürdüğün Jungkook'u, onun ağzından anlatacağım sana.