0543***:Benim kocam,makas atar 0543***:Kağıt gibi seni yırtar Siz:Ne diyon be Siz:Ve kimsin? 0543***:Bilmem 0543***:Rastgele bir numara salladım 0543***:Sana denk geldi Siz:Hadi koçum,hadi Siz:Yallah başka numaraya

🏀 Sayın sen, ben Deva. Deva Çetinceviz. Adımdan da anlayacağın üzere ben kolay lokma biri değilim. Evet, babam beni erkek gibi büyüttü ama öyle olmasaydı da ben tuttuğunu koparan bir kadın olurdum. Benim hikâyem, kardeşimin başımıza açtığı işler yüzünden babamın benden yardım istemesiyle başladı. Ama bu sandığın kadar küçük bir yardım değildi. Yardımcı antrenörlük yaptığı bir basketbol takımında iki aylığına onun yerine bakmamı istiyordu. Bu benim için çocuk oyuncağıydı. İşi yerine getirebilecek kabiliyete sahiptim. Kolaylıkla üstünden gelebilirdim. Lakin küçük bir sorunumuz vardı. Bu işi erkek kılığına girerek yapmak zorundaydım. Hem de bir erkek basketbol takımında. Anlayacağın üzere olaylar karışık, yolumuz engebeli. Ve ben agresif bir şoförüm. Erkek gibi büyümekle erkek olmak arasındaki farkı göreceğim bu yolda bana eşlik edersen kendimi daha az yalnız hissederim. Hazırsan başlayalım mı?

Yıllar önce bir kahin tarafından lanetlenmişti yıldızlar.. Her bir yıldız bir kadının rahmine yerleştirilmişti o gece doğan her çocuğa. Bilinen kehanete göre, mor gözlere sahip olan her çocuk önce tüm sevdiklerini kaybedecek ve başına belalar gelecekti. Ama elbet bir gün inanılmaz bir aşk ile kutsanacaktı... Alin, Asterra Krallığında yaşayan bir büyücüdür. Bir gün öyle bir şeye kalkışır ki başından belalar eksik olmaz. Bir anda her şey altüst olur. Alin'in hikayesini okumaya hazır mısınız?

Hâlâ nefes alıyorsanız umut var demektir...

Melez doğan bir bebek. Halk tarafından dışlanan bir bebek. Zorlu bir çocukluk geçiren bir bebek. Zorbalık gören bir bebek. Çevresiyle kirlenen temiz bir bebek. Belki gelecekte onu kurtaracak biriyle tanışır?

Geçmişte attığımız her adım geleceği etkiler. Geçmişte nasıl bir hata işledikse sonumuz geldi. Artık daha zayıfız. Kıyamet yakın. Ama en büyük sorun Kardeşlerin uyanma zamanı geldi. Yani benim ve abimin.

Bu fantastik alemde güçlü bir düşman vardır. Yıllarca hiç kimseye görünmeden büyücü'lerin, peri'lerin, elf'lerin, element sahiplerin ve diğer yaratıkların kralı olmak istiyor. Tüm dünyayı ele geçirmek isteyen bu bilinmeyen düşmana karşı, asırlar önce kurulmuş okulda tanışan altı genç arkadaş vardır. Bu altı genç ülkelerini ve ormanlarını korumak için canları pahasına savaşırlar. Bu hikayede sizce kim kazanacaktır? Altı genç arkadaş mı? Yoksa bilinmeyen düşman mı? #1. Orman #1. Doğa #4. Büyücü #2. Fantastic

Kim olduğumu öğrendiğimde bir karar aldım. Hayatı akışına bıraktım. Tek istediğim mutlu olmaktı. Daha çok küçükken omuzlarıma bir yük bindi. Yirmi yaşında Cennetin kraliçesi oldum. Bütün melekleri korumam gerekiyordu. Meleklerin kanıyla doğan bazı insanlar var. Farklı kişilikler ve farklı özellikler. İşte o zaman anladım. Melek kanı taşıyanlar çok. Şeytanlarda eskiden melekti. Tabiki hepsi isyan etti. İsyanların asıl amacı. Suçsuzu korumaktı. Cehenneme gittiler. Yıllar sonra tekrar barış sağlandı. Kendilerine şeytan demeye devam ettiler. Sonuçta iyilik olmadan kötülük, kötülük olmadan iyilik olmazdı. Bu bir dengeydi.

Dostluğumuzu simgeleyen mizahi bir anı...

🌟