okunacaklar
11 historias
Lilith'in Gözyaşları por kedilimedi
Lilith'in Gözyaşları
kedilimedi
  • LECTURAS 1,933,991
  • Votos 81,545
  • Partes 30
Hafızasını kaybetmiş bir halde baş düşmanının evinde esir olarak uyanan Meira, geçmişte işlediği affedilemez bir günâhın bedelini ödüyor olduğunu öğrenir. Meira uyandığında ona söylediği ilk sözü "Biz düşmanız" olan adamın, bir zamanlar gözlerinin içine aşkla baktığını öğrendiğinde işlediği günahın hiç de sandığı kadar basit bir ihanet olmadığını ve altında çok daha korkunç bir entrikanın yattığını anlar. İki düşmanın kader ağları, tutku ve nefretin ateşiyle birbirine örülmüş; kurdun kuzu postuna bürünüp kuzunun kurda dönüştüğü çarpık bir ihanet oyununa evrilmiştir, artık birbirlerinden kaçmaları da ne mümkün! Bu yapbozu ise çözmenin tek bir yolu var: Gördüğün ve duyduğun hiçbir şeye inanma. Bunu geçmişteki sen bile söylüyor olsa... Fantastik değildir, karanlık aşk türündedir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik ve fiziksel şiddet gibi rahatsız edici olabilecek içerikler bulunmaktadır.
SİYAH ATEŞ por EzgiKrtkn
SİYAH ATEŞ
EzgiKrtkn
  • LECTURAS 2,323,845
  • Votos 74,002
  • Partes 36
Bir ateş yanarken o ateşe kendi ayaklarınızla yürüdüğünüzde kimi suçlayabilirsiniz? Ateşi mi? Onu yakanı mı? Kendinizi mi? Yoksa o ateşin sizi yakacak güce sahip oluşunu mu? Kimi suçlayacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim yandığım bu ateşe kendi ayaklarımla yürüdüğümdü. Şimdi cayır cayır yanıyordum ama beni öldüren şey ateş olmayacaktı. Beni öldüren, yandığım bu ateşin karanlığıydı. Siyahtı o. Siyah bir ateşti. Yanıyordu, yakıyordu ama aydınlatmıyordu. Zifiri karanlıkta yanıyordum. Her şey için çok geçti. Bu adam benim sonumdu ve ben, beni yakan bu siyah ateşe çoktan teslim olmuştum. 🌙 "Korkuyor musun?" diye sordu sesini yumuşatarak. "Evet," dedim düşünmeden. "Evet, çok korkuyorum." "Gözlerini kapatırsan korkarsın," dedi omzuma astığı ceketi sıkıca tutup kollarını bana sardığında. İrkildim ama korkmadım. Aksine bu yabancının dokunuşu bana kendimi güvende hissettirmişti. Bu his ise beni afallatmıştı. "Gözlerini kapattığın sürece her zaman karanlıkta olduğunu düşüneceksin. Her şeyi siyah göreceksin. Gürültüyle yanan, etrafı aydınlatan bir ateşi bile." Dudaklarımı ıslatıp söylediklerini düşündüm. "Burada bir ateş yok. Burası karanlık. Baksana, tavandan sızan ay ışığı dışında etrafı aydınlatan hiçbir şey yok!" "Sen varsın," dedi nefesi boynuma dökülürken. "Sen aydınlatıyorsun." KİTAPTAKİ KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLARLA ALAKASI YOKTUR. YETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR.
ANLAŞMA (TAMAMLANDI)  por laisscarmen
ANLAŞMA (TAMAMLANDI)
laisscarmen
  • LECTURAS 933,200
  • Votos 27,852
  • Partes 48
Sizce ben can sıkıntısından tam bir sinir krizi geçirmelik bir kitap yazmışmıyımdır? Yazdım... ❗(+18 - şiddet - küfür içerir) ❗ ~O anlaşmayı çoktan bozmuştu.~
VERDA por Gece_Sanyeli
VERDA
Gece_Sanyeli
  • LECTURAS 2,443,474
  • Votos 67,331
  • Partes 70
BİR EVLİLİK İLE KAÇ KİŞİNİN HAYATI KURTULABİLİR?
ATEŞİN KOYNUNDA (KİTAP OLUYOR) por KadifeKelimeler
ATEŞİN KOYNUNDA (KİTAP OLUYOR)
KadifeKelimeler
  • LECTURAS 1,917,404
  • Votos 115,507
  • Partes 46
Beni iyice tezgâha yaslayarak "Gülden," dediğinde "Bitti," diye tekrar ettim. "Unuttun mu? Aramızdaki her şey bitti?.." "O yüzden mi gözlerime öyle bakıyorsun?" diye sataştı bana. "O yüzden mi beni kıskandırmaya çalışıyorsun? O yüzden mi delirtiyorsun beni? O yüzden mi geceleri hayalimle orgazm oluyorsun?" "Sen..." "Söylesene Gülden, yetiyor mu?" Dudaklarını çenemde hissettiğimde gözlerim sessizce kapandı. "Söylesene," diye fısıldadı. "Söylesene Gülden, yetinebiliyor musun?" *** Alparslan Gündoğdu, karısını ve dört yaşındaki kızını bir yangında kaybetmiş ve yıllar sonra yeni bir başlangıç için her şeyi geride bırakarak İstanbul'a yerleşmişti. Geçmişin kötü hatıralarından kaçmak ve unutmak istiyordu ama kendini ansızın saçları ateşten bir güzele tutulurken bulmuştu. Gülden Seçkin, yemyeşil bakışları ve beyaz tenini çevreleyen kızıl saçlarıyla eşsiz bir güzellikti. Bazen sakar, bazen delidolu biriydi ve kendi sıradan hayatında her şey yolundaydı, ta ki sevgilisi tarafından aldatılana ve hiç ummadığı bir gece Alparslan Gündoğdu'yla karşılaşana dek... Kendini hiç tanımadığı bir adamın kollarına atarken bunun delilik olduğunu biliyordu, yine de o bakışlara karşı koyamayarak ona teslim olmuş ve işte o gece, her şey mahvolmuştu...
Mavzer Çığlığı por mammamia132
Mavzer Çığlığı
mammamia132
  • LECTURAS 662,894
  • Votos 34,616
  • Partes 17
+18 cinsellik ve şiddet içerir! • Bir avcı ve av hikayesi değil.. Bir avcının, av olmak pahasına başka bir avcıyı avlamasının hikayesi. Gerçekten kötü bir adamın ellerine düşen bir kadın.. Gerçekten kötü bir adamın ellerine düşmek için her şeyi yapan bir kadın.. Takıntı mı aşk mı? Gözleri ilk kez bir uçurum kenarında buluştuğunda bunun adı aşk'tı. Fakat yıllar sonra bir ringin içinde buluştuğunda.. kadın bile bunun aşk olamayacak kadar fazla olduğunu hissetmişti. Turuncudan nefret eden bir kadının gökkuşağının ikinci katmanına hapsolma hikâyesi.. Turuncudan nefret eden bir kadını, gökkuşağının ikinci katmanına hapseden bir adamın hikayesi.. Sır. Oyun. Tutku. Kadın o katmana girebilmek için ölümü bile göze almıştı.. • • •
İS por binnurnigiz
İS
binnurnigiz
  • LECTURAS 357,283
  • Votos 13,542
  • Partes 13
İs Tanyel başarılı bir konservatuvar öğrencisidir. Sahnedeki başarısının devamlılığını sağlayabilmek uğruna adının önüne yerleştirilen birçok kötü sıfatı umursamaz. Henüz daha lise yıllarındayken adının karıştığı kötü haberler geçmişine ait bir canavar gibi onu bugününe kadar takip etse de dimdik durarak, aşk olarak gördüğü tiyatro için her türlü dedikoduya kulak tıkar. İs'i diğerlerinden ayıran yaşadıkları onun kendini kötü bir insan olarak kabul edip, kötü bir insan olarak yaşadığına ikna ettirir. Aslında İs, annesi tarafından ilgiden yoksun büyümüş, babası tarafından çok küçük yaşlarda bir çocuk parkında terk edilmiş, yine küçük yaşlarda erkeklere olan güvenini kaybetmiş ruhu kanayan küçük bir kız çocuğudur. Peki aslında çok küçük yaşlarda erkeklere olan güvenini kaybetmesinin asıl sebebi nedir? Bir gün bir yabancının hayatına yaptığı ani girişle zaten ağır kan kaybetmiş hayatında hiç beklenmedik değişiklikler oluşmaya başlar. Peki bu yabancı kimdir? Ve her şeyden önemlisi İs neden bu yabancıyı hiç sorgulamadan hayatına kabul etmiştir?
KONUK SEVMEZ DENİZ por zanegzo
KONUK SEVMEZ DENİZ
zanegzo
  • LECTURAS 2,571,759
  • Votos 194,485
  • Partes 20
❝Burası Karadeniz, burada hiçbir aşk mücadelesiz olmaz.❞ "Karadeniz'e eskiden Konuk Sevmez Deniz derlermiş," dedi. Sesindeki buz dağı yüreğimi titretti. Bunu daha önce hiç duymamıştım. Demek hırçın dalgaların sahibi olan Karadeniz'e Konuk Sevmez Deniz diyorlardı. İlk kez duyduğum için olsa gerek garibime gitmişti. Ben de buraya gelen bir konuktum. "Peki ya, öyle mi?" diye sorduğumda bakışlarımı usulca ona kaldırdım. "Burası gerçekten konuk sevmez mi?" "Sevmez," dedi Kuzey net bir dille. "Alır, götürür, öldürür seni. Sen de elbet gideceksin buralardan, ait olduğun yere döneceksin. Buralar hiç konuk sevmez." Bir düşman kapıyı çalar. Elinde ölümle bekler. İmkânsız bir aşk başlar.
MEFTUN (KİTAP OLDU) por Aiakosss_
MEFTUN (KİTAP OLDU)
Aiakosss_
  • LECTURAS 69,284
  • Votos 4,344
  • Partes 26
Her Türk asker doğardı. Lakin sadece bazılarının yaşamı asker olarak son bulurdu. Onlar vurulduklarında değil, unutulduklarında ölenlerdi. Onlar şanlı Türk ordusunun askerleri, şehitleriydiler. Ve hepte öyle kalacaklardı. Not: Bu kitapta yazılan askeri nizam ve askeri tüm olaylar gerçek bilgilerdir. Bizzat Gazi, Emekli, Aktif askeri personellerden alınan yaşanmış olaylar, uygun askeri nizam bulunmaktadır. Teşekkürler.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) por Maral_Atmc6
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • LECTURAS 8,402,432
  • Votos 699,311
  • Partes 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.