Beğendiğim kitaplar
3 stories
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 2,484,335
  • WpVote
    Votes 220,393
  • WpPart
    Parts 46
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,221,754
  • WpVote
    Votes 2,249,972
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."
Hapsolmuş Çığlıklar by KutupYldz9
KutupYldz9
  • WpView
    Reads 960
  • WpVote
    Votes 296
  • WpPart
    Parts 18
Herşey, Ayça'nın sadece hava almak için çıktığı zaman olmuştu. Sadece hava almak için çıktığı bahçede kaçırılarak, kendini bambaşka bir yerde, yanında dört kişiyle bulmuştu Ayça. Nereden bilebilirdi ki bu dört kişiyle arasında olan bağın geçmişe dayandığını? Ayça, kendini bir anda bu okul gibi olan bir yerde bulurken, birden çıkagelen robotik bir sesin, geçmişlerinin tozlu sayfalarını aralamasına şahit olmuş, ve asıl geçmişini o dört kişiyle öğrenmeye başlamıştı. Geçmişi, bu dört kişiyle birdi Ayça'nın. Lakin bunu bilmiyordu bile. Ayça'nın tek bildiği asıl olayı diğer dört kişide biliyorlardı. Onlar birşeyi çok iyi biliyorlardı. İçlerinde hapsolmuş çığlıkları çok iyi biliyorlardı! Ve şunu da çok iyi biliyorlardı; Herkesin içinde hapsolmuş çığlıklar oluduğunu ve bu çığlıkların var olduğuna inanan çok az kişi olduğunu biliyorlardı. Lakin şu da vardı ki, bu çığlıkların var olduğuna inanmayan çık kişi vardı. Ama bizleri inanandıracak BEŞ KİŞİ de vardı. Bu BEŞ KİŞİ, içimize hapsolmuş çığlıkları dışa vurmayı bizlere öğretecek, onları benimseyerek büyümeyi öğretecek kişilerdi. Bu kişiler içlerinde hapsolmuş çığlıkların sustuğunu hiçbir zaman görmemişti. Ama biliyorlardı ki bu çığlıkların susturulmaya ihtiyaçları yoktu, bu çığlıkların benimsenmeye, dışa vurulmaya ihtiyaçları vardı. Bu, bizlere benimsemeyi, dışa vurmayı öğretecek kişilerin hikayesi. Bu; Ayça Arıkan, Ayaz Alkan, Elçin Akkurt, Atlas Paksoy ve Atakan Atıcı'nın hikayesi. Bu çığlıklar; Kimisinin çocukluğu, kimisinin kırgınlığı, kimisinin öfkesi, kimisinin vicdanıydı. Peki bir gün bu çığlıklar dışa vurursa? Ve dışa vurulduğu zaman tek yaralanan onlar mı olacaklardı? Yoksa başka kişilerde bu hikayede yara alacaklar mıydı? BİZİMLE BERABER BU ÇIĞLIKLARI BENİMSEMEYE VAR MISINIZ