🍀
26 histoires
Aşiyan (Kitap Oldu)  par humeyraao
Aşiyan (Kitap Oldu)
humeyraao
  • LECTURES 5,251,379
  • Votes 28,436
  • Parties 8
Aşiyan 3 Serilik bir kitaptır ve tüm seri tamamlanmıştır. ... "Sen benim evimsin Gülfem, şu tenin.." derken elini boynumda dolandırdı. "Sadece benim. Başkasının el sürmesine izin vermem. Sen buraya girdiğinden beri.." dedi elimi kalbinin üzerine koyarak. Avuçlarımın altında güçlü şekilde atan kalbini oldukça net hissettim. Sıcacık elini buz gibi elimin üstüne biraz daha bastırdı. "Başkasına böyle attıysa namerdim." Dedi erkeksi gür sesiyle. "Buralar hep senin." Dedi tekrar kalbinin üzerine bastırarak elimi. "Sen benim!" ..... Siddet, Küfür ve yetişkin içerikli sahneler bulunmaktadır. Rahatsız olanların başlamaması önemle rica olunur :)
BEYAZ LEKE par asliaarslan
BEYAZ LEKE
asliaarslan
  • LECTURES 37,516,205
  • Votes 2,056,729
  • Parties 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
KAZAZEDE par authsevvy
KAZAZEDE
authsevvy
  • LECTURES 9,595,597
  • Votes 477,770
  • Parties 48
Vatan uğruna baş koymuş, düşmanın yüreğindeki korkunun izahı, acının işaret parmağı olan Sezin Kaza, yıllardır Keleş timinin başında duran üsteğmen kimliğinde görevini icra ediyordu. Ne yaptığını bilen, kendinden emin, dik oluşuyla bilinir, sayılırdı. Keleş ismini en doğudan batıya kadar duyurmuş, düşmanın ölmeden önceki son nefesindeki nefret olmuştu. Fakat bir gün, yaptığı küçük hata ile tüm çabaları bir anda başına yıkıldı. Yaptığı küçük hatanın sebebi ile başlarına atanan Yüzbaşı Turan Akkurt, kendisinden önce lakabı geçtiği an yeri titreten bir komutandı. Soğuk kalbi, acımasız bakışı, yangın öfkesi ile tanınırdı. Girdiği ortama heybetiyle girer, doğrularını kalemsiz kazırdı akıllara. Ve Sezin'in bildiği tüm doğruları silip kendi doğrularını yazmaya kararlıydı. ★ "Bende iki sevdanın ucu, bucağı yok, Kaza. Gönlümü almışım elime, ikiye bölmüşüm; sonu, sınırı olmayan iki sevgi sığdırmışım o iki parçaya." "Neymiş onlar?" "Biri vatan, diğeri sen." ★ KURGU, VATAN İÇİN CAN VEREN, MİLLETİNİ KORUYAN ASKERLERİN HATIRASINA YAZILMIŞTIR. GERÇEK ASKERİ OLAYLARDAN VE BİLGİLERDEN BAĞIMSIZDIR. DURUMLAR, OLAYLAR VE YERLER DEĞİŞTİRİLEREK YAZILMIŞTIR. KURGU GERÇEKLİĞİ TAMAMİYLE YANSITMAZ.
Visal: Ahu Döngüsü  par humeyraao
Visal: Ahu Döngüsü
humeyraao
  • LECTURES 2,154,505
  • Votes 156,468
  • Parties 21
Ben ilk kez onun yangınında onunla yanarken bulmuştum kendimi. ''Alacalı...'' dedi büyülenmiş gibi. Alnı alnıma yaslandı. ''Alacalı Ahuşan... Bana yazılmış gibisin.'' Kaç kere döndü durdu parmakları tenimde sayamadım. ''Sabrın sonu selametse...'' Elleri benden ayrılıp bir iki adım karşıma geçse de sözleriyle beni kendine mühürledi sanki. ''Yemin ederim benim selametim bir sen, tek sen olacaksın.'' Bu hikaye bir kadının kocaman bir adamın kalbine düşüp büyümesinin hikâyesiydi.
DEHARİR par melisyazafir
DEHARİR
melisyazafir
  • LECTURES 1,639,047
  • Votes 74,637
  • Parties 40
Dağda pençezen... Bayırda gelinciği postalı altında ezen. Herkese vahşi atmaca, bana garib bir hazen. Yüzbaşı Çakır Biryan Alaca & Ferimah Karabağ
+15 autres
GECEYİ KURTARMAK par handanekur
GECEYİ KURTARMAK
handanekur
  • LECTURES 1,411,734
  • Votes 64,855
  • Parties 47
İlerleyen bölümlerde YETİŞKİN İÇERİKLİ SAHNELER olacaktır. *** Kurtuluş. Kurtuluş'tu bu. Bu gözleri, benimkilerin aynısı olan bu gözleri nerede görsem tanırdım. Ama öyle değişmişti ki, yüzündeki o haylaz pırıltılardan eser yoktu. Sanki dünyanın dönmesi onun umurunda değilmiş gibi bize bakmadan kalın parmaklarının arasına kıstırdığı sigarasını içiyordu. Gözleri yere bakıyordu lakin asıl gördüğü bambaşkaydı. Kavruk teninde değerli bir çift taş gibi parlıyordu ela gözleri. Erkeksi yüzünde tanıdık tek bir mimik yoktu. Beni delirten, benimle sürekli uğraşan ve suskun dilimden kelimeler çalmaya çalışan o çocuğun yerini alan bu adama hayretle baktım. O sırada ela gözleri benimkilerle buluştu, bedenimi hatta damarlarımı hedef alarak kıvrandıran bir sızı oluştu. Kanımın akışı tersi yönüne düşerken o hayran olduğum gözleri hedefinden ayrılmayan bir avcı misali saçlarıma dokunduğunda zorlukla yutkundum. Koyu renk kaşlarını çattığında sarıya çalan ela gözleri kıstı. Kirpiklerle çevrili gözlerindeki sert ifade tüm yüzüne itinayla yayılmıştı. Küçükken de güler yüzlü, sevecen bir çocuk değildi ama o zamanlarda bile böyle hiçliğe bakar bakmıyordu. Hala o çocuğa benzeyen tek bir şey vardı yüzünde; benimkilerin ikizi olan sarıya çalan ela gözleri. Limonlu şekerlere benzeyen gözleri hala aynıydı, derinlerdeki ifade değişmiş olsa da. Kurtuluş'tu bu adam. *** Rana & Kurtuluş *** 14.05.21 *** Kapak tasarımı tamamen bana aittir.*
+22 autres
BRONZ SERİSİ par zanegzo
BRONZ SERİSİ
zanegzo
  • LECTURES 11,907,944
  • Votes 810,402
  • Parties 78
Kitap oldu. Üç kitabı basıldı. Seri, beş ana kitaptan oluşuyor ve 2025 yılı içinde final yapacak. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK par bosverdilan
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK
bosverdilan
  • LECTURES 8,607,403
  • Votes 518,522
  • Parties 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
YASAK TUTKU (+18) | DÜZENLENECEK par piyanokokuusuu
YASAK TUTKU (+18) | DÜZENLENECEK
piyanokokuusuu
  • LECTURES 3,523,841
  • Votes 85,958
  • Parties 40
"Kendini benim karşımda tatmin edebilir misin?" Diye sordu. Hiçbir duygu hissetmeyen benliğim ile kaşlarımı çatarak "ne?" Diye sordum. Üzerimdeki bornozun kuşağına getirdiği eli ile hızla iki yana açtı onları ve karşısında çırılçıplak kalmama sebep oldu. Bu onun karışısında ilk çıplak oluşum değildi. "Kendini okşamanı istiyorum, gözlerimin içine bakarak, bunu yapabilir misin?" Diye sordu bu sefer, sabırsız bir ses tonuyla. "En yakın arkadaşımın kocası ile ilişki yaşayan ben, bunu yapamayacağımı mı düşünüyorsun?" Diye sordum alayla, gülümsedi. "Yasak oluşun en çok bu yüzden tahrik ediyor beni, inanılmaz bir kadınsın ve ben her gün senin kuytularına ineceğim" diyerek elini aniden kadınlığıma bastırdı. "Senin kuytularında tam bu noktada Kış Güneşi" dedi ve elini tekrar kadınlığıma bastırdı. "Şimdi kendini okşa" diye devam etti. Üzerimdeki bornozu çıkarttım, kendimi yatağa attım. Yüzümde yer edinen arsız gülümseme ile karşısında durarak kendimi okşadım. UYARI! -Bu hikaye savunduklarınızın aksine günah kokan davranışların olduğu bir hikayedir. Masumiyetin yok olduğu, yasağın taht kurduğu anlarla dolu bir hikayedir. Sizler ise eğer buradaysanız, masum kalamazdınız. Çünkü bu hikayedeki hiçbir karakter masum değildir.- 🕯 (İlk kitabım ve mevcut acemiliğim olduğu için kitapta oldukça fazla yazım yanlışı vardır. Düzenleyeceğimi bilmenizi isterim). (DİKKAT CİNSEL İÇERİKLİ SAHNELER OLDUKÇA FAZLADIR!) B.T= 16.06.2021
HÜKÜMRAN  par sumeyyelkoc
HÜKÜMRAN
sumeyyelkoc
  • LECTURES 6,636,507
  • Votes 431,191
  • Parties 75
"Gitmek mi istiyorsun?" diye sordu. "Evet," dedim. "Gözlerime bak," dedi. Baktım. Ve saatler sonra bakışlarında ilk kez, ufacık bir ihtimalle cebelleşen şüpheyi gördüm. "Ben sana her şeyimsin dedim. Ama sen hiçbir şeyimmişsin." Artık yapabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Yolun sonu burasıydı ve o ne yaparsa yapsın, gidişime engel olamayacaktı. Saatler içinde çökmüştü güzel yüzü. Bomboştu karanlık gözleri. Bana öyle bir bakıyordu ki, sanki bıçağı kalbine saplamışım da geri çekmek bilmemişim gibi. "Bu bir son değil," dedi sadece benim duyabileceğim bir sesle. "Gideceksin ve ne yazık ki ben seni bırakmayacağım. Daha önce de söylediğim gibi, istersen dünyanın öbür ucuna git, yine de bulurum seni. Ama eğer seni bulduğumda, bir şeylere mecbur kalmadığını anlarsam, ikimize de geçmiş olsun. Eğer ki gerçekten benden intikam almışsan..." Gözlerine uzun uzun bakmak, dakikalarca nefes tutmakla eş değerdi. "Dua et ki Allah seni karşıma çıkarmasın."