Bu çalışma kaynağını Türk Mitolojisinden alan, Türk Mitolojisinden beslenen tarihi kurgu bir roman. Bu romanı yazarken, Türk Mitolojisi ve onun figürlerinden esinlenip kendi hayal gücümün ürünü olan bir evren yaratmayı hedefledim. Umarım okurken keyif alır, bu romanı kendi hayal gücünüzün engin sularında şekillendirip, harmanlarsınız. Dikkat!.. Bu romanda Kötülüklerin Efendisi Erlik Han'ın maceralarında kaybolacaksınız. "Kadim Türklerin kötülük tanrısı, yer altı yer üstünün ve dahi fani gözlerin gördüğü tüm alemlere korku salan Erlik Han; hasetin, kinin, nefretin, kıskançlığın, kaosun ve tüm kötü şeylerin efendisi idi. İnsanda var olan bütün kötü şeyleri o yaratmıştı. O kötülüğün yaratıcısı, lanetlenmiş kötü ruhların efendisiydi..." - 01.03.2022 ꕥ

AİLESİ İLE İKİ YILDIR SIĞINAKTA YAŞAYAN KAHRAMANIMIZ FRANCİS NELER DÜŞÜNÜYOR SİZCE? GELİN KAHRAMANIMIZ FRANCİS'E BİR KULAK VERELİM; "Bombaların ardından tam 2 yıl geçti. Bazen dışarıdan hâlâ sesler geliyor. Belki dışarıda hâlâ yaşam vardır ? Devletlerin anlaşmazlıklarının cezasını masum insanlar mı çekmek zorunda? Nükleer savaşın ardından ailemle birlikte kendi yaptığımız yeraltı sığınağında mahsur kalalı 2 yıl oluyor. Dışarıdan gelen sesler hâlâ içimizde bir umut yeşertiyor. Dışarı çıkmalı mıyım? Hayır, hayır şimdi değil. Henüz değil. Bazen geceleri gizlice ağlıyorum. Çocuklarıma ve karıma belli etmeden sessizce, kendi içimde ağlıyorum. Çocuklarıma bir dünya borçluyum. En kısa zamanda dışarıyı kontrol etmek için çıkacağım. Umarım hâlâ yaşayan insanlar vardır. Umarım dışarıda iyi insanlara denk gelirim." Nükleer bir kıyametten sonra dünya nasıl olurdu hiç merak ettiniz mi? İnsanların nasıl hayatta kalmaya çalışacaklarını, neler yapabileceklerini düşündünüz mü? Nükleer bir kıyametin ardından aileniz ile ilgilenmek zorunda olmak nasıl olurdu? Üstelik sadece insanlara karşı değil mutasyona uğramış yaratıklara karşı. Nükleer bir kıyametin ardından geçen 6 yılın sonunda ailesi ile sığınaktan çıkan Francis ve ailesinin hikayesi tam olarak bunu konu alıyor.