malonyakokusu adlı kullanıcının Okuma Listesi
6 stories
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,193,782
  • WpVote
    Votes 722,854
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
ZİFİRİ by pltebru000
pltebru000
  • WpView
    Reads 157,467
  • WpVote
    Votes 10,023
  • WpPart
    Parts 29
Beni büyük bir hayranlıkla süzüyordu. Sanki ona dünyaları bahşetmişim gibi itinayla izliyordu. Ona seni seviyorum desem, en fazla bu kadar güzel bakabilirdi. Gözleri yüzümün her bir noktasını süzerken son durağı dudaklarım olduğunda yutkundu. "Bana narsist bir psikopat gibi bakmaya devam mı edeceksin?" Gülümsemesi kahkahaya dönüştü ve tekrar hayranlıkla gözlerime baktı. "Ağzından çıkan her kelime vücudumda uyuşturucu etkisi yaratıyor. Bu normal olmamalı." Yutkunarak bir süre yüzüne bakakaldım. Geri çekilmek istedim. İzin vermedi. Şuan takındığı tavrın da bende uyuşturucu etkisi yarattığının farkında değil miydi? Konuşmak için dudaklarımı tekrar araladım ama bir şey bulamadım. Yeterince hakaret etmiştim ve hepsini büyük bir iştahla yutmuştu. Kolumu biraz daha çekip parmaklarını bel boşluğuma yerleştirdi. Derin bir nefes alıp, alnını alnıma yasladı. Gözlerimi kısıp birkaç saniye öylece kalakaldım. Parmak ucumdan saç tellerime kadar titriyordum. Ayaklarım zor bela beni taşırken her an yere yığılabilirdim. Yüzünü yüzüme doğru eğerken sıcak nefesinin tenime çarpmasıyla yutkundum. "Devam et.. bu narsist psikopatı cezalandır" diyerek mırıldandı. "Sen.." "Ben ne?" Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki tam şuan göğsümü yarıp dışarı çıkacakmış gibi hissediyordum. "Ateş.. benimle oynama." diyerek mırıldandım. Yüzü yüzüme son derece yakınken kafasını usulca aşağı eğdi. "Hmm o zaman sen benimle oyna.", Ses tonu ruhumun derinliklerine inip tüm dengemi bozuyordu. Göğüs kafesimin altında çırpınan kalbimi duyabiliyor muydu? Dudaklarını yakınlaştırıp yüzüme sürterek enseme doğru ilerledi. Nefesi tenimi gıdıklıyordu. Daha sonra kulağıma doğru değdirdiği dudaklarını araladı. "Oyuncağın olmaya razıyım."
YABAN MERSİNİ by -olmuyobeabi
-olmuyobeabi
  • WpView
    Reads 24,943
  • WpVote
    Votes 2,321
  • WpPart
    Parts 50
Çok acıyor mu?" Gözlerimi kırpıştırıp gazmelinin yorgun ama güzel gözlerine baktım. Yok hiç acımıyordu ki, sen dokununca geçti. "Elini bi koysana üzerine" Dediğimi bir süre yüzüme baktıktan sonra yaptı. İnce çok güzel parmağı delinmiş derimin üzerinde dururken içim kıpır, kıpır olmuştu. Kaburgalarım yine fırlayacak gibiydi. Odayı cihazın uğursuz sesi yayılırken Miraç hemen oraya döndü. Yüzünde çapkın bir gülümseme vardı şimdi. "Sen, yine heycanlandın mı?" TAMAMLANDI 🥀🦋 Yeni kurgudan herkese merhaba👋 Beğeneceğinizi var sayıyorum ve emin olabilirsiniz yazdığım kurgulardan en güzel aşk hikayesini okuyacaksınız. Şimdiden destek olan herkese çok teşekkür ederim😘💕 Kitabıma hoşgeldin! Tüm hakları bana aittir! Çalıntı halinde yasal işlem uygulanacaktır!
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,819,698
  • WpVote
    Votes 192,928
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,362,864
  • WpVote
    Votes 2,252,483
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."
Karantina Serisi by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 113,799,938
  • WpVote
    Votes 4,586,401
  • WpPart
    Parts 181
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz? "Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."