Okuduklarım1
79 stories
BEYOĞLU by betul25
betul25
  • WpView
    Reads 2,142,694
  • WpVote
    Votes 89,393
  • WpPart
    Parts 63
Ela gözleriyle baktığı herkesi etkileyen Ahu Aladağ. Gri mavisi gözleri olan ve sert duruşuyla Ahu'nun gözlerine vurulmuş Yaman Beyoğlu. İki farklı insan, iki farklı hayat nasıl oldu da bir ormanda kesişti? Beyoğlu'nun çetrefilli ve zor hayatı Ahu'ya bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayacaktı. Sonunda aşk kazanacak mıydı? İlk yayınlama tarihi: 8.5.21
Mahallemizin Gavuru/ TAMAMLANDI by MrsSabi
MrsSabi
  • WpView
    Reads 2,025,462
  • WpVote
    Votes 117,988
  • WpPart
    Parts 62
Ben Eskişehir'in Odunpazarı ilçesindeki Leylak mahallesinin asi kızı, ailesinin ikinci göz ağrısı, babasının prensesi, anasının kuzusu, abisinin herkesten sakındığı kişiyim. Ben parlak mavilerinden ışık asla eksik olmayan, her lafa bir cevap bulan, bir türlü yerinde duramadığı için mahalleliden 'haşarı' lakabını almış kişiyim. Ben başını sürekli belaya sokan, arkadaşlarını da bu bela ile ödüllendiren, ama bir türlü akıllanamayan kişiyim. Ben...ben yüreğinin her zerresini gerçek aşkına saklamış, kalbini de aklını da heveslik sevdalardan uzak tutmuş, yıllarca nefeslik sevdasını beklemiş kişiyim. Ben kim miyim? Ben Nehir Çimen'im. ****** Bu hikayemizde Eskişehir'in Odunpazarı ilçesine küçük bir yolculuk yapacağız. Leylak mahallesinin hayatına, sıcaklığına, komşuluk bağlarına, yaşlılarının yaşanmışlıklarına, gençlerinin arkadaşlıklarına, aşklarına şahit olacağız. Nehir Çimen yirmisinde bir genç kızdır. Aslında vücut yaşı yirmidir. Ruh yaşına gelirsek... o en fazla beş yaşındaki bir çocuğunki kadar olgun. Nehir büyüdüğü ortamda hep el üstünde tutulmuş, sevgi ile büyütülmüş, hafif de şımartılmış bir genç kızdır. Tabii insanın babası da, abisi de kendine aşık olunca şımartılmaması mümkün değil gibi. Güzel mi diye sorarsanız, sormayın ayıp edersiniz. Güzel lafı onun yanında az kalır. Mahallenin genç delikanlılarının neredeyse yarısı onun peşinden koşar. Tabi bu koşuşturma Nehir'in abisi Caner'i görene kadar sürüyor. Ama gel gör ki hiçbiri Nehir'in umurunda değildir. Nehir nefeslik sevdasının peşindedir. Onun aradığı beyaz atlı prensi daha atını bulamamış olmalı ki genç kızın karşısına çıkmıyordu. Ya ansızın mahalleye yeni birileri taşınırsa? Ve bu taşınanlar Nehir'in deyimiyle gavur olursa? Ortaya nasıl bir şey çıkacak dersiniz?
ZİNCİR SOKAĞI SAKİNLERİ(TAMAMLANDI) by busbckr
busbckr
  • WpView
    Reads 2,198,193
  • WpVote
    Votes 132,271
  • WpPart
    Parts 78
Aşk insanı henüz kaçındayken bulur? Aşk ilk görüşte mi olmalıdır yoksa her görüşte mi? Peki ya bir insan yıllar sonra birine aşık olur mu? Leyla illa Mecnun'a, Kerem illa Aslı'ya mı aşık olur? Kerem ve Leyla birbirini sevemez mi? Leyla abi dediği Kerem'e, Kerem kardeş bildiği Leyla'ya aşık olamaz mı? Peki , hayat şartları onları buna zorlarsa? Peki mahalle baskısı onları evliliğe sürüklerse? Hala aşka direnebilirler miydi? Yanlış anda yanlış yerde yanlış kişilerin bir arada bulunmalarıyla gelişen doğru bir aşk... Peki bu aşkın ilk sınavı aynı zamanda son sınavı da olacak mıydı? . . . "Bir de, beni mi çok seviyorsun onu mu sorusunu sorun tam olsun!" diye araya girdi Leyla gülerek. Kerem Leyla ona dönünce gözlerine baktı şefkatle. Miniğiydi Leyla onun. Uzak durmasına hiç dayanamıyordu. "Sormaya gerek yok ki! Tabi ki ben" diye cevap verdi Kerem büyük bir özgüvenle. Leyla kaşlarını kaldırıp 'Öyle mi?' der gibi bakınca Mihriban atom bombasını patlattı. "Kerem Abi ne kadar da safsın, sen şimdi Leyla evlenince de seni kocasından çok seviyor sanırsın." Kerem'in de Leyla'nın da yüz şekli değişti. Hiç bunu düşünmemişlerdi ki. Evet, elbette evleneceklerini düşünmüşlerdi, bu konuda planlar ve şakalar dahi yapmışlardı ama hiçbir zaman sevgi kıyaslaması yapmamışlardı. Böyle bir şeye ihtiyaç duyacsklarını hiç düşünmemişlerdi. Hiçbir zaman birbirlerinden daha fazla sevdikleri birileri olacaklarını da düşünmemişlerdi. Ne Leyla, ne Kerem ne de Rıdvan... Kerem ve Leyla göz göze geldiler. Kerem eliyle saçlarını karıştırırken daha fazla dayanamadı ve aklındakileri diline döktü. "İnşallah evde kalırsın Leyla!" diyip mutfağı terk etti. Leyla şokla Kerem'in arkasından bakarken Mihriban Kerem'in sözlerine öyle büyük bir kahkaha attı ki resmen evde sesi yankılandı. Tüm hakları saklıdır.
PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\ by Maysa_58
Maysa_58
  • WpView
    Reads 7,607,858
  • WpVote
    Votes 376,979
  • WpPart
    Parts 57
🌹 Genç adam, karşısında melekleri kıskandıracak derece güzel olan karısına doğru adım attı. Tam önünde durdu ve siyah gözlerini kısıp derin bir nefes aldı. Elindeki kırmızı kutunun kapağını açtı ve yüz görümlüğünu çıkardı. Genç kız heyecandan titreyen elleri, deli gibi heyecandan atan kalbi ile gelinliğin eteklerinden tuttup arkasını döndü. Kocası yüz görümlüğünü takacaktı. İçindeki heyecana engel olamıyordu. Kocasının ellerini bir anda boyunun da hissedince istemsizce bir ürperdi. Tekrardan kocasına doğru döndü. Bu sefer elleri duvağı tuttu ve kaldırdı. Mavi gözlerindeki heyecan ile kocasının gece gözlerine baktı. Kocaman ellerini genç kızın yanağına koydu. Yüzü o kadar küçüktü ki, elleri arasında kaybolmuştu eğildi ve anlına bir öpücük kondurdu. - Yeni evine hoş geldin Gül." Dedi kalın gür sesiyle, genç kız uzun kipriklerini kıpraştırdı, ve kocasının aksine ince olan bir sesle konuştu. -Benim adım Gül değil ağam. Gülhanım." Gülhanım & Yusuf Mirza 🌹 Yayınlanma Tarihi:05.11.2022 Not; Çiftlerimin arasında yaş farkı vardır rahatsız olanlar okumasın lütfen.🌸
CEVİZ AĞACI MAHALLESİ by mariematisse
mariematisse
  • WpView
    Reads 3,902,115
  • WpVote
    Votes 138,126
  • WpPart
    Parts 50
Lapis Yayınları aracılığıyla kitap olmuştur ✨🧡🖤 ... Ceviz Ağacı Mahallesi'nin gölgesi bahar ayında yeryüzüne dokunurken içerisinde bulunan yaşantılar da birbirlerine dokundu. Sıcacık insanların sıcacık mahallesine ve oradan da evlerinin içine misafir olduğumda çok küçüktüm ama anımsıyorum, çocuksu mutluluğum o kadar gerçekti ki içim içime sığmıyordu. Sonra büyüdüm ve onlara dahil oldum, onlara karıştım ve Ceviz Ağacı Mahallesi'ndeki ağaçların şekline girdim. Aşk bir diken gibi tırmandığım ağaçların dallarından tenime doğru uzanıp bedenimi baştan sonra doğru keserken gözlerimdeki sıcak yaşları yeryüzüne davet ediyordum. Aşık olacak kadar büyümüş, aşka düşecek kadar sersemdim. Ama mutluydum, Ceviz Ağacı demek mutluluk demekti. Ceviz ağacı demek buralarda, tepesindeki çalıkuşu demekti. Ve ben... Kızıl Çalıkuşu'ydum. .... Onların aşkı dillendirilemeyen bir lanet gibi içlerinde dağlanırken mahalleye düşen yağmur damlalarına arkadaşlık etti. Sonra mahallenin açık pencerelerinin birinden usulca bir şarkı yükseldi ve Ceviz Ağacı'na yayıldı. "O gözler bana eskisinden yabancı, Gönlümdeki bu sevda hiç bitmeyen bir acı." ... Bu isimle yazılan ilk kurgudur. Kapak için birkadehsevgi-'ye teşekkürler. Tüm Hakları Saklıdır, kurgu tamamen yazara aittir ve çalıntı durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
SİTARE Kalplerin Alevi (Töre) by hayalfreya
hayalfreya
  • WpView
    Reads 3,750,021
  • WpVote
    Votes 152,057
  • WpPart
    Parts 107
"Ben de Riva Aşiretinin Hanımağası Gece Riva isem seninle evlenmem, konağınada kuma gelmem!" dedim öfkeyle bağırarak, artık hiçbir şey dayanılacak gibi değildi. Üzerime daha da eğilip beni cam ile arasında kıstırırken aynı öfkeyle bana dişlerini sıkarak karşılık verdi, "Bende Asparşah aşiretinin Ağası Boran Ağa isem seni konağıma gelin getirir, altıma alıp inlete inlete bağırtırken bunları sana hatırlatırım!" sözleri ile dumura uğrarken midem ağzıma geldi, hiçbir kuvvet beni durduramazdı onunla evleneceğime kendimi öldürürdüm daha iyiydi. Öfke ateşi ile harlanıp kaynayan kanım ile başımı dikleştirdim, "Konağını başına yıkacağım, zerre kadar huzur bırakmayacağım sana! Benimle evlendiğin güne lanet ettireceğim seni, duydun mu Boran Ağa!" Kehribar rengi gözleri dudaklarımdan çıkan her kelimeyle daha da kararırken sertçe yutkundu, bakışları dudaklarıma kaydığında hızla kaçırdı ve yavaşça burnunu boynuma eğdi, ondan kaçabilmek için cam ile birleşmiştim ama ondan kaçmaya çalışmak nafile çabaydı. "Ben senin kokunda şimdiye kadar tatmadığım huzuru tatmışken, sen bana nasıl seninle evleneceğim güne lanet ettirebilirsin ki, Gece'm." dedikleri beynimde uğuldatma yaşatırken yine ve tekrar adımı baskın bir fısıldamayla kulağıma boğuk bir sesle söylemesi kalbimi zorladı nefesimi zaten zor alırken kesti. Ama Asiliğim ve öfkem yine tüm duygularımı bastırdı. "Sen Asparşah, sen gözlerimin içine her baktığında yanacaksın, benim gözlerimde kendi ölümünü her defasında izleyeceksin ve her dakika pişmanlıklarla kavrulup yok olacaksın. Çünkü karşında Bir Riva var Gece Riva ve ben seni yok etmekten zevk alacağım. Seçim senin beni kuman olarak mı alacaksın, yoksa benimle birlik olup töreye karşımı geleceksin." Şimdi karar Boran Ağa'nındı. 27/03/2022 RİVA ve ASPARŞAH SOYADLI TEK KİTAP. ÇALINAMAZ! VE KOPYALANAMAZ!
BEYLERBEYİ HAZERANİ by mamalesoirr
mamalesoirr
  • WpView
    Reads 6,380,771
  • WpVote
    Votes 277,824
  • WpPart
    Parts 77
(10 ARALIK 2025'te yayından kaldırılacaktır.) El değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin bile beyi : Hazerani . Kitabımın herhangi bir yerinin kopyalanması (ç) alınması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. (Bu isimde yazılan tek kitaptır.Muhtemel olan tek kalacağıdır .Çünkü isim de şahsıma aittir.Bilindik bir şey değil .Kullanılmasına iznim yoktur.)
Pabucumun BadBoyu|TEXTİNG by nurellaoldum
nurellaoldum
  • WpView
    Reads 3,334,497
  • WpVote
    Votes 201,026
  • WpPart
    Parts 63
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışkan erkekler daha çok ilgimi çekiyor. Ayşen: Ama şerefsizim sen de bir bok var. Ayşen: Ne olduğunu bilmiyorum. Ayşen: Beni sana çekiyor. Ayşen: Belki de auran yüzünden. Ayşen: Bu yüzden ben de dedim ki. Ayşen: Ben bu çocuğu adam ederim. Ayşen: Pabucumun badboyunu çok güzel adam ederim. |Dikkat bu kitap sizi ders çalıştırmak için gaza getirebilir...| -Yaşanmış olaylar ve hayal dünyamın birleşimidir- Başlangıç: 02.11.23 Bitiş: 18.02.24 #badboy 1. => 10.11.23 #lise 1. => 17.11.23 #anonim 1. => 17.11.23 #okul 1. => 20.11.23 #sevgi 1. => 22.11.23 #mizah 1. => 03.12.23 #texting 1. => 12.12.23 #arkadaşlık 1. => 14.12.23 #romantizm 1. => 24.12.23-20.03.24-15.06.24 #gençkurgu 5. => 23.03.24 #eğlence 1 => 28.04.24 #romantizim => 28.04.25
ZEHİRLİ ŞEKER by Zeynepizem
Zeynepizem
  • WpView
    Reads 1,336,783
  • WpVote
    Votes 90,886
  • WpPart
    Parts 67
Aile-asker kurgusu✨️ 🪷 Gözlerime bakmaya devam ederken sordu. "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" kafamı aşağı yukarı salladım. "Abim!" dedim gür bir sesle. "Abimsin sen benim!" Afalladı. Ona, sen uzaylısın desem bu kadar şaşırmazdı hani. "Ne?" dedi. "Nil ben. Kardeşinim!" 🪷 07.09.24✨️ #aile 1 12.09.24✨️ #gençkurgu 1 21.08.2024🍭 18.07.2025🍭 (TAMAMLANDI)
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,364,427
  • WpVote
    Votes 541,045
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.