Eren Aktan bir gün arkadaşlarına "arkadaşlar yarın toplanalım Antalya ya tatile gidelim." der. Bütün ekip bu teklifi kabul eder ve mert derki "arkadaşlar gideceksek orada ruh çağırma gibi paranormal etkinlikler yapalım" der Eren ,Duru ,İrem bu teklifi kabul eder ancak Sedat korkarak kabul etmez ekip ısrarladıkları için Sedat zorda olsa kabul eder ertesi sabah 1 hafta için araba kiralayıp Duru ve İrem i alıp giderler Antalya da sazak köyünde konaklayacak kiralık bir yer bulurlar ve ilk gün bir şey yapmazlar hazırlanırlar ardında ertesi gün akşam zamanı mert "abi hadi şu ilerdeki ıssız ormana gidelim" der ve herkes bunu kabul eder Sedat biraz tırsdığını belli eder ve bir konak görürler eskimiş ardından mert "hadi arkadaşlar şuraya bir bakalım der" ardından eren cama bakar ve bir paylanço arkası dönük ayaklarının arkasında paylanço maskesi var olduğunu görüp hemen diğerlerine haber verir ardından bir anda İrem bayılır ve eren onu paylanço olarak gördüğünü söyler ardından duru kaybolur ve ormandan çığlık gelir _________ Evet eren abi ve sevgili takipçiler bu hikayede paylanço kim sizce ? Like ve yorum atmayı unutmayın

Ailesi tarafından zorla vampir okuluna gönderilen Alya olacaklardan habersiz bir şekilde ailesine kızarak okula gider. Orada hem hayatının aşkıyla tanışacağını hem de hayatının en büyük savaşını vereceğini nerden bilebilirdi ki? "Hayır alya benden uzak durman gerek. Sana zarar vermekten korkuyorum. Dark Eren peşimizi bırakmayacak. Sen benden iyilerine layıksın. "Peki söyle!!! söyle bana beni seviyor musun?" "Evet..." Onların aşkı imkansızdı imkansız ve yıkıcıydı ateş ve suyun buluşmasında hayatta kalacaklar mıydı?

Ben kimdim? Yorganın altında nutella yiyen, herhangi bir erkek yerine yatağıyla evlenmeyi düşünen sıradan bir kız. O kimdi? Bütün dünyamı başıma yıkan, güneş gözlüklerinin ardından dünyaya bakan, ziline bastığı gibi bana basmasını istediğim kişiydi. Biz kimdik? Biz ateş ve su, deniz ve yangındık. Bizim hikayemiz işte tam burada başlıyordu.Er

Draco'nun eli bacağıma değdiğinde istemsizce sınıfta duyulacak bir biçimde tuttuğum nefesi bıraktım. Mcgonagall: iyi misiniz Bayan Potter Yn: iyiyim profesör sanırım biraz boğuluyormuş gibi hissediyorum. İzninizle bahçeye çıkabilir miyim? Mcgonagall : tabiki dikkat edin kendinize Draco: izninizle profesör onu yalnız bırakmayayım arkadaşımızın başına bir şey gelmesi. Profesör bizi onaylamasıyla çıkarken Harry'nin delici bakışları bizi paramparça ediyordu... ❕smut içerir ❕argo içerir

-Yarı texting- Tom Marvolo Riddle'ın ortaya çıkan ilk hortkuluğu, yani 16 yaşındaki halini sayfalarına yazdığı günlüğü bir şekilde genç bir kızın eline geçti. Tılsımlarda iyi olan kız günlüğü tamir etmek için elinden geleni yaptı. Ve başardı da. Bir şekilde Riddle'ın ruhunu geri getirdi. Ama onu serbest bırakmak yerine bambaşka bir amaç için kullandı. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Tom: Beni saçma işlerine alet etmeye cüret etme sakın. Bilinmeyen: Çok geç Bay Günlük. Tom: Benden tam olarak ne istiyorsun? Dürüst ol ve cevap ver. Büyü? Ölümsüzlük? Bilinmeyen: Sandığın gibi bir şey değil Bay Günlük. Sadece çok yalnızım. Hiç arkadaşım veya konuşacak birisi yok. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

acquaintance | ❝Berbat hayatımdan beni kurtardı, söz verdik, tuttum ve şimdi New York'ta beni daha berbat günler bekliyordu.❞ başlangıç: 27/02/22 bitiş: 16/04/22

1940'larda normal bir SSR Ajanı olan Jessica Bethany Rogers, 2. Dünya savaşıyla birlikte erkek kardeşi Steve Rogers ve aşık olduğu adam James Buchanan Barnes ile beklenmedik bir serüvenin içine sürüklenir...

Sonia Alianovna Romanova yıllar sonra annesi tarafından bulunur.

Steve'in hoşlandığı kişi Iron Man'di ve Tony Stark, kendisini sevmeyen Steve Rogers'a nasıl davranacağına emin olamıyordu. 31.3.19 - Stony #1 20.5.19 - Ironman #1

🌗🌗🌗🌗🌗 Arkamdan geldiğini ayak seslerinden duya biliyordum. Nefesim düzensizleşiyor, onun yanındayken ayaklarım titriyordu. Ellerim eski daktilonun üzerinde gezerken Gözlerimi kapatıp nefes almaya çalıştım ama onun yanında mümkün değildi. Ona sırtım dönüktü ve bana yaklaşıyordu . Varlığı nasıl nefesimi kesiyorsa ellerimi de titretiyordu. Yaklaştı ve kolunu kolumun altından geçirip belime yerleştirdi ve kendine daha da yaklaştırdı. Sırtımın göğüsüne yapışttığını düşündüğümde yutkundum , hareket dahi edemiyordum. Saçlarımda nefesini gezdiriyordu ve bu beni onun nefesinde kaybolma isteyimi aşağı taraflardan gelen karıncalanma ile birlikte delirtiyordu. Diğer elini saçıma getirip boynumdan çekti . Nefesi boynuma, omzuma değerken ayaklarımın düğümü açıldı açılacak ve ben kendimi onun kollarına bırakacağım diye ödüm kopuyordu. Kokumu içine çekerken o dolgun dudaklarından ismim duyuluyordu "Alessandra..." O mükemmel sesini duyduğum an başım arkaya düştü ve onun için daha da yer açıldı. Boynumda dudaklarını hissetmem kendimden geçirmişti. En son duyduğum ise "Bi kadın beni bütün dünyaya rezil edip kalbimi 1000 parçaya bölerken nasıl oluyorda bir diğeri nefesimi kesecek kadar içime işler." Daddykink değildir,yaş farkı içerir. TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. HİÇ BİR KİŞİ VE KURUMLARLA İLGİSİ , ALAKASI YOKTUR.