SJ: Sayamayacağım kadar çok kalbimi kırdın! Evinden kovmaktan beter ettin! Şimdi de karşıma geçmiş, beni sevdiğini ve sana şans vermemi mi söylüyorsun?! Benimle oynayıp dalga geçiyorsun! Bunu farkediyorum. Benimle oynuyorsun.. Başlanğıç:29/06/20 Bitti:11/08/20

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk gördüğün an aşık olup yılarca plotonik olarak seversen ne olur?(bu kitap tamamen kurgudan ibarettir,bir ship üzerine yazılmıştır)

Tüm psikolojik bilgiler ve hileler burada. Şu konuda bi anlaşalım ben psikolog değilim Not: Bazı bölümlerde psikoloji konusunun dışına çıkmış olabilirim

''Hepimizin hayalidir iyi bir kitap, iyi bir roman yazmak...'' Kimilerimiz bu hayalinde başarılı olurken bazılarıysa bu işin uzun sürmesinden dolayı sıkılıp bırakıyor. Amacım bunun o kadar sıkıcı olmadığını kanıtlayıp, kitap yazmayı eğlenceli kılmaktır.

Annesini ve kız kardeşini kaybeden Prenses Euria Vaseva, onların intikamını almak için yıllarca kendini eğitmiş, ve Ocreya Krallığının en ünlü suikastçisi olan Gümüş Firari kimliğine bürünmüştür. Hedefine çok yaklaştığı sırada babası, Ocreya Kralı, Gümüş Firari denen suikastçının yakalanmasını emreder ve Euria kendini son derece zor bir durumun içerisinde bulur. Bir seçim yapması gerekiyordur. Suikastçı kimliğini terk edip tahta geçecektir ya da intikamın peşinde tacını devredecektir.

Maya'ya göre: O sıradan bir zekaya, sıradan bir görüntüye, sıradan bir hayata sahip basit bir genç kızdı; insanlar gereksizdi, az insan çok huzuru beraberinde getirirdi. O halinden memnundu ve mutluydu. Hayatının hep böyle devam etmesini isterdi... Fakat bilirsiniz hayatın bizim için, her zaman, bizim dilediğimizden çok daha farklı planları vardır. Zengin bir iş adamı tarafından tesadüf eseri bulunan bir kaynak, her şeyden habersiz bir genç kızın başına ne kadar bela açabilirdi? *** Bilimkurgu #3 / 29.12.2018 Fantastik #11 / 11.02.2018 *** © Tüm Hakları Saklıdır.

Sanem, sıradan bir hayatı olan başarılı bir edebiyat öğretmenidir. Hayatında aşk hariç her şey mükemmel gitmektedir. Bir gün kendisini takip eden uzun saçlı bir adamı fark eder ve olaylar gelişir. Uzun saçlı adamla (Caner) olan ilişkisi ikisinin de geçmişindeki sırları açığa çıkaracaktır. Sanem ve Caner'in yoğun aşkını, idealist bir edebiyat öğretmeninin öğrencileriyle olan ilişkisini anlatan bu kitabı okumadan geçmeyin :) Gözlerimi Caner'den kaçırarak gökyüzündeki yıldızlara diktim. Bizden çok uzak olmalarına rağmen sanki bizi anlıyor gibiydi yıldızlar bile. Belki yüzlerce ışık yılı uzaktaydılar ama sevgiyi anlamak için yakında olmak gerekmezdi ki. Bugün mutluluktan yıldızlara bile bir anlam yüklüyordum. Çok mutluydum, evet ama ne kadar mutluydum peki? Yıldızlara bile anlam yükleyecek kadar mutluydum. Gökteki yıldızlar kadar mutluydum. "Caner, bugün ne kadar mutluyum biliyor musun?" Soran gözlerle bana baktı. Sanki şiirsel bir şey söyleyeceğimi biliyordu. "Gökteki yıldızlar kadar mutluyum." Gülümsedi. Bir süre o da yıldızları izledi. Yeniden bana döndüğünde: "Ben de seni gökteki yıldızlar kadar seviyorum." dedi. *Her gün düzenli olarak yeni bölümler gelecek ^^ Sevgiyle kalın :)

"Artık ölmek kulağıma o kadar kötü gelmiyor." Onun on iki kuralı vardı. Hayatıma girdiğinde öğrendiğim o on iki kural. Gerçekleştirmek için oldukça az vaktimiz olmuştu. Ama tamamlayabilmiştik. Sanki tüm olacakları hissetmiş gibi hepsini tam zamanında bitirmiştik. Benim gerçekten hayatı tadımlamama vesile olacak on iki kuralı gerçekleştirdiğim gün kapadım gözlerimi. Bir daha da açamadım. Bu bir başlangıcın değil, sonlanışın hikayesi. Şimdi, sana nasıl öldüğümü anlatacağım.

Siz hiç yüzünü bile görmediğiniz birine körkütük aşık oldunuz mu?! Elizan oldu! " İnsanlar için zaman, su gibi akıp giderken, benim için geçmek bilmiyordu. Yalnız... Sadece siyah gözlü olduğunu bildiğim bu adam, yaşam kelimesini kalbimin ortasına bırakan tek insandı.. İmkansızdı... Ulaşılmazdı... Ama ruhuma papatya tarlasını bahşeden tek insandı..."