"anlaştık efendim, mandalinalarım emrinize amadedir."

jung hoseok çocukluk arkadaşı min yoongi'ye aşıktı. sope texting

bay jung, eğer bir daha balkonda sevişirseniz sizi polise şikayet edeceğim. |mpreg| |tanışmamıza sebep olan bu fic, @llneko'ya ithaf edilmiştir.|

yükselişte olan rapper jung hoseok, ona aşırı derecede takıntılı olan hayranı min yoongi'yi engellemeyi ve kendi numarasını değiştirmeyi bırakıyor. •kişi 1 yıllığına sessize alındı• [text+düz]

Gözünden sıcak bir yaş daha süzülürken yanağına, mırıldandı sessizce "Her şey siyah ve ben başka hiçbir rengi bilmiyorum." O sırada bir söz verildi, kimse duyamasada. "Sana renkleri göstereceğim Min Yoongi. Söz veriyorum." 28 Kasım Perşembe 2019

"İyi ki doğdun Hoseok... İyi ki doğdun Hoseok..." Genç çocuk yutkunduktan sonra, burnunu çekerek titreyen sesiyle kendi doğum günü şarkısını söylemeye devam etti. "İyi ki doğdun, İyi ki doğdun... Mutlu yıllar sana..." 21 Nisan salı 2020

"ah hoseok, sen farklıydın. hasta bir adamı sevecek kadar hastaydın."

"Reenkarnasyona inanmazdım. Seninle yeniden görüşene kadar..."

"Burdasın..." "Burdayım." Çatılmış kaşlar,sert ses,tehlikeyle parlayan sarı gözler. Dipper şeytanı gerçekten özlemişti. Eli kendinden bağımsız sekilde havalandı ve şeytanın aynadaki yansımasına dokundu. Önce yanağını okşadı parmağının ucuyla. Sonra bütün yüzünü turladı. Dudaklarına geldiği sırada şeytanla bakışlarını kesmeden onları da okşadı. Bill gözlerini kapattı,Dipper heyecanla derin bir nefes aldı. "Aynadan dokunarak bile beni bu hale getirmen fazla adaletsiz." Cevap vermedi Dipper. Tek istediği 2 haftadır rüyasında bile görmediği sevgiline bakmaktı. "Kötü görünüyorsun. Yemek yemedin mi?" Dipper sevgilisinin cevabı bildiğini tahmin ettiği için yine cevap vermedi. "Odanda yiyecekler var. Onları ye. Zayıflamışsın." Gözlerinin dolduğunu hissetti Dipper. Onu bu kadar özlemesi fazlaydı. "Unuttun mu," dedi şeytan zoraki bir gülümseme ile. "Beni sen kovdun." 'Onu ben kovdum' Suçluluk ve özlem her bir yanını sardığında genç oğlan kapattı gözlerini. Suçlu hissetmemesi gerektiğini bilmesine rağmen buna engel olamıyordu.

Stanley Pines, karşısındaki şeytana elini uzattı. Bunun ardından şeytan sırıtarak karşısındaki yaşlı adamın elini tuttu. Ortaya çıkan mavi alevle anlaşma bir nevi resmileşti. Şeytan, cebinden eski tipte,sarı bir cep saati çıkarttı. "Zaman önemli Stanley~. Gün batana kadar vaktin var. Eğer istediğim olmazsa-" Stanley korkuyla şeytanın sözünü kesti. "Olacak." kendisine bakan şeytanın hoşnutsuz bakışları üzerine cümlesini baştan kurdu. "Her şey istediğin gibi olacak." Şeytan bir süre düşündü. Bu adama güvenmek? Adamın düşüncelerini yokladı. Stanley korkudan hiçbir şey düşünemiyordu. Ama hala neden korktuğunu öğrenebilirdi. Korkularını yokladı ve en ağır basanın Dipper'ın tepkisi olduğunu anladı. Arada oluşan birkaç dakikalık sessizliği bozdu. "Sen sadece onu ikna et. Gün batımına kadar. Şimdi kaybol." Şayet sadece onu ikna etmek bir gün sürecekti...