birpsikosomatik adlı kullanıcının Okuma Listesi
66 stories
Döneceksin Diye Söz Ver by melinogut
melinogut
  • WpView
    Reads 1,556,726
  • WpVote
    Votes 96,010
  • WpPart
    Parts 35
"Üsteğmen... Evlensen ya benle." Dört kelime. İki hayatı bilinmez bir oyuna sürükleyen dört kelime. Peri'nin sığınacak bir liman ararken tutunduğu tek adam. Ve Mahir'in aklını susturup kalbini dinlemek zorunda kaldığı tek kadın.
Sevmiyorum Seni (Tamamlandı) by bilinmeyen1351
bilinmeyen1351
  • WpView
    Reads 2,532,575
  • WpVote
    Votes 102,806
  • WpPart
    Parts 46
Hiç istemese de şişman ve ezik olarak gördüğü kadınla çocuğu için evlenen adam... Platonik olarak aşık olduğu adamla evlenen saf ve iyi niyetli bir kadın... Aşkın en saf ve en çıkarcı hali...
İmrozlu by EsraCanlii
EsraCanlii
  • WpView
    Reads 884,916
  • WpVote
    Votes 83,558
  • WpPart
    Parts 67
Bir ada ve ortada duran iki kişi. Biri Türk biri Yunan. Biri isyancı biri işgalci. Birinde steteskop birinde künye. İkisi birbirine her şey olur. İkisinden birbirine hiçbir şey olmaz. . 1 Eylül 2039'da, kimine göre Gökçeada kimine göre İmroz'dayız. Kimi için acımasız distopya kimi için kaçınılmaz bir sondayız. . İlk bölüm yayın tarihi 5 Temmuz 2023. . Kitapta anlatılan tüm konu, kişi ve olaylar hayal ürünüdür.
Polis Şakaya Gelmez by mervegnr_
mervegnr_
  • WpView
    Reads 11,247,208
  • WpVote
    Votes 483,920
  • WpPart
    Parts 38
Şakadan zerre anlamayan birine okkalı bir şaka yaparsanız elde edeceğiniz şey yüklü bir para ve birkaç bin fazla tıklanma olmaz. En azından benim öyle olmadı. Yayınlanma tarihi: 14.06.2019
Oyunbozan by merkeztandem
merkeztandem
  • WpView
    Reads 418,833
  • WpVote
    Votes 42,543
  • WpPart
    Parts 39
Atakan Eralp, Birce'nin hayatına bir rüzgar gibi girip çıkmıştı. Arkasında da bir ehliyet, iki kare fotoğraf ve tutulmamış bir söz bırakmıştı. Birce ise Atakan'ın yakasını öyle kolay kolay bırakmayacaktı. Atakan'a ulaşmak için çevirdiği dolaplar biraz fazla başarılı olduğunda kendisini fenomen bir spor programının aksi ve soğuk yönetmenin asistanı olarak bulmuştu. Artık Atakan'a gölgesi kadar yakındı, yalnızca ufak bir sorun vardı. Atakan dahil olmak üzere herkes, Birce'nin kanal sahibinin şımarık torunu olduğunu zannediyordu. Atakan'ın yanına sızmak kolaydı. Ama sosyetenin prensesi Birce Soyak'ın tacını taşırken kalbine sızmak hiç kolay olmayacaktı...
DİLHUN by Helinmavi1
Helinmavi1
  • WpView
    Reads 8,953,148
  • WpVote
    Votes 366,686
  • WpPart
    Parts 54
"Ulan bari Polat de." dedi. Sesi yalvarır gibi çıkmış gözleri beklentiyle doluydu. "Mirza demiyorsan deme ama en azından Polat de." "Sen yengeye Elif diyor musun?" dedim alayla bir dizinin repliğine gönderme yaparak. "Sen Polat de. Gerekirse dünyadaki tüm kadınlara Elif diye seslenirim." dedi. Yayınlama tarihi: 01.05.2023
DELİ MAVİ (Treló Ble) by NurdanKeles
NurdanKeles
  • WpView
    Reads 600,885
  • WpVote
    Votes 29,561
  • WpPart
    Parts 36
Denizin maviliğinden sıcak kalpli iki insanın hayatına uzanan deli bir aşk romanı... Bir varmış bir yokmuş berrak bir denizin içinde güzel bir deli maviyle, yemeklere fısıldayan havalı bir adam varmış ve bu hikâye denizin tam da ortasında başlamış. Ardı sıra kattığı bavuluyla birlikte yanına bolca aldığı çılgınlıklarıyla yeni hayatı için çıktı yola. Yaşadığı hayal kırıklıkları geriye bırakıp iş hayatı için Atina'ya gelen Sezgi kendini daha ilk günden maviliğin en derinliğinde buluverdi. Kendi hayatından çok başkaları için yaşadığını fark eden Konstantinos için artık hayatını bir savaş meydanından çekip kendi için yaşamayı seçti. Yunanistan'ın en iyi şeflerinden biriydi. En iyisi için daha fazla mücadele ederken mavinin en şanslı tonuna denk geldi. Bu iki insanın yolu tam da denizin ortasında kesişti. Yemek yapmayı çok seven adam, yemek yemeği çok seven kadının en büyük şansı olduğunu düşündü. Hayallerin yaşandığı, aşkların gözlerle konuşulduğu, yemeklerin bolca tüketildiği ve tenlerin sır tanımadan bolca birleştiği bu delilik için hazır olun.
GİRAY by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 1,859,877
  • WpVote
    Votes 122,685
  • WpPart
    Parts 53
"Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın. Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken saçını açmaktan çekinmemesi gerektiğini düşünmüştü, helaldi artık sonuçta... Aynadan onunla göz göze gelince sordu aynı tereddütle, "Keseyim mi yani?" Giray kaşlarını çattı kızın tavrıyla, ilk tanıştıklarında her lafıyla bir kasırga koparacak kadar kesin olan Dilrûba artık her daim kırılgandı.. Artık evli olduklarında, kocası sıfatı taşıdığından mıydı bu tavrı? Bazen düşünüyordu, ona yardım edeyim derken bastırmış, ya da ezmiş miydi hiç? Boyun eğmeye mahkum mu hissettirmişti? Düşündüğüyle kendine olan öfkesini atamadan sordu kıza, "Niye kesecekmişsin?" "Dökülür belki. Aynı odada olacağız ya.." yutkundu, boğazını tazeledi ama sözlerini tazeleyemedi, ne diyecekti ki? Bilemedi Dilrûba.. "Dağılır her yere." Giray rahatsız olurdu belki kendisinden parçaları her yerde görürse.. Onun konuyu açmamasını uzun bir süre aynı odada kalacaklarına yormuştu çünkü.. Gözlerini kızdan ayırmadan yaklaştı Giray. Bakışları onun uzun saçlarını okşasa da eli çekindi, mahrum kaldı bu tatlı zevkten, "Dökülsün.." dedi yumuşakça, Ben toplarım senin ardından.' dedi içinden, 'Bir de saklarım, kimseler göremez, benim mahremim olur..' 'Senin gibi...' Saçlarını tutarak hafifçe tebessüm etti Dilrûba, "Salık gezmem o zaman, fazla dökülmez.." dedi ama saç değildi tam olarak kastettiği. Hayatında bana dair pek bir iz bırakmam, rahatsız, olmazsın diyordu.. Şu akşamdan itibaren herkes biliyordu evli olduklarını... O yüzden sanki iki gün önce değil de şimdi kıyılmış gibiydi nikâhları.. Öyle hissediyordu. "İstediğin gibi gez, nasıl rahat eder, nasıl istersen.."
SİNEKKUŞU (Tamamlandı) by Bdauysl
Bdauysl
  • WpView
    Reads 105,999
  • WpVote
    Votes 4,459
  • WpPart
    Parts 67
'' Dur geri dön, adın ne?! '' avazım çıktığı kadar bağırsam da maalesef ki sesimi duyuramamıştım ya da duymak istememişti. Kan kırmızısı olan elbisenin rengi gayet netken etekleri atımın üzerinden geriye doğru savruluyordu. Zihnim de beliren son görüntüler elbiseden açıkta kalan çıplak ayakları ve simsiyah uzun saçlarının geriye doğru uçuşması olmuştu. Odada yankılanan telefon sesine atımın dörtnala koşan ayak sesleri karıştığında, irkilip gözlerimi açtım nefes nefese kalmış bir halde. Kendime gelmeye çalışarak avucumun içiyle gözümü ovuşturup, susup yeniden çalmaya başlayan telefonuma uzanarak arayana baktım. Acil bir durum olmasa aramayacağını ve hatta bu kadar ısrarla çaldırmayacağını bildiğimden daha fazla beklemeden açtım. '' Söyle... '' aklım hala gördüğüm rüyadayken, açtığımı fark edip sesimle kendine gelen Dinar, '' Ağam, kusura bakma acil olmasa ısrarla aramazdım biliyorsun ama bir haberim var. '' üzerimdeki yorganı çekiştirip bacaklarımı zemine indirerek sabırsız bir şekilde soludum. '' Uzatma neymiş? '' tahammülsüz sesimle, '' Hüsrev'in evini bulduk. '' telefonun diğer ucundan duyduğum isimle elim ensemde öylece kalırken kanımın tersine akmaya başladığını hissediyordum artık. Yıllardır beklediğim gün gelmişti nihayet. Bugün elimden kaçmasına izin vermeyecek ve senelerdir hesabını kesmeyi beklediğim adamın karşısına dikilecektim. Hayatımın akışını bambaşka bir yöne çeviren ve her şeyin sebebi olan adamın karşısına geçip, sustuğum ne kadar şey varsa hepsinin tek tek hesabını sorup, aldığı nefesi de kesecektim. Kolay ölüm yoktu ona. Senelerdir kendime verdiğim tek söz buydu, elime geçirsem de nefesini kesmekte acele etmeyecek ve onu en zayıf noktasından vuracaktım. En değerlisinden...
SARFINAZAR ~İçimdeki Yıldırım~ by RArsenDemir
RArsenDemir
  • WpView
    Reads 11,520,912
  • WpVote
    Votes 529,236
  • WpPart
    Parts 68
"Fazla vaktinizi almayacağım, direkt konuya gireceğim. Birçok şeyin farkındayım. Bana karşı beslediğiniz duygularınızın da, her görev emrinde dönüşümü beklediğinizin de, her yara aldığımda acı çektiğinizin de hepsinin farkındayım." Gözlerini gözlerimden ayırmadan sıkıntılı bir nefes çekti ciğerlerine. Kelimelerini özenle seçtiği o kadar belliydi ki, söyleyeceği şeyi söylemek aynı zamanda da bunu beni kırmadan yapmak için kendisini frenliyordu. "Kendinize bunu yapmayın. Size defalarca söyledim, benim hayatımda böyle bir şeye yer yok." Birkaç gündür ağlamaktan kuruyan gözlerim son cümlesiyle tekrar dolarken ona belli etmemek için başımı yere eğdim. Zorlamayacaktım, onu sevmem için onun sevgisine ihtiyacım yoktu. Ben onu, onsuz da severdim. "Anladım." dedim fısıltıyla. Eğer yüksek sesle söyleseydim ses tellerimin titrediğini anlardı. Karşısında sevgi dilenen aciz bir kız gibi durmak istemiyordum. Birini sevmek hiçbir zaman acizlik değildi. Zaaftı, her insanın tadamayacağı ama tadanın da binlerce kez şükredeceği bir duyguydu. Yaşamı boyunca bir insan için olup olabilecek en güzel zaaftı sevgi. "Başka bir şey yoksa eğer.. İyi günler." Dolu gözlerimi görmesin, bana acımasın diye başımı kaldıramadım. Yanından geçeceğim sırada kolumu tutan iri kemikli, nasırlı elleri tüm vücudumu ateşe vermiş gibi titretmişti. Sesli yutkunuşunu ve kolumdaki elinin titrediğini hissettim. Baş parmağı kolumun üzerini bilinçsizce okşarken yerde olan gözlerim kolumdaki elini buldu. Bir an için fikrini değiştirdiğini sandım ama o bunu fark ettiği gibi elini hızlıca geri çekti üzerimden. "Vazgeç.." diye mırıldandı acı çeker gibi. Sesi kısık ve pürüzlüydü. "Beni sevme. Ben ruhu olmayan, yaşamayı bilmeyen, acı hissetmeyen bir adamım. Sana acı vermek, bu hayatta isteyeceğim en son şey bile değil." 🔴 (Minimum Aksiyon/Bol Aşk)