Askerliğim yeni bitmişti. Evime yeni yeni alışmaya çalışıyordum. O sabah uykumu tam anlamıyla almış şekilde kalktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra sabah güneşinin odama girmesine izin verircesine perdeyi sonuna kadar açtım. Derin bi nefes alırken annemin o acı dolu sesiyle irkildim. '' Kevin koş ! ''
Ailevi sorunları olan, hiç baba sevgisi nedir bilmeyen, sorunlu, değişmek zorunda kalan bir kızın hikayesi . Sevdiği çocuk tarafından aşağılanmış . Babası olmadığından ve sevdigi cocuk tarafindan yasadiklari yuzunden erkeklerden de nefret eden kızın hayatına bir erkek girerse? Ya annesi onu reddederse? Yine de...
Hasta...Degilim ki bennn...Sadece sevdim...Bir yalana ve gozlerimin tanıklık ettiği bir günaha... Şimdi aklım sevme baska diyor, sen devam ettikçe aklındaki şeytanlar konusacak... Aklımdaki şeytan beni yıktın ama kalbim hâlâ sapasağlam... Birgün ama birgün mutlu olursam ilk bu şeytani serbest birakicam...Belki yok olu...
Almanya'ya gitmemle hayatımın degismesi, neredeyse ayni anda oldu. Yeni okuluma alısmak bir yana bir de evde beni bekleyen bir cocuk vardi. KUZENİM!
Mutlu bir aile. Sorunsuz bir ilişki. Renkli hayatlar. Güneş onları ısıtıyor, aydınlatıyordu. 18. mum her şeyin sonu oldu. Onlar artık güneşin gölgesindeydiler.