Ortaya karışık
7 stories
BRONZ SERİSİ by zanegzo
BRONZ SERİSİ
zanegzo
  • Reads 12,411,229
  • Votes 832,217
  • Parts 81
Kitap oldu. Üç kitabı basıldı. Seri, beş ana kitaptan oluşuyor ve 2025 yılı içinde final yapacak. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞ by thekabal
CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞ
thekabal
  • Reads 2,863,475
  • Votes 247,557
  • Parts 31
"Hoşuma gidiyorsun ama seni öldürürüm."
AŞIK OLMA KORKUSU by ZeynepSey
AŞIK OLMA KORKUSU
ZeynepSey
  • Reads 325,105
  • Votes 31,061
  • Parts 26
Elisa Tanyeli, döneminin en yetenekli ve popüler kadın oyuncularından biridir. Bir gece, kaldığı otel odasına takıntılı bir hayranı girer ve onu bu tehlikeden kurtaran adam, asıl hikâyeyi başlatır... Kurtarıcısı, Han, o geceden sonra Elisa'nın korumalığını yapmaya başlar. Ancak ikilinin birbiri hakkında bilmediği bazı gerçekler vardır... Elisa'nın marka yüzü olmak istediği parfüm şirketi Dahlia'nın gizli ortağı olan Adilhan Kozan, korumalığını yapması için işe aldığı Han'ın ta kendisidir. Bakalım Han, aşkı için şirketini bırakıp koruma olarak yaşamını sürdürürken Elisa'nın âşık olma korkusunu yenmesini sağlayıp onu kendine âşık edebilecek midir?
HALEF (TAMAMLANDI) by lemveli
HALEF (TAMAMLANDI)
lemveli
  • Reads 1,004,483
  • Votes 76,137
  • Parts 45
Ansızın bir fırtına başladı, tüm gerçekler saklandığı yerden çıkıp onların üzerine devrildi. Hikâyelerinin mürekkeple değil, kanla yazıldığını fark ettiklerinde çoktan kayıplar vermeye başlamışlardı. Mihrinaz Akşahin, geçmişinin kanlı pençesini ensesinde hissetmesine gerek kalmadan, çoktan dedesi tarafından şehirden uzaklaştırılmıştı. Fakat her gece gördüğü düş hâlâ onu takip ediyordu. Zamir Hancıoğlu, rüyalarla ulaşabildiği kadını korumak için onu gölge gibi takip eden adamın ta kendisiydi. O kapalı bir kutuydu ve anahtarı kaybolmuştu. Geçmişin pençesi onları yakaladığında ruhları kirlenecek, derin kuyulara atılmış günahlar gün yüzüne çıkacaktı. Suçların bedeli ödenmeye başladığında ise geçmiş geleceği acımasızca kamçılayacaktı. "Kirpikleri daima ıslak olan küçük kız, seni iyileştirmek bana borç olsun." Fakat iyileştiremedi beni. Tüm geçmişimi bıçak hâline getirip o bıçağı tam göğsüme sapladı.
MÂHPARE by msaslann
MÂHPARE
msaslann
  • Reads 3,138,413
  • Votes 139,075
  • Parts 37
"Çok mu seviyorsun?" diye sordu Arslan dayanamayarak. Ahsen ise usulca salladı kafasını. "Tamam, gel o zaman." Elini bırakıp Ahsenin korkuyla yere bıraktığı bisiklete yöneldi. Bisikleti kaldırdığında aklından geçenden emin olamadı. Bu bisiklet ikisini de kaldırır mıydı bilemiyordu. Fakat denemeden bilemezdi. "Arslan abi?" diye sordu küçük kız şaşkınlıkla. Arslan yakışıklı yüzüyle Ahsene baktıktan sonra önündeki kısma vurdu iki kere. "Bisiklet bisiklet demiyor muydun? Atla hadi!" Arslan Ahsenin kıpırdamadan durduğu yerde kendisine bakarken ki yüz ifadesine gülmeden edemedi. Ardından hemen konuştu. "Hadi mâhpare..." tehdit edercesine devam etti. "Beklemem bak!" Yeşil gözleri hemen açıldıktan sonra vakit kaybetmeden daha doğrusu Arslan abisi fikrini değiştirmeden hareketlendi küçük kız. Arslanın da yardımı ile oturdu önüne. "Mahpare mi?" dedi tam olarak telaffuz bile edemezken. "Hoşuna gitmedi mi?" diye sordu Arslan henüz hareket etmeden. Buna karşılık kafasını salladı hızla Ahsen. "Ne demek ki?" "Ay parçası..." dedi gözleri küçük kızın yeşillerine birkaç saniye takılırken. Ardından hemen toparladı kendisini. "Şimdi?" dedi sorunun cevabını yeniden almak ister gibi. "Şimdi hoşuna gitti mi?" Kocaman gülümsedi Ahsen. Saçlarından yayılan kokunun farkında olmadan bir kez daha salladı kafasını. "Hı hı.." ardından o da yeşillerini kahveleriyle buluşturdu. "Çok güzel." © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz. Mâhpare adıyla yazılmış wattpad üzerindeki ilk hikayedir.
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
SOKAK NÖBETÇİLERİ
asliaarslan
  • Reads 58,026,325
  • Votes 2,246,591
  • Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI by sulisindunyasi
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI
sulisindunyasi
  • Reads 2,446,385
  • Votes 217,884
  • Parts 42
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.