Kemayâr
Kul olduğunu unutan bir kulun, evvela insan ardından rahmet ve merhamet sahibi Rahman'ın kulu olduğunu hatırlayışının hikâyesidir.
Kul olduğunu unutan bir kulun, evvela insan ardından rahmet ve merhamet sahibi Rahman'ın kulu olduğunu hatırlayışının hikâyesidir.
Bahçenin diğer tarafında göz göze geldiğim adamla kanım çekildi. Ateş öylece durmuş, yüzüme bakıyordu. Gözlerinde kızgınlığı, özlemi, nefreti gördüğüme yemin edebilirdim. Köşe bucak kaçtığım, sesini soluğunu özlediğim o adam, sonunda Güllük'ü keşfetmiş beni bulmuştu. Peki ben şimdi bu bakışlarıyla bile beni yerle bir...
Ben Onun edep ve haya gömleğinin iliklerinde takılı kalmıştım. Seviyorum dediği kadar var, gidiyorum dediği kadar yok olmuştum... ***** Boğazımı yakan yumru ile kitabevinin uzun rafları arasına diz çöktüm. Sesim çıkabildiği kadar bağırmaya başladım. "Bir yaz akşamı tanıştığım adam; bedenim huzurun hü...
Aslında ismimi seviyorum. Asr-ı Saadet'te yaşamış her biri çok değerli iki hanım sahabenin ismi. Ama gel gelelim çevremdeki kimse olaya bu açıdan bakmıyor. Artık ben onları ne kadar bezdirmişsem bana sürekli "La havle..." ile başlayan, benden kaçıp Allah'a sığındıklarını ayan beyan ortaya serdikleri bir zikirle seslen...