En kusursuz cinayet ,yaşama sevincini ÖLDÜRMEKTİR

Her düzen içinde kaos barındırır. Kendini dünyanın hakimi ilan eden kaotların fatihi Reladrion, gökyüzü kalesinde kendi öz oğullarını katlederken aralarından bir tanesini elinden kaçırmasıyla arayış başlar. Tüm dünya çocuğu aramaktadır. Kimileri onu "yeni bir umut" olarak görür, kimileri ise yok edilmesi gereken tehlikeli bir potansiyel... Dünya büyük bir savaştan sonra evrensel yönetime geçmiş, bütün ülke sınırları ve duvarlar yıkılmıştır. Evrensel dil, evrensel para ve evrensel topluluk ilkeleri altında gelenekler ve kültürler yozlaşmaya terk edilmiş ütopik bir dünyada kaotlar ve insanların tarihini anlatan fantastik bir kurgudur.

"Benimle kaymak kötü mü?" diye sordu Nilay ve ekledi, "Ben seninle kayarken çok eğlendim. Neden benimle kaymak istemedin?" Volga kendini beğenmiş bir şekilde, "Çünkü seninle kaydığımda sen başarısız olursan ben de olurum. Bunu istemem," dedi. "Hah! Ben seni üzecek, başarısız yapacak bir şey asla yapmam." Kollarını Volga'nın ellerinden kurtarıp göğsünde kavuşturdu. Volga hafifçe gülümsedi. Kıza güvenmek istedi. O günden sonra Nilay her gün piste geldi. Volga ise her gün Nilay'ı hem sevdi hem nefret etti. Bir anda ortaya çıkan bu tatlı kızdan hayalini mahvedecekmiş gibi korktu. Bir anda ortaya çıkan bu kızı hayatı olacakmış gibi sevdi. Kapak: @akaithesenpai 💙

1.2.2018 》41(şiir) Seni yazdıkça kül oldum. Beni bu kadar yakmamalıydın. Asi Rüzgar Bir asi rüzgar olmayı dilerdim Herhangi bir kuytu da olmayı Huzur veren maviyi okşamalı, Kokuna sıkı sıkı sarılmalı, Esrarengiz gecelerinde olmalıydım. İçine çektiğin nefesinde olmayı, Senin attığın her adımı içime çekmeliydim. Ne asice sevebildim, Ne de rüzgar olabildim.

Öncelikle bu kitabın ilk bölümlerinde acemiydim ve ana karakterin okuduğu bölüm hayali. Bölüm geçtikçe kalemim gelişti. Bir kış... Kestane satıcıları insanın içini donduran soğuğa rağmen, her zamanki yerlerinde durmuş müşteri bekliyor. Bebek arabaları üşüyen bebeklerin çığlıklarıyla yankılanıyor. Kötüler daha fazla acı çektiriyor... Gebze'de yaşayan Aras bu kötülüklerden kaçmak için çareyi Bursa'ya gitmekte buluyor. Hayali şarkıcılık olduğu için Özel Yıldırım Üniversitesi'nin Şarkıcılık bölümüne başlar. Liseden arkadaşları Levent ve İldeniz'le aynı evde kalacaktır. Onlar gibi ev arkadaşı olan Dalya, Güllaç ve Ahuşen'le dostlukları farklı bir boyuta dönüşecektir. Ancak Dalya'yı huzursuz eden bir sırrı vardır ve bunu herkesten gizlemektedir. Haziran'da gerçekleşen bir olay sonucu genç bir can tehlike yaşıyor.

(Kriminolojide MO; suçlunun imzasını tanımlamak için kullanılır. Tam açılımı Modus operandidir. Kısaca katilin izi diyebiliriz.) Rüyalar her zaman toz pembe değildir ve uyumak bazen acı çekmek demektir. Peki ya başkasının rüyasına girebilseydiniz ne olurdu? Düşününce "Bu olağanüstü, harika bir şey." dediğinizi görüyorum. Ya katillerin rüyasına misafir olsaydınız, hala aynı şeyi düşünür müydünüz? Yunus Emre cinayet masasının komiserlerinden biriydi. Genç yaşta başarılı olmasının elbette bir çok nedeni vardır. Ama şüphesiz en büyük nedeni katillerin rüyasına girebilmesiydi. O böyle bir şeyi yaşamak istemesede rüyalarına engel olamıyordu. Önünde iki yol vardı; ya rüyalarını görmezden gelip zamanla alışacaktı ya da rüyalarında gördüğü ip uçları ile katilleri yakalamaya çalışacaktı. Peki siz, Yunus Emre'nin yerinde olsanız ne yapardınız? Not:Bu kitabım için ilham olan, fikirlerini sunan ve her soruma hakkıyla cevap veren tüm yazar arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ayrıca konu itibariyle +18 (kan, cinayet...) kavramlar vardır. Tamamen hayal ürünüdür. Kitapta geçen kişi, kurum ya da olayların gerçeklik ile herhangi bir alakası yoktur.

Türkler hacteginde 1, Turks hacteginde 1, Yüzüklerinefendisi hacteginde 1 (29 Mayıs 2022, Pazar). ! Başlığında kaçıncı bölüm olduğu yazan bölümler düzenlenmiştir ! İzmir'de yaşayan 2004 doğumlu bir gençti, Toprak Karasular. Onu özel yapan ne gözleriydi ne saçları. Kahverengi saçları ve aynı renkte gözleri vardı. Onu özel yapan doğaüstü zekası ve Dünyaca ünlü kaleciler kadar iyi reflexleriydi. Ve, her ne kadar o bunu sonradan öğrense de, o bir büyücüydü. Ve bu yüzden Türkiye'nin tek büyü okulu Tengri Cadılık Ve Büyücülük Okulu'na gidecekti... Başlangıç tarihi: 02/04/2021 Not: Kapak fotoğrafını @hayatinguzel arkadaşımız ile birlikte tasarladık. Yardımları için kendisine teşekkürler.

Dünya zamanıyla insanlığın 2545. yılında, dünyamızın 39 ışık yılı uzağında cereyan eden kurgusal hadiselere dair yazmış olduğum bu romanda, bilim kurgu türüne yeni meseleleri mitlerle harmanlayarak, insanlığın geleceğine ve günümüz teknolojilerinin varabileceği noktaya dair naçizane öngörülerimle kaleme almaya çalıştım. Kozmik Yankı serisinin ilk kitabı olan Yıldız Çocuk'un, sadece bilim kurgu türünün ilgililerine değil her yaştan okura hitap etme amacı güttüğünü söylemem gerekir. İnsanlığın genetik kodlarına kadar işlenmiş ve binlerce yıldır tekrar eden macera döngülerini yeniden bir yorumla kamçılaması ve okuyanlara sürükleyiciliği bol bir serüven yaşatabilmesi en büyük temennilerimden birisidir. Evrenin sonsuzluğuyla, bilinmeyenin korkusuyla ve yeni dünyaları keşfetmenin arzusuyla heyecanlanabilen herkes için tatmin edici bir içerik sunmak öncelikli niyetimdir. Umarım bu kategoride okunmaktan keyif alınan bir eser ortaya koyabilirim. "Hayatlarını insanlığın bir sonraki adımına adamış, gözünü ufuklardan alamayan, cesur yeni dünyanın kaşiflerine sesleniyorum! Babil Koloni Filosu atmış olduğunuz o büyük adımı perçinlemek üzere, Dünya zamanıyla 2254 yılının 7 Nisan'ında, yerküreden ayrılmak suretiyle 39 Işık Yılı sürecek yolculuğuna başlamış durumdadır. Yeni dünyamıza gerçekleştirdiğiniz yolculuğun başarısına dair aldığımız haberler, bu büyük atılımı gerçekleştirmemiz için bize sağladığınız en önemli teşvik aracı olmuştur. Yeni koloni filomuz ve Siber Yıldız teşkilatının sağladığı imkanlar sayesinde uzak dünyalarda vermiş olduğunuz mücadelenin çok daha büyük atılımlara vesile olacağını bildirmekten onur duyarım. Per aspera ad astra Zorluklardan yıldızlara!" Dünya Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri J. Moon Uzak bir gelecekte geçen, bilimkurgu türünde bir eserdir.

Sana güzel haberlerim var Samuray. Sanırım içinde bulunduğumuz durum artık o kadar da umutsuz değil. Peşini bırakmamı defalarca kez söylemene rağmen aramaya devam ettiğim kişiyi hatırlıyorsundur. Bugün onu buldum, hatta daha iyisi, hala hayatta olduğunu öğrendim. Görünüşe göre hafızasını tamamen yitirmiş. Yönlendirilmeye açık halde olduğunu tahmin etmek hiç zor olmaz. İşte bu yüzden ona herkesten önce benim ulaşmam çok önemli. Ne yönteme başvurmak zorunda kalırsam kalayım onu bizim tarafımıza katılmaya ikna etmek zorundayım. Belki o zaman asırlar sürecek savaşın başlamasını engellemek yolunda büyük bir adım atabiliriz. Belki o zaman gelecek nesillerimizi bizim gibi acı çekmekten kurtarabiliriz. Belki... Tüm umudumuzun belki kelimesinin üzerine kurulması acı verici ama hey, tamamen umutsuz olmaktan iyidir, değil mi? Düne kadar oturmuş kaçınılmaz sonumuzu düşünüyorduk. Bunu gelişme sayarım. Öte yandan bu arkadaşımız bize yardım etmemeyi seçebilir, bize yardım edebilecek güce asla ulaşamayabilir ya da kim bilir, belki ikisi birdendir. Dörtte üç olasılıkla işimize yaramayacak yani. Bardağın dolu tarafından bak, bu işimizin dörtte dört olasılıkla bitmesinden dörtte bir daha az ihtimale sahip. Şimdilik kaçmalıyım. Bu mesajı görecek misin, neredesin, ne zaman geri geleceksin bilmiyorum ama istediğim tek şey kendine iyi bakman. En yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle. -Rose

Jackson çok eski zamanlarda adı sanı bilinmeyen köyde yaşayan hayatı eziyetle geçen zayıf bir gençtir. Bir gün köyü saldırıya uğrar. Köyden sadece kendisi ve kız kardeşi kurtulur. Onları usta bir okçu eğitir fakat kısa süre sonra ustaları ölünce Jackson ve kız kardeşi Lana ustalarının verdiği haritayı izlerler ancak onları yolculuk boyunca bekleyecek tehlikelerden haberdar değillerdir. Bu hikayede ileride Büyülü Okçu olarak anılacak Jackson'un eski hayatı anlatılıyor. Kapak için değerli arkadaşım @esslala 'ya teşekkür ederim