.
4 stories
İntihar Mevsimi by anonymous8658
anonymous8658
  • WpView
    Reads 315
  • WpVote
    Votes 104
  • WpPart
    Parts 11
Hayatınızın değerini ne kadar biliyorsunuz? İnsanlar yüzyıllardır bir yaratıcının olduğuna inanmak istediler. Herkesin farklı tanrılara ve farklı dinlere inandılar. Çoğu inanç sistemleri öldükten sonra hayatın var olduğunu söyler. Bu hayatın bir sınanma olduğunu ve gelecek hayatınızın sizin yaptığınız iyilekler ve kötülüklere göre ödülünüz veya cezanız olduğu söylendi. Hayatınızın değerini ne kadar biliyorsunuz? Yaşamak için ölmelisiniz ve ölmek içinde yaşamalısınız. Hangi hayatı kurtarmayı seçiceksin? Senin inandığın tanrı seni kurtarıcak mı? İntihar mevsimi yaklaştığında sizi kimse kurtaramaz. Elveda için zaman yok. Vedalaşma şansı yok.
MAVİ GECE (Kitap Oldu) by KubraKb
KubraKb
  • WpView
    Reads 11,771,713
  • WpVote
    Votes 128,184
  • WpPart
    Parts 17
Babasının ölümüyle birlikte hayattan gelecek her şeyi boş vermiş genç kız, annesinin ve üvey babasının zoruyla tüm yazını çürütmek üzere, hiç tanımadığı bir şehre, tanımadığı bir eve, tanımadığı insanların arasına gönderilir. Buradaki hiçbir şeyin kendi karanlığına ışık tutamayacağından eminken tıpkı kendisi kadar aydınlıktan korkan bir adam tanır ve işte o zaman onun gecelerinin peşine düşer. Onların hikayesi bu siyahın mavisinde başlıyor. # Ne zifiri karanlık, siyah; ne apaydınlık, günü doğmuş bir beyaz. Gece şimdi sen gibi. Gece mavi. #1 FANTASTIK
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,227,536
  • WpVote
    Votes 2,250,079
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."