''Erik gibi çirkin bir karakteri oynamak için çok güzelsin.'' Jungkook elini fazlasıyla yakınında duran gencin kıvırcık saçlarına daldırıp buklelerini parmaklarına dolamaya başladı. ''Belki benim de içim çirkindir, dedektif.''

omurganın eğrisi ince bir belden de dolgun bir kalçadan da daha etkileyici.

[🎤💼] [taekook slowburn | lawyer and band member au x texting] içtiğimde adımı bile unuttuğumu söyler, ben parmak izini bile ezberlediğimi söylemem.

Biri gerçek, altı sahte bomba. Başlangıç: 4 Şubat 2017 Bitiş: 24 Şubat 2018

"taehyung first, jungkook harder." taehyung, dolandırıcı ev arkadaşı jungkook'un sadece dolandırıcı olduğunu düşünüyordu. -absürt komedi, ofansif mizah, toxic strangers to love, dolandırıcı jungkook × taehyung housemate, 130525. for my love, @jeonlog.

Alt Şehir Serisi Birinci Sezon, Alt Şehrin Serserisi Suçun ve suçlunun legal olduğu bir alt tabakanın serserisi olan Kim Mingyu geçimini her türlü teklif ve suçla sağlıyordu. Birkaç karat için her şeyi yapan serserinin bu sefer görevi Jeon Wonwoo'dur. İkinci Sezon, Alt Şehrin Fahişesi Üst şehirde basit bir bürokratın oğlu olan Seungkwan sevgilisinin ihanetine uğrayınca serserinin sayesinde kaçtığı alt şehirde fahişelik ile yeni bir hayat kurar. Üçüncü Sezon, Alt Şehrin Efendisi Alt Şehrin güçlü isimlerinden Yoon Jeonghan bu zorlu şehirde olağan hayatını sürdürürken üst şehrin önemli isimlerinden Şansölye'nin eski askeri ile tanışır.

En sevdiğim kitabın içine yan karakter olarak düştüğümde tek bir görevim vardı : mutlu sonun gerçekleşmesini sağlamak. Her şey tam da olması gerektiği gibi gidiyordu─ta ki ben kötü karakterin dikkatini çekene kadar.

"Yüklerinin en ağırı olmayı sevmiyorum Seungcheol." Arkasını döndü. "Hiç sevmiyorum." Ama ben seviyordum. Onu içimde taşımasam koskoca bir boşluktan fazlası olmazdım. Jeonghan benim varlığımı anlamlı kılan tek şeydi.

Yoon Jeonghan çok güzeldi. Ama bu güzellik, öyle sahil kıyısında alınan bir nefes gibi iç açmıyor; kalbi, çiçek dolu bir manzaranın verdiği ferahlama hissiyle doldurmuyordu. Acı veriyordu. İnsanın en savunmasız yerlerine tatlı zehrini ılıkça akıtıyor, yüreğini burkuyordu. Bir meleğin kanadından kopmuş zarif ve saf bir tüy gibi salınarak göğüs kafesinden geçiyor, peşinden ince bir sızı bırakıyordu. Kendi kanından süzdüğün şarabı içercesine sarhoş ediyordu ve ben, onun her zerremden akıttığı kırmızı sıvının tadını çoktan almıştım.

jeongguk: oyun gel [texting]