Nur'um ❤️
4 stories
Gönül Kıran (Abimin Arkadaşı) by mithraae
mithraae
  • WpView
    Reads 1,156,283
  • WpVote
    Votes 23,781
  • WpPart
    Parts 10
Mahalle Hikayesi "Senin adın Gönül kıran." Yutkundum. Gönül Kıran... Dedim içimden. Beni anlatıyordu. Ömer abinin gönlünü öyle bir kırmıştım ki bu isimden başkası yakışmazdı bana. Cevap vermedim. Cevap da beklemiyordu aslında. "Gönül kıran." dedi ağır ağır bir kere daha. Bir yaş daha düştü omzuma. "Tüm kırıklarıma rağmen en güzel gönül yaram." Dudaklarını usulca ama izinsizce omuzumun yanına bastırdığında dudaklarımdan ufak bir soluk kaçtı. Tüm bedenim karıncalandı. "Ömer Abi." Sesim sekteye uğradı. Dudaklarını geri çekmeden öylece durdu. Sonrada hafifçe geri çekildi. "Beni sev İnci." Emir kipi gibi duruyordu ama yaptığı emir vermek değildi. Yaptığı yalvarmaktı. Bir sonraki adımı da bu oldu. "Ne olur beni sev." Sadece bedenim değil, tüm varlığım titredi. Her bir hücrem, soluğum, her zerrem... "Beni sevmezsen ne yapacağımı bilmiyorum." dedi. İtirafı büyüktü hem de çok büyüktü. "Bu aşkla nasıl yaşayacağımı, nefes alacağımı bilmiyorum." Dudaklarından dökülen nefes az önce öptüğü yere çarpıyordu. "Nasıl bu kadar aşık oldum onu da bilmiyorum ama nefes aldırmayacak kadar çok seviyorum." Dudakları bir kere daha değdi aynı noktaya. "O yüzden..." Hıçkırdı. Ömer Abi hıçkırdı ben yutkundum. İçimden bir şeyler koptu ama yine de dudaklarımdan kelimeler dökülmedi. Ben sustum o yalvardı. "Al bu kırdığın gönlüm senindir. Dersen ki bana kırmak yetmez paramparça et." Gözünden bir damla daha yaş aktı. Ömer'in gözünden benim için üç damla yaş aktı bugün. "Yeterki," Kolları ayrıldı bedenimden, sıcaklığı kokusu... önüme geldi ve devam etti. Gözlerimin içine baka baka "sen yeterki beni sev." Dedi "Ne olur beni sev." Ve diz çöktü. Gözlerimin içine baka baka onu sevmem için yalvarıp diz çöktü. Verdiği sözü tuttu. Mahallenin en ağır adamı, ağır abi dedikleri adam bir an bile düşünmeden diz çöktü.
Sürmeneli by mithraae
mithraae
  • WpView
    Reads 59,213
  • WpVote
    Votes 4,678
  • WpPart
    Parts 17
"Meydan senin Sürmeneli." Dediğime elini belime koyup beni kendisine çekti. Meydanı sahiden boş bulmuş olmalıydı. Yoksa beni kendine çekecek hali yoktu başka türlü. Düşündüklerimi anlamış, duymuş gibi konuştuğunda nefesim bir anlık tekledi. "O meydan benim de sen benim değilsin Hasret." Dediğinde yutkunamadım. Meydanlarım onundu. İnkar etmeyecektim bunu. Kendi ağzıma söylemiştim zaten. Neyine inkar edecektim ki? Ama takıldığım o değildi. Barut, Hasret demezdi bana. Deva'yı bile nadir derdi. Adımı söylemeyen, söylemekten kaçan kocam bana iki adımı da demişti. Hem Hasret demişti, hem Deva. "Meydandayım Barut Reis," Boştaki elimi yanağına koydum. "O meydanın tam ortasındayım." Diye devam ettiğimde güldü. Alayla değil. Acıyla. Ama kendineydi bu acı gülüş bana değildi. Sonra o da zehir akıttı. Benimki kadar gerçek bir zehir. "Yanımda değil Deva, karşımdasın." Güldüm. Zehrin yarattığı acı bir gülüştü bu. Hep acıydı zaten bize kalan gülüşler. Asla umutla dolu olmazdı, asla neşe yüklü olmazdı. Haramdı sanki. Bir kere mutlu olsa, dünya kötülüğe bulanacaktı adeta. O kadar haramdı işte bana mutluluk. Dudaklarımı dudaklarına yaklaştırdım. "Yanında olacak nedenim yokken," Dedim "Karşında duracak sebebim çok ondandır." HIRÇIN BİR KARADENİZ HİKAYESİ...