En Sevdiklerim
30 cerita
Gölgesiz (Pukka Yayınları Aracılığı İle Kitap Oldu)  oleh Ssibellasibell
Gölgesiz (Pukka Yayınları Aracılığı İle Kitap Oldu)
Ssibellasibell
  • Membaca 1,401,115
  • Suara 18,215
  • Bagian 7
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim zikretmese de kalbim senin adınla çarpar..." dedim üzerine basa basa "Olmasın ayak izin ben kokundan anlarım geçtiğin yolları..." diye devam ettim sözlerime. İkimizde kilitlenmiş gibi birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Sesim o kadar netti ki, kısık sesle konuşuyor olmam bile anlaşılmaz gelmiyordu. "Varsın olmasın gölgen benim gölgem ikimize de yeter!" dedim kararlılıkla. BU HİKAYE TAMAMEN KURGU OLUP KİŞİ VE KURUMLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR. Kitap tasarım: birkadehsevgi- Tanıtım tarihi: 21.02.2021 Yayınlanma tarihi: 21.09.2022
MÂHPARE oleh msaslann
MÂHPARE
msaslann
  • Membaca 2,964,516
  • Suara 135,388
  • Bagian 37
"Çok mu seviyorsun?" diye sordu Arslan dayanamayarak. Ahsen ise usulca salladı kafasını. "Tamam, gel o zaman." Elini bırakıp Ahsenin korkuyla yere bıraktığı bisiklete yöneldi. Bisikleti kaldırdığında aklından geçenden emin olamadı. Bu bisiklet ikisini de kaldırır mıydı bilemiyordu. Fakat denemeden bilemezdi. "Arslan abi?" diye sordu küçük kız şaşkınlıkla. Arslan yakışıklı yüzüyle Ahsene baktıktan sonra önündeki kısma vurdu iki kere. "Bisiklet bisiklet demiyor muydun? Atla hadi!" Arslan Ahsenin kıpırdamadan durduğu yerde kendisine bakarken ki yüz ifadesine gülmeden edemedi. Ardından hemen konuştu. "Hadi mâhpare..." tehdit edercesine devam etti. "Beklemem bak!" Yeşil gözleri hemen açıldıktan sonra vakit kaybetmeden daha doğrusu Arslan abisi fikrini değiştirmeden hareketlendi küçük kız. Arslanın da yardımı ile oturdu önüne. "Mahpare mi?" dedi tam olarak telaffuz bile edemezken. "Hoşuna gitmedi mi?" diye sordu Arslan henüz hareket etmeden. Buna karşılık kafasını salladı hızla Ahsen. "Ne demek ki?" "Ay parçası..." dedi gözleri küçük kızın yeşillerine birkaç saniye takılırken. Ardından hemen toparladı kendisini. "Şimdi?" dedi sorunun cevabını yeniden almak ister gibi. "Şimdi hoşuna gitti mi?" Kocaman gülümsedi Ahsen. Saçlarından yayılan kokunun farkında olmadan bir kez daha salladı kafasını. "Hı hı.." ardından o da yeşillerini kahveleriyle buluşturdu. "Çok güzel." © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz. Mâhpare adıyla yazılmış wattpad üzerindeki ilk hikayedir.
KATRAN KARASI oleh mavinintonuu7
KATRAN KARASI
mavinintonuu7
  • Membaca 115,946
  • Suara 13,703
  • Bagian 13
"Daha şimdiden yeşillerinden yaş akıtmışım." Hale, dudaklarını sıkıca birbirine bastırdığında onda tuttuğu gözlerini çekip bir an etrafında dolaştırdı ve yeniden baktığında az önce göz bebeklerinden geçen o hissi sakladı Cihan. "Hikayemi duydun." dedi, pürüzlü bir sesle. Kambur gibi duran sırtını dikleştirdi. "Sekiz yıl önceki o adam olmadığımı da gördün." Söyledikleriye titrek bir nefes verdi ikisi de. "Git Hale." Hale'nin tam göğsünün ortasında derin bir sızı meydana geldi. "İnsanlar susmayacak. Konuştukça seni yaralayacaklar. Sonra kaçmaktansa şimdi kaç, git Hale." Kara gözlerini son bir kez daha onun yeşil gözleriyle buluşturdu. Bu defa saklamayamadı hislerini. Silik bir şefkate sarılmış bir hüzün vardı. Yine de son sözleri, bakışlarında taşıdığından çok uzak, buz gibiydi. "Bu evlilikten vazgeç, git."
NALE oleh msaslann
NALE
msaslann
  • Membaca 619,141
  • Suara 40,151
  • Bagian 36
Benimle yalnız kaldığı ilk anda hesap soracağını sanırken o bambaşka bir şey yaptı. Uzandı, tek seferde kendine çekti beni. Göğsüne sığmamı sağlarken yüreğini yüreğime geçirmek istercesine sıkıca sarıldı. Kanlı ellerim havada kalırken hasreti olduğum kokusuna sarılmamı istercesine sarıldı. Sarılmamalıydı. Yüreğim yuvasından koparılmış bir kuşun feryadıyla atarken geri çekildim. Bu da yetmedi. Gözlerine bakamadığım dakikalarda "Bırak!" dedim onu bitirmek isteyerek. Dikkatli bakışları üzerimde dolanırken geri çekildi. Birkaç dakika öylece durdu. Uzun uzun seyretti, varlığımdan emin olmaya çalıştı. Bir göz kırpışını bile vakit kaybı saydığı dakikalarda "Yüzüme bak!" dedi kısık sesiyle. Bakışları bedenimin her zerresinde dolanırken devam etti. "Gözlerime bak Mihre..." Titrek bir mum ışığının aydınlattığı sesi yeniden ulaştı bana. "Bak ki hayal olmadığına emin olayım ..." © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz. ❕ Wattpad üzerinde Nale ismiyle yayınlanan ilk hikayedir.
BUL BENİ oleh beyzaalkoc
BUL BENİ
beyzaalkoc
  • Membaca 836,528
  • Suara 52,810
  • Bagian 21
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul beni...
Karanfil Bezeli Elma oleh msaslann
Karanfil Bezeli Elma
msaslann
  • Membaca 78,138
  • Suara 2,596
  • Bagian 8
"Ceylan..." dedi ismimi söylemekten ne kadar hoşlandığını göstererek. "Senin evin burası derken bu konağı kastetmedim. Sonradan bulduğun aileni de..." Kaçırdığım gözlerim yeniden sahibini buldu. "Çünkü senin evin benim Ceylan. Senin yıllarca yok sandığın o evin, benim. Yuvan benim." Öyle miydi? Eğer ben, bu masalın sahici kahramanı olsaydım bir an olsun bu sorunun cevabını vermekten tereddüt etmezdim. Bu zamana kadar bildiğim, yanıldığım oldu derdim. Fakat değildim. Bu bir gün ortaya çıkacaktı ve ben o güne kadar bu evin sahibi gibiymiş gibi yapacaktım yalnızca. Bu yüzden ne hissedeceğine aldanmadan geri çekildim. Elleri tenimden ayrılırken bir an için boşluğa düşsem de aldanmadım. Meydan okuyan gözlerle baktım ona. "Cihan..." dedim incecik çıkan sesimle. "Tüm bu diyarı ayağıma da sersen, kan kokan birine evim demem. Yuvam bilmem..." Gözleri mümkünmüş gibi siyahın en koyu tonuna bürünürken acımadım, devam ettim. "Hani bir masalın ilk cümlesi derler ya bu şehir için..." Kafamı iki yana salladım. "Bizim sahte masalımızın son cümlesi olacak. Son cümlesi, binbirinci gecesi..." 🍂🍂🍂 Hikayenin tanıtım bölümleri ilk olarak Asran ismiyle yayınladı. © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz.
UZAK IŞIKLAR "Kanlı Ay" oleh DuruMavii
UZAK IŞIKLAR "Kanlı Ay"
DuruMavii
  • Membaca 3,541,892
  • Suara 132,306
  • Bagian 54
Pera, arkadaş grubuyla kış kampına katılırken, içinde tarifsiz bir huzursuzluk kol geziyordu. Avrupa'nın en yüksek dağı Mont Blanc'un karlı etekleri, kızıl granitleri, sivri buzulları ve göz alıcı zirvesiyle birlikte bir sürprizi daha vardı. Büyülü bir evrenden gelen ve kanlı bir görevi tamamlamak için orada bulunan dört adam. Neşeli kampları bir anda rayından çıkarken, önce en yakın arkadaşının ölümüyle sarsıldı Pera. Mont Blanc'da hiçbir şey olması gerektiği gibi gitmedi. Neşeli kahkahaların yerini ölüm çığlıkları, sıcak şarap kadehlerinin yerini soğuk, açlık ve dehşet verici bir kaçış aldı. Ancak o adamlardan biri, diğerlerinden farklıydı. Gözleri siyah bir okyanusu anımsatan, tehlikeli ve gizemli adam, Ante Davies... "Sakalları, gözleri ve keskin çene hattı... Çehresini oluşturan her ayrıntı bir hikaye gibiydi. Ve ben o karanlık hikayede kaybolmak üzereydim."
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Membaca 8,394,003
  • Suara 699,089
  • Bagian 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Membaca 31,421,208
  • Suara 1,509,876
  • Bagian 57
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
SARKAÇ oleh Maral_Atmc6
SARKAÇ
Maral_Atmc6
  • Membaca 9,548,060
  • Suara 406,100
  • Bagian 22
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına sokulur." Saka ve Sanrı'da tanıdığımız Gurur ve Farah'ın hikayesi. SVS'den bağımsız bir kurgu olduğu için Sarkaç'a başlamak için önce Saka ve Sanrı'yı okumanıza gerek yoktur.