zeyrnr
- Reads 9,769
- Votes 453
- Parts 27
Deniz elimden tutmuş , zifiri karanlıkta beni yönlendiriyordu. O olmasaydı meyve ağaçlarından birine toslayabilirdim.
İkimiz de sessizdik. Bu sessizlik o kadar çok şey anlatıyordu ki , kafam almaz olmuştu.
Mesela birazdan konuşacağımız şey çok ciddiydi , hatta o kadar ciddi bir konuydu ki , sonunda Deniz'imden ayrı kalmaktan korkuyordum. Onsuz nefes alamazdım , ne kadar klişe olsa da...
Bir düzlüğe çıktığımızda önümde ayna gibi , ay ışığında parlayan bir göl vardı. Burası muhteşemdi , tıpkı yanımdaki adam gibi... Ahşaptan yapılma göl evinin önüne geldik. Kapıyı ittirdi ve içeriye girdi. Gölü görünce bıraktığım elini bana uzattı.
"Gir içeriye , üşüyeceksin." Eline tutunup içeriye girdim. Keskin çam kokusu genzimi yakıyordu. Beni çift kişilik kanepenin üstüne oturttu ve üstüme bir battaniye örttü. Antalya'nın , bu mevsimde bu kadar soğuk olabileceğinin farkında değildim. Rüzgar vardı çokça. Tek odalı göl evinin ahşap duvarlarından içeriye sızıyordu , duvar da denemezdi ya , neyse.
Bir köşeye ilgisizce istiflenmiş odun yığınından birkaç odun seçti ve sobayı yakmaya başladı. Çıraları tutuşturduktan sonra sobanın içine attı. Orada biraz bekleyip ellerini ısıttı. Sonra o elleriyle yanıma gelip kızaran burnumu ısıttı. Gözlerim bu sıcaklığa , Deniz'in bana olan sıcaklığına doldu. Burnum sızlıyordu , histeri krizine girmek üzereydim.
Damlalar ardı ardına akarken Deniz'im telaş yapmıştı. Battaniyenin içine çağırdım onu. Canımın yanmadığına kanaat getirince yanıma sokuldu. Daha doğrusu onun o koca cüssesinin altına sokulan bendim. Kelimeler iznimi almadan döküldü dudaklarımdan.
"Kimse sevmedi senin kadar beni..."