En iyiler
20 stories
BERDEL by TugbaKpplnn
BERDEL
TugbaKpplnn
  • Reads 7,545,829
  • Votes 384,435
  • Parts 47
Berdel sonucu yatalak bir Ağanın eşi olacaktım... Ama nedenlerde boğulacağım bir sır dünyasına gireceğimi nerden bilebilirdim ki? Hadi hayat serüvenime sende katıl :)
BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİ by sezgisalman
BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİ
sezgisalman
  • Reads 494,760
  • Votes 30,964
  • Parts 72
İki yakın arkadaş; gotik prenses Ezgi ve onun güneş saçlısı Ece... İkisinin birbirine uzak tarzlarına ve yaşantılarına rağmen birleşen hayatları, sevinçleri ve aşkları... Aşkları demişken; Altuğ ve Yusuf-namı diğer, Yanlış Yaptık Yusuf- Aslında iki delikanlı birbirlerinin ne arkadaşı, ne de tanışığı... Hatta birbirlerinden pek hoşlanmıyorlar bile. Sadece Yusuf için değil; Ezgi için de durum öyle. Ece için sorun yok. O her ortama uyar, kafa rahat... Rahat da, acaba kalbi rahat mı? Yusuf'un da içi fırtınalı, kafa karışık, kalp kapalı kutu... Neden derseniz... Çünkü Ece geri geldi. Şimdi ne mi yapacak? Basit; tabii ki arkadaşı olacak??? Ve Ezgi... Mutsuzluktan ölen Ezgi, nereden bilecekti ki mutluluğu, nefret ettiği Altuğ'da bulup bu kez mutluluktan öleceğini... Altuğ ise... En havalı özelliğiydi kimseye aşık olmaması. Ama unutuyordu ki, aşk adamı dövmekten beter ederdi. Tabii aşık olacağını tahmin edemediği kız, eğer karate biliyorsa sadece aşk değil, kız da adamı bin beter yapardı...
Etkili Anlaşma by sezgisalman
Etkili Anlaşma
sezgisalman
  • Reads 157,752
  • Votes 16,205
  • Parts 36
Seçil'in son zamanlarda ihtiyacı olan çok şey vardı. Ama ihtiyacı olan şeyleri halledebilmesi için asıl tek bir şeye ihtiyacı vardı: Cesaret. Onu ise nasıl edinebileceğini bilmiyordu. Tabii yardım ayağına gelene kadar. Aris ise hayatından gayet memnundu. En azından memnun olduğunu düşünüyordu. Ta ki insan kaynakları ona içeride tamı tamına 186 gün izni olduğunu hatırlatana kadar. İşte o zaman hayatında bir şeylerin yanlış olduğunu sezmişti. Fakat bu gerçek de onu harekete geçirmeye yetmezken, başka bir dert ayağına dolanınca mecburen harekete geçmek zorunda kalmıştı. Seçil'in hoşlandığı adama, yani Ersin'e giden yolu; çalıştığı şirketin genel müdürünün, yani Aris'in, yani kendisine kıl kapan adamın odasından geçiyordu. Eğer becerebilirse Aris'ten öğrenecek çoook şeyi vardı. Fakat asıl ilginç gerçekse, Aris'in de Seçil'den öğrenmesi gereken çok şeyin olduğu gerçeğiydi! Ve ne yazık ki bu ikili, aralarında bir anlaşma yapmadan pek arkadaş olabilecek gibi değillerdi. Aris mecbur olmasa hayatta Seçil gibi biriyle arkadaşlık edemezdi. Eh, Seçil de kendisini sevmeyeni sevecek değildi. Maaşı o kişiden geliyor olsa bile! Ama belki de bu ikilinin arkadaş olması gerekmiyordu ve bundan daha kendilerinin bile haberleri yoktu...
AŞİYAN by sezgisalman
AŞİYAN
sezgisalman
  • Reads 94,169
  • Votes 8,849
  • Parts 32
Pınar sakin olmaya çalışarak "Merhaba," diye fısıldadı. Bundan daha fazla muhabbet etmek istemiyordu lakin bunun kaçınılmaz olduğunu da biliyordu. "Merhaba." Selçuk'un yüzünde şaşkın bir gülümseme ağır ağır peyda oldu. Sanki yüzünden hızlı hızlı hisler ve ifadeler geçiyormuş gibi yüzü dalgalanıyordu. Pınar'a doğru bir adım yaklaşmak istedi ama hemen durdu. "Ne zaman geldin?" Selçuk'un gözleri Pınar'ın hatırladığından da güzeldi. Ya da belki de daha güzeldi artık. Yaş almak yaramış olmalıydı. Bu yüzün her bir zerresine bakarken nasıl kalbinin aşkla çarptığını dün gibi hatırlıyordu. Hala aynı güzel yüzdü işte! Daha sakallı, bir iki ufak çizgisi vardı ama onlar da ona ayrı bir hava katmıştı. Deniz yeşili gözlerinin etrafındaki çizgiler mesela... olgunluk katmıştı. Siyah, sık sakallarına rağmen onların arasında görünen gamzelerinin etrafındaki çizgiler... nasıl da güzellerdi. Muntazam bir yüzü vardı. "Dün," derken sesi çatallaştı Pınar'ın. Hemen genzini temizledi. Bunu yaparken de gözünü kaçırma fırsatını değerlendirdi. "Sen ne zaman geldin? Burada olmadığını sanıyordum?" dedi bunu ümit eder gibi. Sesindeki bu temenniyi saklayamadı. Selçuk da fark etmişti o ses tonunu. Yine de aklına gelen ilk şeyi hemen uzaklaştırdı. Kendini tek parça halinde tutmaya gayret etti. "Ben ne zaman gittim ki?"
KURŞUNİ RENKLER (4) by sezgisalman
KURŞUNİ RENKLER (4)
sezgisalman
  • Reads 25,373
  • Votes 3,796
  • Parts 28
Fırlama Prens'te Kerim-Selen çiftini ve Yıldızlara Dokunmak'taki Batu karakterini çok seven herkesi şiddetle bu hikayeye davet ediyorum :)
RESMEN AŞIĞIM by sezgisalman
RESMEN AŞIĞIM
sezgisalman
  • Reads 49,685
  • Votes 6,524
  • Parts 34
"Şaka yapıyorsun, değil mi? Hayal görüyorum?" dedi en nihayetinde Uraz. Bu soruları direkt olarak arabasının bagajındaki kıza mı, yoksa genel olarak evrene mi yönelttiği şüpheliydi. Zaten Asu da tam anlamamıştı. "Sen buraya nasıl girdin?! Ne zamandır buradasın? Ya... sen... sen kimsin ya? Kimsin sen?" Asu korkmaya başladığını ve tir tir titrediğini hissediyordu. Sevdiceğinden, biricik Uraz'ından korkması çok anlamsızdı ama şu an karanlığın içinde bağırırken bir tık ürkütücü olduğunu da inkâr edemezdi. Ürkek hareketlerle kıvrıldığı yerden doğrulmaya çalışırken her yerinin nasıl tutulduğunu ve ağrıdığını anca fark etti. Eee az buz değildi! Muhtemelen üç saattir bu bagajda iki büklüm ses çıkarmadan yatıyordu. Ah o İstanbul trafiği onu bitirmişti. Yani tabii Uraz'ın niyeti yalnız gelmekti ama Asu da eşantiyon gibi olmuştu işte. Ahlaya uhlaya doğrulup ayaklarını sarkıtmak suretiyle bagajda oturmaya devam etti. Boynunu açtı. Kollarını esnetti. Sırtını kütletti. Uraz şaşkınlıkla onun her hareketini izlerken en nihayetinde delirerek "Artık konuşacak mısın?! Kimsin kızım sen?" diye bağırdı. Sonra bağırtısı evin içinde kendisini beklemekte olan arkadaşlarına ulaşacak diye korkarak hızlıca eve bir bakış attı. Asu da omuzları düşerek olduğu yerde küçülmüştü. Korkudan resmen titriyordu. "Anlatacağım. Ne olur kızmayın bana, anlatacağım."
FIRLAMA PRENS (1) by sezgisalman
FIRLAMA PRENS (1)
sezgisalman
  • Reads 234,066
  • Votes 15,972
  • Parts 28
Çiğdem iki ev arkadaşıyla mutlu mesut yaşıyordu. Ta ki bir gün sahaftan aldığı eski bir kitap hayatını sonsuza dek değiştirene kadar... Kitap çok güzeldi, sürükleyici başlamıştı. Fakat daha kitabı bitiremeden kitap ortadan kaybolmuştu ve kaybolmadan evvel de yerine içindeki ana karakteri bırakmıştı. İşin en kötü yanı kitaptan çıkıp gelen ultra yakışıklı bir adamın varlığı değildi; kitaptan çıkan adamın sıradan biri olmamasıydı. Gelen adam; genç-fazlaca-yakışıklı, 1700'lü yılların sonunda yaşamış bir Birleşik Krallık prensiydi ve kesinlikle geçmişten geliyordu. Adamın kurmaca olan hiçbir yanı yoktu. Varlığı tamamen tarihi delilere dayanıyordu. Ama ne yazık ki Birleşik Krallık Prensi, Sussex Dükü Alexander Frederick'in o delilere dayanan varlığı, tarihte kalamamıştı! 1802 yılının o güpgüzel baharını bırakıp, 2013'ün tuhaf baharına ışınlanıvermişti... Kendi isteği dışında! Tek iletişim aracının mektuplar olduğu bir devirden gelen adamı dokunmatik telefonların olduğu dünyaya uydurmak hiç de kolay olmayacaktı Çiğdem için. Alex'in öğreneceği çok şey vardı. Hem de çok şey... Ama her zaman geri gitme ihtimali de vardı tabi. Ne kadar başlarda iki taraf da bu beklentide olsa da, zamanla işler değişecekti. Çünkü aşk çaktırmadan onların hayatına girecek kadar sinsi bir yılandı.
YILDIZLARA DOKUNMAK (2) by sezgisalman
YILDIZLARA DOKUNMAK (2)
sezgisalman
  • Reads 24,521
  • Votes 3,149
  • Parts 21
Herkesin sadece bakarak taklit edilmesi mümkün olmayan ve ne yaparsan yap, dışarıdan bakıldığında anlaşılmayan bir hayat hikayesi vardı. Ne kadar süre olduğunu bilemediğim bir süredir yalnızdım. Aslında herkes vardı, aile, arkadaşlar, sevgililer, hayranlar, hatta evcil hayvanlar... ama bu benim yalnız olduğum gerçeğini değiştirmiyordu. Bu düzene de alışmıştım. Yalnızlığımı biliyor, umursamıyordum. Çok zor olmuştu lakin kabullenmiştim. Sonra bir gece onu gördüm. Elif'i. Kabullendiğim yalnızlığımın içinde, onun da en nihayetinde diğer herkes gibi olacağına emindim, hele de kuzenimin sekiz yıllık kız arkadaşıyken aksi olması mümkün değildi. Yoksa mümkün müydü? Her zaman komşunun örnek gösterilen mükemmel oğlu olmayı başarmış olan ben, başkalarının hayat hikayelerinde iyi bir kahramanken, kendi hikayemin kötü kahramanı mıydım?
3E: AŞK-I DÖNENCE by NurdanKeles
3E: AŞK-I DÖNENCE
NurdanKeles
  • Reads 3,479,925
  • Votes 135,968
  • Parts 82
"Bu Nurdan Keleş ve Sezgi Salman'ın ortak hikayesidir." Hayat tarzları farklı bu üç seksi kardeşin dünyasına girmeye hazır mısın? Kalbinde derin bir yara taşıyan Erdem, bunu kimseye yansıtmaksızın, tüm ciddiyetiyle diğer iki kardeşinden çok farklıdır. Ve yarasını saracak kadından da bihaberdir. Hayatı ciddiye almadan yaşamayı seven Emre'yse, eğlenceli mizacını kadınlar üzerinde kullanıp onları kölesi yapmakta, diğer iki kardeşinden kesinlikle farklıdır. Ne var ki yakın zamanda tek bir kadının kölesi olacağından habersizdir. Yer altı dövüşlerinin kralı olmak için kimsenin gözünün yaşına bakmayan Efe ise, hayatında kızlara yer vermemeye yemin etmiş gibi sadece asiliğiyle yaşamanı sürdürürken, diğer iki kardeşinden fazlaca farklıdır. Ancak onun da, asiliğini yerle bir edecek kızdan henüz haberi yoktur. Onlar birbirinden farklı yakışıklı üç erkek kardeş! Fazla ciddi, fazla eğlenceli ve kesinlikle fazla asiler. Kadınların kalplerini tek bir bakışlarıyla fethetmeye her daim muktedirler.
AŞK MEŞK VE SAÇMALIKLARI ( #1) by NurdanKeles
AŞK MEŞK VE SAÇMALIKLARI ( #1)
NurdanKeles
  • Reads 455,619
  • Votes 23,516
  • Parts 36
Aşkla başlayan güzel bir ilişki, meşkle son bulan evlilikleri... Saçmalıklarla dolu bu hikâye için hazır mısınız? Evlilik aşkla mı yürür yoksa alışkanlıklarla mı? Onunla sonsuza dek nefessiz kalabileceğimiz o anlardan sonra artık nefes alamadığımız durumlar nelerdi? Evlilik hakkında birçok söz yazılıp çizilmiştir. Hiç şüphesiz evliliğin bir dış dünyası olduğu gibi bir de iç dünyası vardır. Dış dünyasında her şey tozpembe masalları andıracak bir başyapıt iken; iç dünyasında her şey kül rengi masalları aratmayacak bir şâheserdir. Bu masalın hem iş kadını hem de ev kadını Gül Oyaları vardı. Bir de yüzde yüz katkısız gerçek odunlarla inşa edilmiş, hem özgürlüğüne düşkün hem de karısını severken deli eden Mertleri vardı. Aşk vardır, meşk ise bir gerçektir, saçmalık hayatımızın merkezidir. Peki, hepsi siz fark etmeden elinizden uçmaya başlarsa, tam olarak ne yapardınız? Çok gülecek ve çok seveceksiniz. Çünkü bu hikâyedeki Gül Oya ve Mert sizsiniz.