littleyes's Reading List
3 stories
Bir Hicran Bir Vuslat by littleyes
Bir Hicran Bir Vuslat
littleyes
  • Reads 1,182
  • Votes 84
  • Parts 5
Gülnihal. Her şeye sahip bir kadın. Çok sevdiği bir babası, delicesine sevdiği bir sevgilisi, güvenilir bir dosta sahip ve istediği mesleği icra ediyor. Misak. Annesi ile beraber yaşadığı ve sürekli çalıştığı bir hayatı var. Huzurlu. İki hayatta fazla acısızdı ve fazla normal. Hiçbir hayat acıyla yoğrulmadan tamamlanamazdı. Misak için acı erken başlasa da yeterli gelmemişti hayata. Gülnihal de erken tatmıştı acıyı ne var ki kısa sürmüştü. Acı çekmek için kuradan çıkan iki isimdi onlar. Hayat ikisini seçmişti.
SAHTE KALP by littleyes
SAHTE KALP
littleyes
  • Reads 7,482
  • Votes 445
  • Parts 19
Masadaki kurabiyelerden ceplerine sığdırabildiği kadarını aldı. Şişkin cepleriyle bahçenin kenarından annesine görünmemeye çalışarak yürümeye başladı. Arada etrafını kolaçan ederek ilerliyordu. Nihayet kuytu köşe bir yer bulduğunda derin bir nefes verdi. Bulduğu büyük ağacın gövdesine sırtını yasladı. Bacaklarını uzatarak oturuyordu. Beyaz elbisesinin uzun eteğini düzelterek, cebinden çıkardığı kurabiyeleri üzerine koydu. Tombul parmaklarıyla küçük ellerine sığdırdığı meyveli kurabiyeyi yemeye başladı. Minik dudaklarının izin verdiği kadarıyla ağzına sığdırabileceği büyüklükte kocaman bir ısırık aldı kurabiyeden. Kurabiyeyi her çiğneyişinde dışarı püskürttüğü kırıntılar yanağının kenarlarında yer edinmişti. Pembe yanakları, çenesinin biraz altında biten koyu sarı saçları, beyaz elbisesi, pembe ayakkabıları ve kucağındaki meyveli kurabiyelerle çevresinde gelişen olaylardan habersiz mutlu bir şekilde kurabiyesini bitirmekle meşguldü. Altı yaşında küçük bir kızdı sadece Eliya. Küçük gri takım elbisesi zayıf bedeninin üzerinde emanet gibi duruyordu. Kalabalıktan sıkılmış halde yürüyordu büyük bahçede. Solgun yüzü ve yarı aralık gözleriyle ileriye doğru bakıyordu. Esen soğuk esinti ile ellerini ceplerine soktu. İleride gördüğü büyük ağacın yanına doğru gitti. Oturup sırtını yasladı ağaca. Başını da ağaca yaslayıp, gözlerini kapattı. Hayat onu sınamaya erken başlamıştı, çok erken... Sadece on yaşında kahverengi saçları ve gözleriyle sıradan bir erkek çocuğuydu Yağın, hastalığı dışında.
FREZYA (raflarda) / BESTE ÖN OKUMA by lemariz
FREZYA (raflarda) / BESTE ÖN OKUMA
lemariz
  • Reads 2,314,927
  • Votes 37,463
  • Parts 26
"Bir varmış bir yokmuş, diye başlardı ya masallar; işte benimki de, olsa olsa hep yokmuş hiç varmıştı. Neyin hayaliydi kurduğum? Neyin cesareti, cüreti? Hiç yokmuş bir hayatın, hüzünlü umut kırıntısıydım ben, onu da kuşlar gagalamıştı..." ... İsmini siz seçin; isterseniz Cansu, isterseniz Hacer... Yaşamda, özensizce açmış bir çiçekti o. İstismarı yaşayan ve şiddete şahitlik eden, bir kimsesizdi. Geçmişinin izlerini, ruhunun en derinlerinde saklayarak hayata tutunurken; direndiği gerçeklerle hiç ummadığı bir yerde, hiç ummadığı bir anda, yüzleşecekti. Geçmiş hesaplarını kapatılırken; kimse yaralarının kanatılıp, sarmalanmasına hazır olup olmadığını sormamıştı. Timur, mahkûm olduğu önyargılarla hayatına girdiğinde, aşkın mucize iksirini tadacağını hayal dahi etmemişti. Timur; hayatın olgunlaştırdığı ve sorumluluklarla katılaştırdığı, kalabalığın içindeki yalnızlıktı. Sistemin doğurduğu ne suçlu, ne de suçsuz bir sistemsizlikti. Hayatını, doğruları için feda edilebilecekler ve edilemeyeceklerin ayrımını yaparak geçirirken; vereceği en yanlış hüküm, onun en doğru kararı olmuştu. O, özensiz bir çiçeğin, özenle açılmış yaralarını sarıp sarmaladığında; kendi üşüyen ruhunu ısıtacağını, asla hesap etmemişti. Kesişen yollar, önyargılar ve tehlikeli planlar arasında doğan, kalbimizdeki en masum aşk; FREZYA. Nefes alıyorsak, bir çıkış muhakkak vardır... ... 'FREZYA' sizi ağlatırken aşkla sarmalayacak sımsıcak bir sokak hikayesi... ... Dip not: okuduğunu anlayamayanlar ve başlıkları okumayı es geçenler için bu sadece bir ön okumadır!