🫀
9 stories
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 35,640,124
  • WpVote
    Votes 1,595,198
  • WpPart
    Parts 58
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,078,286
  • WpVote
    Votes 2,068,086
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
ANDROFOBİ by AysenurrYolatt
AysenurrYolatt
  • WpView
    Reads 60,898
  • WpVote
    Votes 4,311
  • WpPart
    Parts 20
Beria Işık, çocukluğundan beri babasından gördüğü şiddet ve kısıtlamalardan ötürü psikolojik sorunlar yaşayan, sevgi ve şefkat dolu bir anaokulu öğretmenidir. Yaşadığı psikolojik sorunları dile getirmeye utanan genç öğretmen, psikoloğa gitmek istese de bunun ortaya çıkması durumunda mesleğinden uzaklaştırılacağını düşünüp psikoloğa gitmekten korkar. Tedavi olmak yerine, yaşadığı tüm sorunlarla birlikte kendine küçük, sessiz ve hüzün dolu bir hayat kurmayı tercih eder. Beria'nın kurduğu bu hayatı, onun bütün korkularından oluşan, soğuk ve ters bir kişi tarafından yerle bir olur. O kişi; Azrail Kaner. İsmi gibi bir adam. Ve bu adamın kararmış kalbinde kurtarılmayı bekleyen kimsesiz bir çocuk. Onları bir araya getiren kötü olaylar, birbirlerinin yaralarına dokunup sızlatmaya neden olurken oluşan tutkulu aşkın en büyük engeli; Androfobi'dir.
DÜNYA'LI by S-Mare
S-Mare
  • WpView
    Reads 342,663
  • WpVote
    Votes 40,712
  • WpPart
    Parts 25
*TAMAMLANDI* *Her ne kadar bağımsız olsa da hikayeyi daha iyi anlamak için önce UZAYLI adlı hikayemi okuyun.* Halam, aynı zamanda bir nevi teyzem, ben ona kısaca Hatey derim, bana hep bir masal anlatırdı. Bir gün yıldız kayarken bir dilek dilemiş. Sonra da biri kapısına eniştemi bırakıp kaçmış. Küçükken derdim ki: "Ne saçma masal bu be!" Ama büyüdüğümde bunun bir masal olmadığını anladım. Ben ki Ela Tekin... Soyadıma bakmayın, hiç de tekin biri değilimdir. Hal böyleyken benden bir şey kaçar mı? Kaçmaz dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız, kaçmadı. Madem bu işler böyle yürüyor diyen ben bir gün bir dilek dilemez miyim? Diledim elbette. Aman babam duymasın da... Gerçi gerçekleşmedi. Son model bir araba dilemiştim, daha bir ehliyetim bile yokken de. Ne bileyim, benim de şansıma bir uzaylı çıkıvereceğini? Aslına bakarsanız, o mu benim şansıma çıktı, yoksa ben mi onun, henüz belli değil ama bana soracak olursanız da, ben onun şansına çıktım. Neticede ben ki yedi düvene nam salmış Elapatra hazretleri... O ise bilmem hangi garip gezegenin tırt kralı... Sadede gelirsek... Ben dünyalıydım. O ise artık Dünya'lı. Hep uzaylılar mı dünyayı ele geçirmeye çalışacak, şimdi dünyalıların sırası. Elapatra, tırt uzaylı krala karşı... Bahisleri yan masadaki, yarı uzaylı kuzenime yatırabilirsiniz?
BRONZ SERİSİ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 12,856,920
  • WpVote
    Votes 852,587
  • WpPart
    Parts 87
Kitap oldu. Dört kitabı basıldı. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,135,115
  • WpVote
    Votes 721,205
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,387,819
  • WpVote
    Votes 541,860
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
Gölgenin Güneşi (Basıldı) by soylumery
soylumery
  • WpView
    Reads 5,469,912
  • WpVote
    Votes 23,761
  • WpPart
    Parts 4
Kitap olduğu için ilk üç bölüm hariç diğer bölümler yayımdan kaldırılmıştır. Bir güneşe hayrandım bir de onu gölgede bırakan ay yıldızlı bayrağa. Ya sarı saçlarım toprak kokacaktı ya da mavi gözlerim kana bulanacaktı. Bordo prensesin vatan aşkıydı benimkisi. Omzumdaki her bir yıldız gökyüzünden düşerek kalbime yuva yapmıştı. "Sandım ki gidersen yaralanmazsın. Sandım ki gidersen bağlanmam. Dedim ki giderse acımaz. Gitseydin ya Bahar. Başka bir herifin elini tutmasından daha az acırdı canım." PALA & GÜNEŞ "Ölüm bize masal gelir." (Bu kitaptaki her şey hayal ürünüdür.) #1 güneş 27.04.2021 #1 askerikurgu 28.06.2021 #1 pala 28.06.2021 #1 bordobere 01.08.2021 #1 kadınasker 01.08.2021 #1 özelkuvvetler 04.09.2021 #1 romantik 05.10.2021 #1 gölge 04.03.2022 26.10.2020
YAN SİMA by ekalinea
ekalinea
  • WpView
    Reads 16,374
  • WpVote
    Votes 1,577
  • WpPart
    Parts 19
"Bak Sima." Diye fısıldadım usulca. "Kalbin buz tutsa da yanıyorsun işte." *** Sima hayatından vazgeçtiği noktaya geldiğinde yaslanacak kimsesi kalmamıştı. Kalbinden geçen hisleri, kimsenin duymadığı sesi ve geceleri okuduğu hikayelerinden başka ona ait hiçbir şeyi yoktu. Umuda tutunmak isteyen ellerini yakmışlardı. "Ölmek istiyorum." Diye yakarmıştı göğe doğru elini uzatıp ağlarken. Ve sonrasında büyük bir ışık kaplamıştı her yeri. Gözlerini açtığında severek okuduğu romanlardan birinin içindeydi. İnsanların büyü kullandığı, kendi gününden çok daha öncesinde geçen ve çok ağladığı romanlardan biri ancak ne baş karakterin ne de herhangi bir yan karakterin bedenindeydi. En sonunda yaptıklarının cezası olarak zindana atılan, ardından kefaret için kurban edilen kötü kadının bedenine girmişti. Kehaneti bozan, kahramanı tehlikeye atan, sevilmeyen ve sevilmeyecek olan... Meyza Isabel Windfield. Geride bıraktığı talihsiz hayata dönmektense Meyza olarak kaderi değiştirmeyi yeğlediğinde kitapta kötü sonla karşılaşan diğer adamla, adı anılmayan lanetli Prens'le tanıştı. Onun topraklarında, onun krallığında. Kitapla alakalı bildiği her şeyi unutmak zorunda kalacağından habersizce Darien'in çekimine kapılırken öğreneceği bazı şeyler vardı. Kehanetler yanlış yorumlanırsa felaket getirebilir, doğruları ise bizzat kıyametin kendisi olabilirdi. Yazılan karakterlerin kaderini değiştirilebilirdi ancak hiçbir şey bedelsiz kalmazdı. Bir bedel ödemekten kaçıp geldiği dünyada, gözlerini kapatıp tehlikeye atlayacak bir kadına dönüşmek pek çok alameti peşinden sürükleyebilirdi ve Darien'in peşinden lanetli topraklara geldikten sonra unutması asla mümkün olmayacaktı; Bazen soğuk da insanı yakardı.