Devam edenler
11 cerita
Savaşçı Sultan oleh tarihseverbirii
Savaşçı Sultan
tarihseverbirii
  • Membaca 14,081
  • Suara 812
  • Bagian 26
Ben Gökçe. Cihan Padişahı Sultan Tuğrul Han'ın ve Haseki Begüm Sultan'ın kızı. Ülkesi ve sevdikleri için mücadele etmekten vazgeçmeyen, kitapların içinde yaşayan, babasıyla, abileriyle ve kardeşleriyle beraber düşmanlarla savaşıp nice zaferler kazanma hayalleri kuran sultan. Beni çoğu kişi ciddiye almadı, oğlanların yaptıklarına heves eden küçük bir çocuk gibi görüldüm lakin ben içimdeki gücün, azmin ve inancın her zaman farkında oldum. Kendimi kanıtlamaktan, bu uğurda mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmedim, vazgeçmem de. Şimdi yeni bir savaşım daha var. Ailemi, sevdiklerimi ve ülkemi saray entrikalarına kurban etmemek...
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI oleh sulisindunyasi
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI
sulisindunyasi
  • Membaca 2,402,867
  • Suara 216,639
  • Bagian 42
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.
Kral'ın Karısı  oleh tgceymn
Kral'ın Karısı
tgceymn
  • Membaca 294,884
  • Suara 26,605
  • Bagian 30
Bir metres hayatta kalmak için ne yapmalıdır? Nazlı Arslan gözlerini açtığında öldüğünü biliyordu. Cehenneme düştüğünden emindi. Zindanda, elleri kelepçeli olarak uyandığında artık kendi zamanında olmadığını biliyordu. Bir şekilde öldükten sonra okuduğu kitabın ölen yan karakterinin bedenindeydi. Şimdi yakaladığı ikinci şansı kaybetmemek için onu görmezden gelen kraldan ve onu öldürmek için fırsat kollayan ana karakterden uzaklaşmalıydı. Tabi bu beklediği kadar olmayacaktı. Veliaht Prens Jason sonunda ülkesini savaştan başarıyla çıkarıp kral tacını taktığında yapması gereken acil bir görevi vardı. Yanında duracak bir kraliçe bulmalıydı. Aşka dair bir umudu yoktu. En yakın arkadaşının karısına duyduğu derin hayranlık dışında hiçbir kadından etkilenmemişti. Ülkesindeki herkes çocukluk arkadaş Prenses Jenina'ya hayranken onunla evlenmekle ilgili şüpheleri vardı. Yine de en mantıklı karar gibi görünüyordu. Ta ki yenilen krallığın gönderdiği prenses saraylılar tarafından metres ilan edilene kadar. Şimdi çocukluk arkadaşını kraliçe yapmalı ve istemediği bir kadını sorun çıkarmaması için göz altında tutmalıydı. Bir gün her şeyin değişmesiyle duygular karışacak, ülke yeniden karmaşaya sürüklenirken Kral Jason desteği hiç ummadığı bir yerde bulacaktı.
İki Yangın Arasında oleh Damloyevski
İki Yangın Arasında
Damloyevski
  • Membaca 226,942
  • Suara 13,887
  • Bagian 52
Bir ritüele kurban edilmişti hayatım, Osmanlı'nın kaderini değiştirmek uğruna 1450'li yıllara itilmiş ve bilmediğim bir çağda yaşamaya mahkûm edilmiştim. İşler, hiçbir zaman umduğum gibi yürümedi demeyeceğim, tek umduğum şey ölümdü, fakat Mehmet'in aşkı beni yaşattı; Hem de tüm insanlığın üzerinde bir konuma yükseltecek bir aşkla. -- Bunun ne olduğunu bilmiyorum, fakat sen düşündüğün gibi bir kuş ya da uğruna hazinemi vereceğim bir resim değilsin, tüm bunlardan çok daha fazlasısın. Çok daha fazlası."
BİR KÜÇÜK SIR oleh pembikhayallerr
BİR KÜÇÜK SIR
pembikhayallerr
  • Membaca 2,712,991
  • Suara 163,505
  • Bagian 31
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün sokaklarını çıkmaz sokağa çevirecekti. Bu zamana kadar her işini kendi halleden bir kız şimdi nasıl alışırdı etrafındaki kalabalığa? Bazı sırlar, hiç ortaya çıkmayacak sanılırdı.. Fakat hiç bir sır sonsuza kadar saklı kalmazdı.
Leyla ile Karabağırlı oleh alraganinsahibesi
Leyla ile Karabağırlı
alraganinsahibesi
  • Membaca 843,741
  • Suara 61,649
  • Bagian 45
Seha Bey bir ayağını öne atıp ona dengesini vererek şöyle bir durdu. Leyla'yı kısacık üstün körü süzdü. Rahatsız eden bir bakış değildi ama olmasa da olurdu yani. Leyla neler oluyor diye düşünüyordu. "Küçüksün." dedi adam, burnunu çekti. "Gözüm de tutmadı pek seni. Biraz büyü. Bakalım hale yola gelecek misin..." Leyla'nın gülümsemesi soldukça soluyordu. Gözü tutmamıştı madem gelin odasına ne diye sokmuştu bu herif onu? Hale yola gelmek ne demekti? Ah bir eski Leyla olabilseydi ona hali de yolu da gösterirdi ama kaç gündür yaşadıkları onu bitap düşürdüğünden karşılık vermek için laf gelmiyordu aklına. "Eğer aynı yastığa baş koyasım gelirse, haberin olur. Sana söylerim." dedi adam. Leyla'nın gülüşü tamamen düştü bu sefer. Ne ince düşünceli adam! Ya habersiz gelse ne olurdu?! "Ama ben bunu yapmazsam eğer, sen aşkımdan ölsen bile bana gelmeyeceksin." ••• -Yaş farkı içerir- ~hikâyemiz 1989 yılında başlamaktadır~
GÜNEŞİN SON IŞIKLARI (ASKIDA) oleh mepria
GÜNEŞİN SON IŞIKLARI (ASKIDA)
mepria
  • Membaca 741,740
  • Suara 40,797
  • Bagian 20
Bakıyordu adam. Kara saçlarına, yeşil gözlerine, beyaz tenine, güldüğü için yanağında oluşan o ömürlük çukura... İçi yana yana bakıyordu. Hasreti ile kanayan yüreğiyle bakıyordu. Ne güzel demişti mevlana; Gönül yorulunca ter, gözden akar... Gönlünün teriyle, gözünden akan yaş ile bakıyordu. Yağan yağmur ile karışmıştı artık gözyaşları. Ama gönlü öyle bir sevda ateşi ile yanıyordu ki, o an istedi bir tek onun üzerine yağsın bu yağmur, yağsın ki söndürsün içindeki ateşi. Ama o an irkilerek kendine geldi ve 'hayır' anlamında salladı başını. Onun sevdasının ateşiydi bu. Varsın yaksın, kül etsin ama gitmesin kendinden. Çünkü ona dair sahip olduğu tek şeydi içindeki bu yürek yakan sevdası. Yıllardır hasretiyle kavrulduğu sevdası. Yara olan ama yâr olamayan sevdası... Kaderin üstünde bir kader vardı, Ve her şey olacağına varırdı... 🫀 *** Bir umut beklemekti onu Bir umut kavuşmaktı ona... *** Kapak için @askerhan1m 'e teşekkürler. ✨️
DOKUNMAK YOK (+18)  oleh Maviezzra
DOKUNMAK YOK (+18)
Maviezzra
  • Membaca 344,930
  • Suara 13,255
  • Bagian 27
''O kadın madem sevgilin değil bana neden dokunmuyorsun? Beni öpmek, benimle sevişmek neden seni tiksindiriyor?'' Artık içimde sakladığım duyguların açığa çıkma zamanı gelmişti. Ağlayarak söylediğim bu kelimeler üç yılın isyanıydı. Mahirin benden sakladıkları ve benim ondan her geçen gün uzaklaşmamla, bizim evliliğimiz çok uzun süre önce çatırdamıştı. Onları kulaklarımla kaç kere konuşurken duymuştum. Sevgilisini daha fazla inkâr edemediği için cevap vermiyordu işte. ********** Banyodan çıktığım gibi bornozla cam duvarın önüne yere oturmuştum. Bacaklarımı kırarak uzatmış kafamı dizlerime yaslamıştım. Yağmurun cama vurmasını izliyordum. ''saçlarını kurut hasta olacaksın'' Mahirin sesine dönmemiştim çünkü kendimi kıpırdatamayacak kadar yorgun hissediyordum. ''Sen bu evin yolunu bilir miydin ya?'' ağzımda kelimeleri zor çevirmiştim. ''İÇTİN Mİ SEN?'' alt tarafı birkaç şişe içkisini kaçırmıştım. Fazla gürültülü bir adamdı ya da hayır hiçbir şey anlatmayan bir adamdı. Yerden kucaklanıp kaldırılmamla merdivenlere doğru yürümeye başlamıştık. Yüzüme yapışan ıslak saçlarımı elimle geriye atarak onun yüzüne baktım. ''Ne o? benle sevişecek misin?'' ''Sen öyle istiyorsan... Evet'' (+18)
SADEM oleh zeynepnagehan_27
SADEM
zeynepnagehan_27
  • Membaca 158,828
  • Suara 6,659
  • Bagian 20
Banyo tezgahında duran testten gözümü ayıramıyordum. İdrak edemiyordum. Bu testi yapmış olmayı bile kendime yediremezken testteki çift çizgi bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı. Titreyen ellerimi ağzıma götürmemin sebebi hıçkırıklarımı Beril duymasın diyeydi. Bir elim karnıma giderken ayaklarım artık beni taşımayı reddedip iflas etmek niyetindeydi. Ayaklarımın bu isteğine uydum. Bıraktım kendimi yere. Sarı saçlarım yüzümün iki yanını kapatırken gözlerimi sıkı sıkı yumdum. Bir aydır beni terk etmeyen yeşil gözler tekrar tekrar zihnimde belirirken dudaklarımı ısırmaktan kanatmıştım bile. Beril'in kapıyı tıklatıp ismimi söylemesi ile boğazımı temizleyip "Geliyorum, içerde bekle beni lütfen." diye titrek sesimle seslendim. Zor bela ayaklanıp elimi yüzümü yıkadım ve bana felâketimi bağıran test çubuğunu alıp çıktım. Beril salonda telaşla gezinirken beni farketmesi ile adımların bana yöneltti. Kızarmış gözlerim ve burnumdan neler olduğunu anlamış gibi elleriyle ağzını kapattı. "Aman Allah'ım!" bu fısıltısı iplerimi koparan son adım olmuştu. Olduğum yere yığılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarken Beril iki adımda yanıma gelip kollarını sardı etrafıma. Elimden düşüp parkede cılız bir ses çıkaran test çubuğu ile bakışlarının oraya kaydığını hissedebiliyordum. "Ha-hamileyim Beril! Babasını tanımıyorum bile. Ne yapacağım ben Beril." feryadım Beril'i de ağlatırken o saçlarımı öpüp teselli sözcükleri fısıldamaktan başka bir şey yapamıyordu, tıpkı benim ağlamaktan başka bir şey yapamadığım gibi.
GANİMET oleh alness0
GANİMET
alness0
  • Membaca 45,068
  • Suara 2,301
  • Bagian 32
Şehri istila edilen Kahire Prensesi Latoya, Tanrı Kral'ın sadık komutanı Alber, Alber ganimeti el değmeden Kral'a götürebilecek mi? İnatçı ve güzel Latoya, Alber'in derinlerinde yatan arzularını uyandırıyordu. Alber Kralına sadık kalıp onu bırakabilecek miydi?