Eslemimsinnn adlı kullanıcının Okuma Listesi
13 stories
Satranç by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 61,962
  • WpVote
    Votes 2,004
  • WpPart
    Parts 7
Satranç, Zweig'ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir. Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç'ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya'da yaşamaktaydı. Satranç'ta da, olay yeri olarak New York'dan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öykünün aktörleridir.
Korku by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 31,863
  • WpVote
    Votes 1,853
  • WpPart
    Parts 10
Irene Wagner'in sevdiği bir kocası, iki çocuğu ve rahat bir hayatı vardır. Ancak kolay elde edilmiş bir hayatla mutlu bir şekilde baş etmek her zaman kolay değildir. Mutluluğu evinin dışında arayan Irene'nin başı, paragöz bir şantajcıyla derde girer. Piyanist Karl Brustmann'ın gerçek sevgilisi olduğunu iddia eden kadının istekleri bitmek bilmez. Kendini köşeye sıkışmış hisseden Irene, kocasına yaptığı hatayı itiraf etmek ister ama ne gururu ne de korkusu buna müsaade eder. Hatasının bedelini mi ödemeli, yoksa korkuyla yaşamaya devam mı etmelidir? Bu soruya bir türlü yanıt bulamayan Irene'yi yolun sonunda büyük bir sürpriz beklemektedir. Tasvir ustası Stefan Zweig'ın duygu betimlemeleri bu kitabı okumanızı değil, yaşamanızı sağlayacak. KÜNYE Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Çeviren: İlknur İgan Özgün Adı: Angst
Küçük Prens by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 192,329
  • WpVote
    Votes 14,023
  • WpPart
    Parts 28
"Hoşça git." dedi tilki. "Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez." Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: "Gerçeğin mayası gözle görülmez."
Suç ve Ceza by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 182,580
  • WpVote
    Votes 4,280
  • WpPart
    Parts 41
Yoksulluktan öğrenimine devam edemeyen üniversite öğrencisi Raskolnikov, toplumun yararı için kuralların ve kanunların yok sayılabileceği düşüncesiyle, toplum içinde bir parazit, bir "bit" olarak saydığı tefeci kadını öldürür. Toplumu bir parazitten kurtarmak adına böyle bir olaya cesaret ettiğine kendisini inandırmaya çalışsa da vicdanının rahatsız edici sesinden bir türlü kurtulamaz. Bu cinayet ve kahramanın yaşadığı vicdan azabı çevresinde "suç" ve "ceza" kavramlarının derinlemesine tartışıldığı bu romanda; Raskolnikov'un ikilemleri ve iç çatışmalarından yola çıkarak insanoğlunun toplumsal, ahlaki ve dini değerleri de sorgulanır. Aynı sorgulamayı kendi içerisinde de farkında olmadan yapmaya başlayan okur, Raskolnikov üzerinden yaşamını, düşüncelerini ve sahip olduğu değerleri irdelemeye başlar. Suç ve Ceza Dostoyevski'nin Sibirya'daki cezaevinden döndükten sonra yazdığı, olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. "Suç ve Ceza'yı okuduktan sonra ilk kez yeteneğim hakkında bir kuşku duydum. Ciddi olarak bu işten vazgeçme ihtimali ölçüp tarttım." -Albert Camus- Yazar: Dostoyevski Çevirmen: Mazlum BEYHAN Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları İlk baskı yılı: 2011
Don Kişot by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 12,618
  • WpVote
    Votes 497
  • WpPart
    Parts 24
Don Kişot'u bilirsiniz, hani şu ince-uzun, sakallı, şövalye romanları okuya okuya sonunda şövalye olmaya özenen roman karakteri. Dulcinea del Toboso'ya aşıktır, kendi gibi zayıf, çelimsiz Rocinante adlı bir atı vardır. Seyisi-yardımcısı-dostu Sanço Panza ile atışır sık sık. İşte yel değirmenlerine savaş açan bu aşık, yaşlı şövalye, Miguel de Cervantes Saavedra'nın yazdığı bu romanın başkahramanıdır. Özgün Adı: Don Quijote Yayınevi: Lacivert Yayıncılık, 2009 Çeviren: Ali Çankırılı
Vatan Yahut Silistre by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 9,844
  • WpVote
    Votes 373
  • WpPart
    Parts 4
Vatan yahut Silistre, Namık Kemal'in 1872'de kaleme aldığı dört perdelik tiyatro yapıtıdır. Namık Kemal'in ilk tiyatro yapıtı olan eser, Türk Edebiyatı'nda romantik tiyatronun ilk tipik örneklerindendir. Tanzimat döneminin en önemli isimlerinden birisi olan Namık Kemal, hemen hemen tüm eserlerinde "vatan", "hürriyet", "millet" kavramlarını esas almıştır.Batılı anlamda ilk tiyatro eserimiz olan Vatan Yahut Silistre, Namık Kemal'in de yazdığı ilk oyundur. Eser, Namık Kemal'in sağlığında Gedikpaşa Tiyatrosu'nda sahnelenmiş hatta gösterimin ardından çıkan bazı olaylar ve İbret gazetesinde yayımlanan bazı makaleler, Namık Kemal ve arkadaşlarının sürgüne gönderilmesine neden olmuştur. Bir tiyatro eseri olarak ayrıca ilgi görmüş, kısa zamanda başka dillere çevrilmiş ve pek çok tiyatro oyununun yazılmasına öncülük etmiştir. Rusların Silistre Kalesi'ni kuşatmasına karşı koymak üzere gönüllü olarak Silistre'ye gelen İslam Bey ve erkek kılığına girerek onun ardından giden Zekiye'nin hikâyesinin işlendiği Vatan Yahut Silistre'de asıl vurgulanmak istenen, "vatan uğruna yapılmayacak şey olmadığı"dır. Bordo Siyah Yayınları Hazırlayan: Kemal Bek
Karanlığın Aç Çocukları Serisi by lefazen
lefazen
  • WpView
    Reads 11,130,086
  • WpVote
    Votes 365,806
  • WpPart
    Parts 72
Uyarı: Bu kitap 18 yaşından büyük okuyucular için uygundur. Cinsellik ve çeşitli suç unsurlarını içerir. *** Onun kafasına sıkacaktım. Bitecekti her şey. Sonrasında kimsenin beni öldürmeyeceğini de söylemişti. Onu öldürmemek için hiçbir nedenim yoktu. Öyle sandım... Öyleymiş gibi yapmaya çalıştım. Sonra birden ona "Beni seviyor musun?" diye sordum. Dudaklarımdan kopan soru başta onu şaşırttı, dağılan şaşkınlığının akabinde sıkıntıyla iç çekti. "Zorlaştırma Tutku. Buna vereceğim cevap işini kolaylaştırmayacak." Silahı avucum içinde sıkarken taviz göstermedim. Tekrar sordum. "Reha, beni seviyor musun?" Birkaç saniye sessizce gözlerime baktı. Orada ne aradı ne buldu bilmiyorum. Ölümü kabullendiği gibi bu sorunun cevabını da kabullendi. "Evet." Ateş ettim. Evet der demez, namludan çıkan mermi onu buldu. Omzuna aldığı yarayla yalpalanarak geriledi. Bembeyaz kesilen parmak boğumlarım, siyah demirle tezattı. Bir zamanlar bende böyle şeylerle tezat düşecek bir kadındım. Susmadım, silahımı da indirmedim. Yine sordum. "Beni seviyor musun?" Aldığı derin nefesin ardından bağırdı. "Evet!" sesi gürleyen gök gibiydi, kulaklarımda yankılanırken beni korkutuyordu. Nefes nefese kanayan yarasına bakarken sakinleşebilmem imkansızdı. Bu defa silahın hedefini bilerek ıskalayıp yeniden ateş ettim çünkü ona ateş etseydim, ölümcül bir yara alacaktı. Amacım neydi? Silah zoruyla ona beni sevmediğini söylettirmek mi? Ne kadar dayanabileceğini ölçmek? Beni sevdiğinden mi öldüremiyordum onu? Hâlâ neyi bekliyordum kafasına bir kurşun sıkmak için? Reha'nın yüzündeki ifade sabrının taşmak üzere olduğunu sinyallerini veriyordu. "Eğer beni öldürmeyeceksen indir o silahı!" 🖤🗝️ Karanlığın Aç Çocukları Serisi; Akılbaz (1.kitap) ve Canbaz (2.kitap) olmak üzere iki kitaplık bir seri ve bütün bölümleri burada tamamlandı.
Ateşin Oğlu 2 - KÜL by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 25,585
  • WpVote
    Votes 385
  • WpPart
    Parts 1
Tüm renklerinle benim siyahıma karışır mısın? Aras Karahanlı, bir kalp taşıdığını Eylül'ün hayatına girmesiyle hatırlamıştı. Ona bu soruyu sorarken ne intikam ne düşmanları ne de içinde bulunduğu hayat umurundaydı. Bildiği tek şey, tüm ömrünü Eylül'le beraber geçirmek istediği ve onu diğer her şeyden koruyacağıydı. Yüreği henüz yeni tomurcuklanmış bir gül kadar küçük ve naif olan Eylül'se, çoktan kaptırmıştı kendini Aras'ın karanlık dünyasına. Tek istediği, her koşulda, şartlar ne olursa olsun Aras'la beraber olmaktı. Fakat hayat, kusursuz değildi. Ödenmesi gereken bedeller, alınması gereken bir intikam ve baş edilmesi gereken azılı düşmanlar vardı. Sevgi tüm zorlukların üstesinden gelebilir miydi? Peki, renkler siyahı değiştirebilir miydi? Yoksa siyah, tüm renkleri kendine mi hapsederdi?
Sen Bensen Ben Kimim? by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 24,880
  • WpVote
    Votes 1,612
  • WpPart
    Parts 2
Tamam... Kapatın şimdi gerçek dünyaya açılan pencerelerinizi... Kapatın... Evet... Evet, onu da... Tamam mı, kapattınız mı? Çabuk olun... Çünkü şuan peri masallarını aratmayacak bir hikayeye başlıyorsunuz... Elvin ve Eliz... Birbirini tanımayan ama birbirine tıpa tıp benzeyen iki insan... Birisi kendi halinde üniversite öğrencisi, diğeri neredeyse bir dünya yıldızı. Ruhen birbirine tamamen zıt bu iki insan; birgün karşılaşırsa neler olur dersiniz? Asıl, bu iki genç kız yer değiştirmeye kalkarsa neler olur? Dikkat edin çünkü sürprizlerle dolu bir hikayeyi okumaya başlıyorsunuz!
Ateşin Oğlu 3 - LAV by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 2,267,733
  • WpVote
    Votes 134,843
  • WpPart
    Parts 52
Ateşin Oğlu Hikayesinin devam kitabıdır. Hikayeyi ve karakterleri anlayabilmek için, önce, onu okumanız gerekmektedir. Tanıtım: Her ateş bir gün söner; külleri yeniden doğacağı günü bekler. Eylül Avcı karanlık bir gecede Aras Karahanlı'yla karşılaştığında hayatının ortasına bir bombanın düştüğünü hissetmişti. Ancak o bomba patladığı zaman duyulacak tek şeyin birbirleri için atan kalplerinin sesi olacağını düşünememişti. Lakin yaşadıkları dünyanın karanlığında bu sesi bastırmaya çalışan kötülükler gizliydi; silah, kan, kirli eller, içinden vicdanın sökülüp çıkarıldığı yürekler... Ateş sönüp küle evrildi, sönmüş bir yangının emaresi olan küller ise kızgın bir lavın iziydi. Peki bu Lav, kanla karışık yağmurlara, güç fırtınalara rağmen coşup yükselebilecek miydi?