⚓Venteux⚓
6 stories
HİSS-İ İNTİKAM by aakdgnesra
aakdgnesra
  • WpView
    Reads 438,223
  • WpVote
    Votes 26,940
  • WpPart
    Parts 52
Öfkesine, hırsına, geçmişine kapılmış bir adam, "BARLAS KARAHAN " Geçmişinden habersiz, hırslı yeşil gözlere düşmüş genç bir kız, "HÜMEYRA ATABEY" Ilık bir esinti, intikamla yanan kalbe sarıldı. ... Bakışları altında bedenime değen elleri, benliğimi karışıyor. Her defasında ateşe değdiriyordu. Yeşil gözlerini perdeleyen esrarengizlik altında yatan intikam bedenimi, titretmişti. Çığlık çığlığa bağırarak beni itelediği geçmişin izlerini acıyla izliyordum. Rutubetlenmiş, paslı bir kimlikti. Tutsaktım! Niçin, tutsak olduğumu dahi bilmeden bana nefret ile bakan, adamın elleri arasında esir edilmiştim. "Sen kimsin" güçlükle can bulan kelimeler, savsak bir edayla titrekçe dökülmüştü.Bedenime değen elleri, sert baskısını hissettirirken yerleşen sızı acı bir inlemeyle firar etmişti. Kolumdaki baskı arttı. Kemiklerimin birbirine dokunduğunu hissettiren acı yer almıştı. Dokunduğu her yer yanıyordu. Günahın azametiyle ıstırap çeke çeke ateş alıyordum. "Ben" dedi. Kısılan gözleri gizemine kimlik kazandırdı. Bütün acılarını intikama sürükleyecek bakış sunmuştu. "Babanın günahıyım.." Geçmişin sürüklediği gerçek, acı, entrika, aksiyon dolu bir hikaye "HİSS-İ İNTİKAM"
MIH by _Mehsa_
_Mehsa_
  • WpView
    Reads 9,069,322
  • WpVote
    Votes 378,842
  • WpPart
    Parts 68
İntikamın kıyafetini hiç merak ettiniz mi? Peki ya bedenini? İntikam,nefretle kararmış lacivert gözlerdi. İntikam,bir kafesin ardına gizlenmiş saldırmayı bekleyen bir bedendi. İntikam, ruhunu kasıp kavuran ateşten, uçsuz bucaksız bir buz kütlesiydi. İntikam, karanlığa ait dünyada Siraç Vuslat demekti. Yer altı dünyasının Azrail'i olarak adlandırılmış bir genç adam . Bir kulübe,bir masumun intikamı. Bir kurul, suçsuz insanların günahkar kuklacıları. Ve karanlığın intikamına boyanmış kör kuyularına düşen, küçük narin bir ışık; Elif! O bir anahtar. Kalbine hiç nefret uğramamış bir umut. İntikamın ilk aydınlığı; Günışığı! Onun bir görevi var. Seveceği adamın tek hedefi olan intikam onu yok etmeden, kalbini açtığı bu adamın cehennemden uzaklaşmasını sağlamak. Cehennem, bir ışık için kör karanlığı affedecek miydi? Yoksa bir türlü Azrail'i azad etmeyen intikam, onu anahtarsız kapılar ardında saklamaya devam mı edecekti? Oysa Allah'ın ol demesiyle bütün kapılar açılırdı! İntikamın ölümü, Günışığının baharını getirecekti...
MAHŞERE KALDI  by aakdgnesra
aakdgnesra
  • WpView
    Reads 21,610
  • WpVote
    Votes 1,718
  • WpPart
    Parts 12
"Öğretmen Hanım beni şaşırtıyorsunuz" alaylı sözlerine boşça baktım "Önce beylik tabancası şimdi çakı" dediğinde sessizliğimi sürdürmüştüm. Ensemde bağladığım şalın bir ucunu sağ omzumdan öne getirip bağladığım uç kısmından kumaşa kesik attığımda bana dikkatlice baktığını gördüm. Ben ise bakmamakta ısrarcı az önceki yaşananların üzerime sindirdiği korkusuyla şalımı uğraşlar sonucu kesip çakıyı çantama bıraktım. "Korkulacak bir durum yok" sözlerini işittim lakin duymuyordum da. O an öyle bir duygunun girdabındaydım ki emin olduğum duygulardan bile emin değildim. Elimdeki yamuk yamuk kesilmiş kumaş parçasını koluna sarmak için uzatmasını işaret ettiğimde az önceki alaylı tebessüm yüzünden silinmişti. Kolunu uzattığında diz kapağının birkaç santim yukarısında kumaşı bağlarken telaşıma karşı "Korkmayın ölmeyeceğim" sözleri kalbime keskin bir ok sapladı. Atacağım düğüm yarıda kalmış gözlerim sözlerindeki etili kalmıştı. Birkaç saniye haram olduğunu bile bile tepkisiz kırık bir kalple bakmıştım. O kısacık sürede içim içimi yemişti. "Şaka..." alayla kıvrılan dudakları bakışlarımı kaçırırken ikinci düğümü attığım da "Hem daha içilecek çay sözüm var" demişti. Geriye attığım bir adımla aramızda oluşan mesafeyi aşmıştım. "Doğru..." diye titrek bir nefesle kelimeler dökülmüştü. "Çay sözünüz var, üsteğmen" demiştim. Buruk bir tebessüm dudaklarımda yer etti. İnsan geleceğinde neler olacağını bilemezken gözlerime dokunan gözlerde ben, bir gelecek görmüştüm. Küçük bir kız çocuğu, esmer yağız bir oğlan çocuğun geleceğini gördüm. Bize ait yarını, üzüm karası gözlerinde bir dünya. Ben gözlerinde yarınımızı görmüştüm... . . . 🌿
KOD 571 by Batingam
Batingam
  • WpView
    Reads 39,588
  • WpVote
    Votes 3,417
  • WpPart
    Parts 27
Sessiz bir gecenin karanlığında silah kayışını sağ omzuna takmış dolunaya dalıp gitmişsindir. Önünü aydınlatanda o'dur, korkunu bastıran da. Ya o dolunay kara bir bulutun arkasına girerse ? Her çekirge sesini mermi vızıltısının; her ateş böceği parıltısını susturucu takılmış bir namlu kıvılcımı'nın yerine koyarsın. Kafanı dağıtmak için sevdiklerini ve onlarla geçirip geçmişte kalan eğlenceli günlerini düşünürsün. Lakin bu da bir yere kadardır. O korku bastırılmaz. Belki o an kucağına bir aylık bir bebek verseler bir ordunun veremediği cesareti verir o yalnızlığına. Yalvarırsın için için, isyan edersin tuttuğun nöbete; " Bit lan artık bit !!! " Nöbetinin bitmesine sekiz dakika kala ensende ılık bir nefes hissedersin. O hissetmeni istediği için hissedersin. Dönüp bakmak gelir içinden ama buna ne tutulan başın izin verir, ne de kasılan baldırların. Eğer Türk askeriysen o nefes sana can olmaya gelmiştir. Yok değilsen; KARA MUHAFIZLAR'ın kara listesine çoktan girmişsindir. Ne arkanı dön; ne de o yüzü gör ! Bekle !!! Soğuk metalin boğazına yaydığı o sıcaklığı sadece bekle ! Bu hikaye 1998 yılında, 10 yaşında kaçırılıp ölüm makinasına dönüştürülen sekiz tane ana kuzusunun hikayesi. Not: Gerçek kahramanların, gerçekten yaşanmışlıkları ile harmanlanmış bir genel kurgudur. İçerisindeki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür !!!
KARA MUHAFIZLAR  by Batingam
Batingam
  • WpView
    Reads 85,774
  • WpVote
    Votes 9,056
  • WpPart
    Parts 52
M.S 680 yılında 'Börü Budun' ismi ile doğdular. Kutluk Kağan tarafından kurulan, Devlet'in zor günlerine destek çıkan, Devlet yıkıp Devlet kuran Aksakallılar'ın önderliğinde, Türk-İslam toprakları ve milleti uğruna ailesinden koparılıp ölüm makinasına dönüştürülen çocuklardır KARA MUHAFIZLAR! Adım Soyadım Rahman ALGANOĞLU! 12 yaşındayım. İki yıl önce, aynı beşikte sallanarak büyüdüğüm arkadaşım Koray ile birlikte okulumuzun önünden kaçırıldık. Hayatımda ilk defa deniz ile tanıştığım yer bu uçsuz bucaksız, yosun kokan ada olmuştu. Filmler ve kitaplar'ın doğru söylediğini, deniz suyu'nun tuzlu olduğunu Korhan Yüzbaşı'nın uyguladığı işkence eğitiminde anladım. 'İşkence anında sevdiklerinizi getirin aklınıza. Canınız az acıyacaktır.' diyorlardı. Ama bilmiyorlardı ki; Annem'in yaşlı gözleri aklıma geldiğinde daha çok yanıyordu canım. Burada öğrendim. Uzaklarda! Çok uzaklarda sevmemiz, uğruna canımızı, ailemizi fedâ etmemiz gereken Vatanımız varmış. Ben, mahallemizdeki Karakolda nöbet tutan asker Abilerime bakıp selâm verdiğimde; 'Allahım inşAllah ben de asker olurum.' diye dua ederken hayâl ettiğim bu değildi. Biz farklı olacağız. Fırtına olup eseceğiz, kan içip kin kusacağız. Adı Soyadı : Rahman ALGANOĞLU Yaş : 22 Kod Adı : KaraBasan Rütbesi : ALFA Görev Yeri : Doğu Türkistan Görevi : İNFAZ * Not: Kahramanlarımız'ın gerçekten yaşanmışlıkları ile harmanlanmış, uzun bölümleri'nin gerim gerim gereceği bir genel kurgudur. * İçerisindeki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür...
ÜZÜM BUĞUSU by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 1,765,047
  • WpVote
    Votes 111,168
  • WpPart
    Parts 31
Sene 1992, ülke sağ ve sol çatışmasının izlerini hâlâ taşıyorken henüz yoluna girmiş bir düzen yoktur. Bu çatışmanın içerisinde aynı evde doğup büyümüş olan Firuze ve Ecevit birbirlerinin tek ve en sevdiği oyun arkadaşıdır. Yetişkinlerin kavgalarının ötesinde, boya kalemleri ve oyunlarıyla büyüyen iki çocuğun doğarken beraber yazılan hikayeleri; bir doğum gününde sert bir silgiyle silinir, hiç var olmamış gibi koparlar birbirlerinden. Silgi yazıyı siler, kağıdı hırpalar ve Ecevit bir ailenin avucunun içinde yok edilir. Suçlar ve cezalar. Cezaları yalnızca suçlular mı çeker? Silgi yazıyı siler, leke bırakır ve Firuze en sevdiği oyun arkadaşını kaybeder. Suçlananlar ve cezalandırılanlar. Suçlular sadece yetişkinlerden mi çıkar? Firuze Akın ellerinde fırçalar, karşısında tablolarla yıllardır oyun arkadaşını beklemektedir. Seneler sonra aynı sayfa açılır, silgi de kalem de tek kişinin eline düşer. Ali Ecevit Tarhan, yazıp silmek için yok edildiği o yere geri döner. *** "Firuze sen benim çocukluğumsun," Gözleri derin bir şefkatle bana bakıyordu. Konuşan Ecevit'ti. Onu evvelden tanıyordum. Gözlerindeki şefkat avucunun içine düştü, un ufak edildi. "Firuze sen benim çocukluğumun katilisin," dedi acıyla, nefesini keskin bir bıçak kesti, o bıçağı ben tuttum sandım. Konuşan Ali Ecevit Tarhan'dı. Onu yeni tanıyordum.