KASVET
wialyonis
- Reads 13,801
- Votes 69
- Parts 1
"Masumu oynayan bir ailede büyüdüm, yüzsüz gibi onlardan oldum ve şimdi de özgürlüğü hak edecek kadar kalbimde masumiyet olduğunu mu düşünüyorsun?"
"Hem masumiyet, hem teslimiyet," dedi hiç olmadığı kadar emin bir sesle. Beni görüyordu, yaratılan cehennemde sıkışmış beni hissediyordu; onların aksine onlar gibi olmadığımı biliyordu. Yine de ben bunu kabul edemeyecek kadar yalancı, mumu sönemeyecek kadar küle dönmüş biriydim.
"Yanılıyorsun," dedim. "Kıyameti şu ana kadar en çok zaman güçlendirdi, aynı şekilde herkesi de o değiştirdi. Ben, o değişenlerdenim." Yalana batan bir soytarı, hiç mi göremeyecekti sahi aydınlığı?
"Sen herkes değilsin."
"Aksine, ben en çok o herkesim, Demirsoy." Gömleğimin düğmelerini teker tekerler sökerken içimdeki beyaz tişört ortaya çıkıyordu ve bu tişört hiç de tertemiz değildi.
Önce kan lekelerini gördü, sonra da ses kayıt cihazını.
Ben ne aydınlığı görecektim, ne de hayali kelepçeler elimde, lanet bir çip ise beynimdeyken aşık olup karşımdakini karanlıktan sürükleyerek özgürlüğüne kavuşturacaktım.
Zira ben, her şeyi bir kenara atıp üzerine toprak atacak, ihaneti bir kurşun geçirmez yelek misali giyecek kadar yüzsüzdüm.
"Cehenneme asıl şu anda hoş geldin, sevgilim."
***
Kitapta geçen unsurlar; olaylar, kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür, gerçekliğe dair hiçbir şey barındırmamaktadır!