Işığı çalınmış bir kız. Karanlığı kendi çıkarlarına göre şekillendiren bir adam. Ve kaderin zorla birbirine bağladığı iki hayat. Elara on yıl boyunca karanlığa mahkum edildi. Çocukluğunu, hayallerini ve kimliğini çalan adamın esaretinde nefes almaya çalışan küçük bir ışık gibiydi. Daha sekiz yaşında dünyaya borçlu doğmuş gibiydi; kader onu hep en zor yoldan sınadı. Ta ki bir gün kapı açılana kadar. Onu kurtaran kişi bir kahraman değildi. Karan, acımasızlığıyla tanınan, her adımı hesaplı atan bir mafya üyesi... Elara'yı kurtarmasının tek nedeni ise merhamet değil, kendi çıkarlarıydı. Elara cehennemden çıkıp başka bir karanlığa sürüklendiğini fark etiğinde on yıldır susan tüm çığlıklar yeniden canlanır. Karan ise Elara'nın gözlerinde yıllardır kaybettiği "ışığı" görünce kendi dünyasının çökmeye başladığını anlar. Zıtlar birbirine çekilirken, aynı zamanda birbirini yakar. Elara Karan'ın karanlığında kaybolmak üzereyken, Karan ilk defa ışığa bu kadar yaklaşmanın bedelini hisseder