JMB_73
- Reads 989
- Votes 55
- Parts 28
Gözlerim parıl parıl parlayan güneşi zorlukla seçerken beynim, karşımdaki kişinin söylediklerini seçemiyordu. Anlayamıyordum. Yine mi aynısını yapmıştı bana? Tüm kalbimle güvendiğim adam, her şeye rağmen yine bana yalan mı söylemişti? Kalbimden boğazıma doğru bir yumru yükselirken zorlukla sesimi buldum. Her ne kadar çatlak çıksa da söyleyeceklerim için yeterliydi.
''Yine mi aynısı?'' dedim zorlukla. Karşımda her şeye rağmen sessizce bekleyen Murat'ın yüzünü gördüğümde zaten her şeyi anlamıştım. Sadece inanmak zor geliyordu. İçimden sadece ağlamak gelirken, seslice yutkundum ve gözlerimdeki yaşların geri gitmesi için kafamı seri bir hareketle yukarı doğru kaldırdım. Mavi gökyüzünü seyrederken aynı zamanda Murat'ın mavi gözlerinin tesirinden kurtulduğum için her şeyi daha fazla anlıyordum.
Bana onca yaptığının üzerine 'evet' anlamında kafasını salladığında hiç tereddüt etmeden sert bir tokat attım. Murat'ın gözleri şaşkınlıkla açılırken arkamı döndüm ve kafamı yerden kaldırmadan yeşil otları izleyerek bahçenin sonuna doğru ilerledim. Son bir kez arkama baktığımda bana pişmanlıkla bakan gözler beklediğimi bilsem de sadece, derin bir üzüntü gördüm gözlerinde. Bilemiyorum, belki de sadece beni kırdığı için üzgündü. Aslında, Selin'e değer veriyordu belki de. Bu düşündüğüm canımı daha çok yakarken gözyaşlarımı özgürlüklerine kavuşturdum. Ama ben Gizem'sem bunu Murat'ın yanına bırakmazdım.
*****
Şimdi karşısındakini tanıyamamış bir genç kızın, acıları ve arkadaşının yalanlarına olan tepkileriyle; bazen de eğlenceli anlarla karşılaşacağınız hikayemi beğenmenizi umarım...