yousaynisa
- Reads 392
- Votes 49
- Parts 22
'Hayır! Onun sesini unutamam olamaz.'
Kız delirmişti. Sağ ve sol elleriyle kafasını tuttu. Derin nefeslerinin arasından acı dolu haykırışlar çıkıyordu. Gözleri, gülün en kırmızı tonunu almıştı. Yanakları al al olmuş burnu çeşme gibi akıyordu.
Migreni baş göstermeye başlamıştı. Doğru düzgün acı bile çekemiyordu! Sakinleşmeye çalıştı. Olmadı...
Kendisini yatağına doğru attı. Avuçlarını yatağına dayadı. Öne doğru eğildi ve geçmişini düşünmeye başladı. Onu çağırmasına gerek yoktu. Geçmişi zaten hazırdı, oradaydı. Beyninin en ortasını kendisine mesken edinmiş, hayatına gelen her yeni şeye engel oluyordu.
O sırada yanında tüm ihtişamıyla duran emektar, dostu, en yakın arkadaşı, sırdaşı ve dert ortağını fark etti. Ritimli titreyen elleriyle kemanını ve arşesini eline aldı.
İlk olarak dizine koydu kemanını. Parmak uçlarıyla dokunarak hissetti onu. Hafifçe gülümsedi. Artık sesini unutmayacaktı...Onun sesi piyanoydu ve o imkansızı başararak kemanıyla canlandıracaktı. Beyni bunu asla unutmayacaktı.
Sevdiğinin eskiden 'Bizim Şarkımız' diyerek piyanoyla bestelediği şarkıya, Kemanla eşlik edecekti. Kızda besteleyecekti. Bu kemandan çıkan ses aslında sevdiğinin sesi olacaktı.
'Bizim Şarkımız, senin sesin olmadıkça eksikti.'
diye mırıldandı kız.
Ayağa kalktı ve penceresinin önüne doğru ilerledi. Kasvet dolu çehresini aya doğru, ardından denize çevirdi. Acıyla gülümsedi, gerindi.
O akşam, Tanrı'da şahit olmuştu. Kemanın Gözyaşları birer nota olmuştu...