Valuable.
25 cerita
İSYANDA AŞK oleh cerennmelek
İSYANDA AŞK
cerennmelek
  • Membaca 726,501
  • Suara 54,203
  • Bagian 16
Ünlü Rus yeraltı mafyası Kuzentsov'un sahibi anti kahraman Azrail'in Kılıcı ve tek amacı ülkesine hizmet etmek olan bir kahraman askerin hikayesi...
ATEŞPARE (+18) oleh cerennmelek
ATEŞPARE (+18)
cerennmelek
  • Membaca 49,499,928
  • Suara 2,267,059
  • Bagian 94
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi. 🔥 Yayınlanma Tarihi: 12.04.2020 Bu kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Uyarı: Eğer kurguyu spoi almadan okumak istiyorsanız, yorumları okumamanızı tavsiye ediyorum.
EMARE SERİSİ oleh asliaarslan
EMARE SERİSİ
asliaarslan
  • Membaca 2,240,242
  • Suara 125,912
  • Bagian 64
"Çocukluğumuz tohumumuzdur," diye fısıldadı Sırtlan'ın kül olan kalbi. "Tohumumuza kim su verdiyse o şekilde büyür ve yetişiriz." EMARE serisinin, birinci kitabı Sarmaşık, ikinci kitabı Pusula ve son kitabı Maske bu başlık altında toplanacaktır.
BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAK oleh zanegzo
BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAK
zanegzo
  • Membaca 10,151,490
  • Suara 832,866
  • Bagian 58
❝İnsan bir kutu kibrite benzer. Varolur, yanar ve söner.❞ Bu hayatta nasıl bir kibrit olacağına sen karar vereceksin. Yanacak mısın? Yakacak mısın? Yoksa öylece duracak mısın? Ben, benimle yanmanı, gerimizde kalan her şeyi yakmanı istiyorum. Çünkü uzun bir süredir yanlış kişilerle, yalnız hayattasın. Ait olduğun yere dönme vakti. Bil ki; seni almaya geliyorum, Balkan kızı. BİR KİBRİTLE YOK OLMAK
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Membaca 7,508,716
  • Suara 172,583
  • Bagian 15
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
YARALASAR(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Membaca 16,583,920
  • Suara 671,066
  • Bagian 55
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
Vurdu ve AŞK! (KİTAP OLDU) oleh beeyzz
Vurdu ve AŞK! (KİTAP OLDU)
beeyzz
  • Membaca 15,445,555
  • Suara 660,098
  • Bagian 64
Sinan Tümer; başarılı, insanın içini eriten ses tonu ve kusursuz diksiyonu olan bir spor spikeridir. Yurt dışında çalıştığı kanalda Beşiktaş'ına laf ettiği için canlı yayına gelen konuğuna kafa atıp, istifa eder ve Türkiye'ye dönmeye karar verir. Bütün spor camiası şerefli davranışıyla onu bu dünyaya kabul etmeye hazırken; aynı şeyi abisi, yengesi ve yeğeninin bakıcısı başarabilecek miydi? Resmi instagram hesabımız; @vurduveaskwattpad ⚫⚪
CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK | +18 oleh yasveyuk
CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK | +18
yasveyuk
  • Membaca 651,985
  • Suara 18,922
  • Bagian 63
Gözlerim bağlı, göğüslerim onun gözleri önüne serili öylece uzanıyordum. Isırmaktan kan kırmızısını aratmayan dudaklarımı araladım. ''Bant?'' sesim içime kaçmış gibiydi, beni duyduğundan bile şüpheliydim. ''Göğüslerinin üzerini bantlamamı mı istiyorsun?'' açık sözlülüğü karşısında nefeslerim bir an tıkandı. sesi bu durumdan keyif alırcasına çıkıyordu. ''Ne yazık ki bu mümkün değil lakin dilersen... Göğüslerinin üzerini ellerinle kapatabilirsin.'' Dirseğini karnıma koydu ve çalışmaya başlayan makinenin sesiyle iki elimi göğüslerimin üzerine kapattım. Dudaklarım aralandı, elimin altında sertleşen göğüs uçlarımın baskısını hissedebiliyordum. Karnımı tamamen kaplayan koluyla beraber iğnenin ucunu bana değdirdiği anda bedenimde meydana gelen sızı makinenin defalarca kez etimin altına girip çıkmasıyla yerini uyuşukluğa bıraktı. ''Normal şartlar altında,'' diye konuşmaya başladığında dudaklarımı yaladım. ''Yapmayı tercih etmediğim bir şey yapacağım.'' Aldığım nefesle göğüslerim, göğüslerimle beraber ellerim havalandı. Sertleşen göğüs uçlarım sıcak ellerimin içine yer yapıyormuşçasına batıyordu. Dikkatinin nereye kaydığını tahmin edebiliyordum. ''Çok beyazsın, bedenin kusursuz.'' diye mırıldandı. ''Teninde bırakacağım izlerin ne kadar güzel olacağını düşünebiliyor musun?'' -- SONSUZU YAŞAMAK SERİSİ I TAMAMLANDI, 2. KİTAP 50. BÖLÜMDEN SONRASIDIR, DEVAM EDİYOR. 0 222
Yalancılar ve Yabancılar oleh emregul_
Yalancılar ve Yabancılar
emregul_
  • Membaca 3,396,024
  • Suara 165,589
  • Bagian 43
Her insan bir yalancıdır. Her insan bir yabancı... Bize öğretileni yapar, bir yalanı yaşarız hayat boyu. Vakti geldiğinde ise yalan hayatlarımıza yabancılaşırız. İsteyerek ya da zorunda kalarak... Biz zorunda bırakıldık ve her şey o gün başladı. Hayatlarımıza yalan o gün bulaştı. Ya da biz öyle sanıyorduk. Biz kim miyiz? Bizler yabancıyız. Belki biraz da yalancı...
SOKAK NÖBETÇİLERİ oleh asliaarslan
SOKAK NÖBETÇİLERİ
asliaarslan
  • Membaca 57,290,646
  • Suara 2,230,997
  • Bagian 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."