"Bazı yaralar kapanmaz, bazı düşmanlar affedilmez ve bazı hikayeler asla mutlu bitmez." Dünya, bir virüsle sarsıldığında, yalnızca bedenler değil, ruhlar da çürümeye başladı. Kaosun ortasında insanlar ikiye ayrıldı: Avcılar ve kurbanlar. Ancak bazen, kurbanlar avcılardan daha tehlikeli olabilir... Ahu Serra, Lavin ve Meva, geçmişin küllerinden doğan üç genç kadındı. Hayatta kalmak için öldürmekten çekinmeyen, intikamın ateşiyle yanıp tutuşan üç yabancı... ya da belki de hiç farkında olmadıkları bir aile. İhanet, kayıp ve kanla örülmüş bu dünyada, adalet artık yalnızca en güçlü olanın elindeydi. Ama bu hikaye, sadece hayatta kalma mücadelesi değildi. Bu, insanlığın en karanlık yönleriyle yüzleşme hikayesiydi. Çünkü virüs sadece bedeni değil, ruhu da ele geçiriyordu. Onlar sadece düşmanlarından intikam almak için değil, bu çürüyen dünyaya hükmetmek için yaşıyorlardı. Ve dünya, onların sonunu beklerken, onlar dünyanın sonunu getirecekti.

La storia è ambientata nel 1863 e ha come protagonista Anna, la quale si troverà a pensare al passato, al presente e al futuro, raccontandovi la sua storia. Dovrà affrontare una grande perdida che la segnerà profondamente per il resto della sua vita. L'amore, per Anna sarà, fonte di gioia e dolore, portandola a infrangere gli schemi bigotti della società ottocentesca. Lotterà per raggiungere il proprio sogno e aprirà la Sartoria Munafò, in onore della madre. L'intreccio tra sfilate di moda e passioni amorose costituirà un filo conduttore ricorrente nell'intero romanzo. All'interno del romanzo, troverete numerose leggende popolane e una ricca esposizione di usi e costumi della nostra amata terra, la Sicilia. I luoghi descritti includeranno quelli che circondano Enna e le aree limitrofe, estendendosi a Palermo, Siracusa e altre città.