<3
10 stories
Kaybedenlerin Umudu..(Klaroline) by bekleyenkiz
bekleyenkiz
  • WpView
    Reads 99,911
  • WpVote
    Votes 4,625
  • WpPart
    Parts 34
Elena ve Caroline kaybettiklerinin acısıyla yeni bir hayata başlamak zorunda kalırlar. Klaus yaşadığı şehrin kapılarını tek aşkına açtı. Elena Damon'u kurtarabilecek mi? Değişen hayatlarından,kaybettiklerinden sonra Klaus ve Caroline neler yaşayacak ? Bir Klaroline hikayesidir...
SEHER YELİ  (TAMAMLANDI) by umrantan
umrantan
  • WpView
    Reads 7,183,358
  • WpVote
    Votes 365,621
  • WpPart
    Parts 45
Kitap olacağı için bölümlerin bir kısmı kaldırılmıştır. 🌱 "Sen benden uzak durabilecek misin?" dediğimde sesim kısıktı. Bedeni gerilirken devam etmeye zorladım kendimi. "Bak," deyip elimi çenemin üstündeki elinin üstüne yerleştirdim. "Elin tenimde gözün gözümde." Gözlerindeki ifade kararırken yüzümü biraz ona doğru yanaştırdım. Dudaklarımız arasındaki mesafe öyle azdı ki... Dudakları yavaşça dudak kenarıma dokundu. Nefes nefese kalmış bir vaziyette, daha fazlasını istiyor, elleri arasında milyonlarca parçaya ayrılıyordum. Gözlerim kapanırken dudağımın altındaki çizgiyi öptü. "Ben seni tüketirim, ben seni yeşertemem Zeynep. Sen benden yeni filizlenen bir çiçeği koparıp atmamı istiyorsun. Yapamam be Zeynep. Yapamam. Bunu sana da kendime de yapamam." 🌱 Amcası tarafından geneleve satılan Zeynep Kızıl, başına kötü bir şey gelmeden önce İstihbaratçı Vural Alazoğlu tarafından kurtarılır. Geçmişindeki acılardan sıyrılamayan Vural, Zeynep'in hayatına bir ışık gibi doğmuştur. Zeynep kalbini Vural'a kaptırdığında kendini aşk ve tutku dolu bir ikilemin ortasında bulur.
Matmazel Noir • yarı texting by isilsugultekinn
isilsugultekinn
  • WpView
    Reads 1,553,404
  • WpVote
    Votes 158,329
  • WpPart
    Parts 65
Dedin ki; Işıkları kapa. Kim olduğunu bilmeyeyim. Ben siyah saçlarının arasında esen o hafif meltemim. * Aşkın geceye bulansın, Yalnızca bu seferlik, Matmazel Noir, Saçlarını sal parmaklarımın uçlarına. Rüzgar onu ilk gördüğünde ne olduğunu anlamadı, çözemediği biriydi, onun kendisini fark etmesini bekledi. Okulun yıldız çocuklarındandı, ancak O kız onu fark etmedi. Matmazel Noir ne saklıyorsun rüzgarında?
EHVENİŞER by ebyide
ebyide
  • WpView
    Reads 738,160
  • WpVote
    Votes 35,181
  • WpPart
    Parts 49
Damarlarında, kaderin acımasızlığı ilmek ilmek gezen Mehir Mirzan, yalnızlığın en zift tonunu yaşadığı bir dönem olan klinik sürecinde kendisine yeni bir aile kurmuştur. Bir yıl iki ay sonra, madde ve nikotin bağımlılığı ile olan savaşını kazanıp, hayatla olan savaşının başladığından habersiz hayallar kurarken, kurduğu ailenin dağılma eşiğinde olduğundan da habersizdir. Habersiz olduğu bir diğer konu ise insanları ölümün ya da insanların ayırdığıdır. Geçmişten gelen yabancı bu sorularına cevap olacaktır. ❝Ölüm kapıyı çalar, kaburgandan bir kemik alır. Başka bedende vücut bulacak o kemik, ruhun bedenden ayrılışıdır. Ölüm bitiş sanılır, aslında kalanlara başlangıçtır. Bir kara kışın ortasında, yanan bir ateş, uzanan bir daldır. Yanan bir adam ise derdine belki devadır.❞ ❝Özgürdük çünkü kurtulmuştuk. Tutsaktık çünkü kurtulduğumuz sadece korktuğumuz bağımlılığımızdı.❞ ❝Zihnimiz hâlâ dolu, kalbimiz deli gibi vurgundu. Her nefesin göğüs kafesimizde bir çiçek soldurduğu dört duvarın arasından çıktığımızda bitti sandığımız bağımlılığımız yeni başlamıştı.❞
DOKSAN ARTI DÖRT  by aurcapel
aurcapel
  • WpView
    Reads 4,405,413
  • WpVote
    Votes 234,895
  • WpPart
    Parts 47
KİTAP OLDU. (30.12.2023) Doksan Artı Dört'ün kitap haline tüm sitelerden ve kitapçılardan ulaşabilirsiniz. ☽ Galatasaray fanatiği genç iş adamı Merdan Efe Yüceer ve olduğu konuma tırnaklarını kazıyarak gelen başarılı avukat İzgi Gökyel. Maç doksan dakika, top yuvarlaktı. Belki maçın skoru uzatmalarda değişecekti, belki de onlar için asıl galibiyet beraberlikte gelecekti. "Maçın seyri değişti," dedi nefesi nefesime karışırken. "Doksan artı dörtte seni kazandım. Bu saatten sonra mağlubiyetin bile bir önemi yok." ☽ Hikayedeki tüm karakterler ve olaylar hayal ürünüdür.
Sergüzeşt by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 34,483
  • WpVote
    Votes 1,128
  • WpPart
    Parts 9
Dilber Kafkasya'dan Türkiye'ye getirilmiş genç bir kızdır. Halayık olarak çalıştığı konaklarda çeşitli zorluklarla karşılaşır. Samipaşazâde Sezai Dilber'in Kafkasya'da başlayıp Mısır'a kadar uzanan hüzün dolu sergüzeştini anlatır. Sevgilisi Celâl Beyin Dilber'e kavuşmak için önüne gelene onu sorması, her ağlayan insanı sevgilisi sanması, Mısır'da kapatıldığı yerden kendisini içten içe seven harem ağası Cevher tarafından kurtarılması insanı etkileyici bir biçimde kaleme alınmıştır. BORDO SİYAH YAYINLARI Hazırlayan: Kemal Bek
Vatan Yahut Silistre by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 9,844
  • WpVote
    Votes 373
  • WpPart
    Parts 4
Vatan yahut Silistre, Namık Kemal'in 1872'de kaleme aldığı dört perdelik tiyatro yapıtıdır. Namık Kemal'in ilk tiyatro yapıtı olan eser, Türk Edebiyatı'nda romantik tiyatronun ilk tipik örneklerindendir. Tanzimat döneminin en önemli isimlerinden birisi olan Namık Kemal, hemen hemen tüm eserlerinde "vatan", "hürriyet", "millet" kavramlarını esas almıştır.Batılı anlamda ilk tiyatro eserimiz olan Vatan Yahut Silistre, Namık Kemal'in de yazdığı ilk oyundur. Eser, Namık Kemal'in sağlığında Gedikpaşa Tiyatrosu'nda sahnelenmiş hatta gösterimin ardından çıkan bazı olaylar ve İbret gazetesinde yayımlanan bazı makaleler, Namık Kemal ve arkadaşlarının sürgüne gönderilmesine neden olmuştur. Bir tiyatro eseri olarak ayrıca ilgi görmüş, kısa zamanda başka dillere çevrilmiş ve pek çok tiyatro oyununun yazılmasına öncülük etmiştir. Rusların Silistre Kalesi'ni kuşatmasına karşı koymak üzere gönüllü olarak Silistre'ye gelen İslam Bey ve erkek kılığına girerek onun ardından giden Zekiye'nin hikâyesinin işlendiği Vatan Yahut Silistre'de asıl vurgulanmak istenen, "vatan uğruna yapılmayacak şey olmadığı"dır. Bordo Siyah Yayınları Hazırlayan: Kemal Bek
Eylül by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 45,003
  • WpVote
    Votes 1,083
  • WpPart
    Parts 22
İlk defa 1900-1901 yılları arasında Servet-i Fünûn dergisinde tefrika edilen Eylül'ün kitap halinde ilk baskısı 1901 yılında yapılmıştır. Rauf'un en önemli eseri olan Eylül, zamanının ilk psikolojik romanı olarak kabul edilir. Romanda, Suad, Süreyya ve Necib üçlüsü arasındaki aşk-sadakat-evlilik üçgeninde, bu insanların ruhsal çözümlemesi yapılmıştır. Evli bir kadınla, kocasının yakın arkadaşı olan bir adam arasında yaşanan yasak aşk ve bunlardan habersiz kocanın ruhsal durumları, kadının ve erkeğin toplumsal rolleri, dönemi itibariyle cesur bir dille anlatılmaktadır. Sis Yayıncılık - 2012
İki Şehrin Hikayesi by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 40,313
  • WpVote
    Votes 1,139
  • WpPart
    Parts 45
Dünya edebiyatının en önemli klasik yapıtlarından biri olan İki Şehrin Hikâyesi, Paris ve Londra arasında gelişen olay kurgusuyla, tarihin en hareketli anlarından birinin, Fransız Devrimi'nin ekseni etrafında biçimlenir. Edebiyat dünyasının "Dickens'ın en büyük tarihî romanı" olarak, yazarın kendisinin ise "Yazdığım en iyi hikâye" diye tanımladıkları yapıt, Fransız Devrimi ile Terör Dönemi kargaşasında yaşamak zorunda kalan bir grup insanın özel yaşamlarını aktarırken, dönemin acımasız toplumsal koşullarını da irdeler. Hapsedildiği Bastille zindanından kurtarılan Doktor Manette ile iş işten geçmeden İngiltere'ye göndermiş olduğu kızının on sekiz yıl sonra buluşmaları ve Londra'da yeni bir yaşam kurmaları; sevgi, dostluk, özveriyle örülmüş bu yaşamın Paris'te gelişen devrim dalgasının haberleriyle gölgelenişi, iki şehri yansıtıyor okuyucuya. Paris'teki karanlık günlerin karşısında Londra'daki aydınlık ve dingin günler yer alıyor. Ancak her iki şehir de karanlığın içinde umudu, aydınlığın içinde hüznü taşıyor. Yazar: Charles Dickens Çevirmen: Meram ARVAS Yayınevi: Can Yayınları İlk baskı yılı: 2011
Monte Kristo Kontu by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 10,761
  • WpVote
    Votes 432
  • WpPart
    Parts 61
Dumas klasik romanın kilometre taşlarından biri olan bu yapıtında, Doğu'ya, klasik mitolojiye ve insan psikolojisine duyduğu tutkulu ilgiyi coşkun bir anlatıda, ustalıklı diliyle harmanlıyor. "Dumas kitlelerin tutkularını paylaşmayı ve doyurmayı diğer tüm romancılardan iyi başarıyordu. Onlar gibi otoriteye, adalete ve serüvene bayılıyor; onlar gibi insanlığı kahramanlar ve alçaklar olarak ikiye ayırıyordu... Bir öyküyü başka kimsenin anlatamayacağı biçimde anlatmayı biliyor; onun kaleminin gölgesinde en yavan anlatı bile bir destan görünümüne bürünüyordu." André Maurois İthaki Yayınları Çeviren: AYSEN ALTINEL